Bakırhan: Güçlü mücadeleyle bu iktidarı gönderebiliriz!

İHD Genel Kurulunda konuşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Güçlü