Bakırhan: 31 Mart'ta Kürdün anlayışını yönetime taşıyacağız

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Örgütümüze, kurumlarımıza sahip çıkarak bu zulüm düzeni ile baş edebiliriz. 31 Mart'ta Kürdün anlayışını yönetime taşıyacağız" dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Amed'de partisinin gerçekleştirdiği belediye eşbaşkan adayları tanıtım toplantısında konuştu. Bakırhan, aday belirleme sürecine dikkat çekerek, "Eşbaşkanlığa yasal statü kazandırdık. Dünyanın birçok yerinde Kürtlerin kendi bağrından çıkardığı esbaşkanlığın nasıl uygulandığını gösterdik" dedi.

Aday adaylarının partinin genel merkezi yerine halka gittiğini ve çalışma yürüttüğünü vurgulayan Bakırhan, "Genel merkezi kapatıp, ön seçim yaptık. Bize değil, halklarımıza gidin, sokaklara gidin, Kürt halkından onay alın, sonra bize gelin dedik. Emin olun bunu da başardınız. Sıkıştığımız her dönemde yardımımıza koşan sizler büyük bir demokrasi örneği vererek, bu halk oylamasını da başarıyla sonlandırdınız. Bugün ortaya koyduğunuz demokrasi örneği de Kürtlerin dünyaya hediye ettiği bir model olacaktır" diye konuştu.

Bakırhan, şu değerlendirmeleri de yaptı:

"Zor dönemden geçiyoruz. Sistem irademizi yok saymak için elinden geleni yapıyor. Kayyumlar atıyor, irademize el koyuyorlar. Sanıyorlar ki belediyeleri iki dönem kayyum atadıklarında Kürt baş eğecek. Selahattin Demirtaş'ları, Gültan Kışanak'ları içeri alınca Kürtler vazgeçecek sanıyorlar. Onlara 31 Mart’ta Kürdün her şeye rağmen direndiğini, iradesine sahip çıktığını bir kez daha göstereceğiz. Kayyum hırsızlık demektir, yolsuzluk ve usulsüzlük demektir. Mardin kayyumunun yaptığı usulsüzlükler buradan Ankara'ya yol olur. Amed kayyumlarının yaptığı usulsüzlükler; La Casa De Papel dizisi vardı, onun senaristlerini bile şaşırtacak niteliktedir. Eminim o diziyi çekenler bu kayyumların usulsüzlüklerini görselelerdi bu dizileri yapmazlardı. Kayyum ismimize düşman. Kayyum Kürdün varlığına ve iradesine düşman. Ne yapacağız? 31 Mart’ta bunları Ankara’ya göndereceğiz. Saray'ın bin odası var. Hepsi orada kendisine yatacak yer de bulur, iş de bulur. Biz kendi işimize bakarak, Kürt toplumunun halklarımızın daha özgür, daha şeffaf, daha demokratik bir anlayışla yönetilmesini hep birlikte sağlayacağız.

'GASP GİRİŞİMİNİ ENGELLEYECEĞİZ'

Burada sizlere büyük görevler düşüyor. Değerli barış annelerim, barış mücadelesinde örnek olan anneler, ev ev dolaşacağız, gitmediğimiz kapı bırakmayacağız. Bunların kaçak seçmenlerine karşı biz iki tane seçmen kazanacağız. Bunların bütün polisleri, askerler ve kolluk kuvvetlerini taşıyarak irademizi gasp etme girişimi karşısında durmayacağız, dinmeyeceğiz. El birliği ile çalışacağız. Bunlara Kürdün nasıl bir çelik iradeye sahip olduğunu hep birlikte göstereceğiz. Buna inanıyorum, sizler yoktan var ettiniz. Sizler adı dili ağızlara alınmayan bir halkın mücadelesini gerçekliğini ortaya koydunuz. Sizler Rojava'da milliyetçiliğin, muhafazakârlığın, dinciliğin hüküm sürdüğü kadınının, Kürdün yok sayıldığı bir coğrafyada büyük bir devrim yarattınız. Şimdi emin ki hep birlikte Kurdistan coğrafyasındaki halklarımızla birlikte bizim bağrımızdan çıkmayan, bize ait olmayan her şeyimize yabancı olan bu kayyumları göndereceğiz.

'BELEDİYELERİ BATIRDILAR, YÖNETEMİYORLAR'

Sadece kayyumlar değil AKP’nin belediyeleri de iyi yönetemiyor. Ağrı Belediyesi’nin ne halde olduğunu Ağrılı hemşehrilerimiz çok iyi bilir. İnanın, köstebek yuvası, çamur içerisinden yürünmüyor. Bingöl Belediyesi deprem bölgesi olmasına rağmen depremin ne olduğunu bilmiyor. Deprem hattı üzerinde iskan veriyor, imar izni veriyor. Sanıyor ki deprem oradan es geçecek. Bingöl Belediyesi'ni batırmış, bitirmiş, borçlandırmış. Dersim Belediyesi’nde ‘Tunceli’ zihniyetini ortadan kaldırarak, Dersim’in gerçek evlatlarını iktidara taşıyarak, demokratik yerel yönetimlerimizi oraya da götürmek durumundayız. Kars kayyumu namaz kılıyor ama vallahi yapmış olduğu yolsuzluklar yol olur. Yani bunların namazı ibadeti bir yere kadardır. Mesele rant olunca, mesele Kürdün iradesi olunca mesele Kürdün inkarı olunca bunlar her şeye karşı çıkarlar, takiye yaparlar. AKP yönetemiyor, ülkeyi yönetemediği gibi belediyeleri de yönetemiyor. Bize kayyum atamasının sebebi örnek modeller ortaya koyduğumuzdandır. Siirtli arkadaşlarımız bilir bir dönem biz de orada belediye eş başkanlığı yaptık. Emin olun suyu kesilen tek bir hane yoktu, parası olmadığı için okula gidemeyen tek bir öğrenci yoktu. Kadın kooperatifleri kuruldu. Açlığı yoksulluğu önlemek için elimizden gelen her şeyi yaptık, halkın belediyesi olduk. Sadece Kürtlere değil orada yaşayan Araplara, Türklere de eşit hizmet götürerek, ciddi bir model ortaya koyduk. Şimdi 25 yıldır büyük bedellerle yaratmış olduğumuz bu modeli batıya taşımaya AKP belediyelerini alarak oralara götürme gibi bir sorumluluğumuz olduğunu belirtmek istiyorum. Bunları başaracağımıza inanıyorum.

'TUTSAK YOLDAŞLARIMIZA BORCUMUZ VAR'

Değerli arkadaşlar evet yeni bir model uyguladık, kimi eksikliklerimiz olabilir, kimi yetersizliklerimiz olabilir. Yeni uygulanan her şeyde ufak tefek kimi arızalar ortaya çıkabilir. Eminim ki önümüzdeki dönem şimdi ortaya çıkan bu eksiklikleri de birlikte gidereceğiz. Şimdi aday adayı olan bütün arkadaşlar bizim arkadaşlarımız yoldaşlarımızdır. Dosyasını aldığımız yarışa giren bütün arkadaşlar bizim için eş değerdedir. Sadece seçilen eşbaşkanlar değil seçilemeyenler de bizim yol arkadaşlarımızdır. Bizim değerlerimizdir. Bizim birlikte yürüyeceğimiz, birlikte mücadele edeceğimiz, birlikte bu zorlukları göğüsleyeceğimiz arkadaşlarımızdır. Dolayısıyla çağrım onlara; siz yenilmediniz, kaybetmediniz. Hep birlikte halkımız kazandı, modelimiz kazandı, önümüzdeki dönem seçilen arkadaşlarımızla beraber birebir daha güçlü daha çok çalışarak, bu halkın hizmetinde olduğumuzu kanıtlayalım. Biz bir seçim partisi değiliz. Kimin nereye seçildiğinin bir yere kadar önemi var. Önemli olan Kürt halkının geleceğidir, mücadelesidir. Önemli olan bu mücadele için kaybettiğimiz binlerce insanın onuruna layık olmaktır. Cezaevinde bizim başarımızı bekleyen, direnen, açlık grevine giren, Kürtlüğünü, dilini, kimliğini yaşatmak için mücadele eden bütün arkadaşlarımıza başarı borcumuz var.

Biz birbirimize güvenerek, birbirimize inanarak, örgütümüze, merkezimize, kurumlarımıza sahip çıkarak bu zulüm düzeni ile baş edebiliriz. Ben baş edeceğimize, kazanacağımıza, 31 Mart'ta ezilenlerin, ötekilerin, Kürtlerin tekrar demokratik yerel yönetimler anlayışını yönetime taşıyacağına onan inançla siz emek veren bu demokrasi modelini hayata geçiren halklarımızın önünde saygıyla eğiliyor. Hepimize başarılar diliyorum. Serkeftin.”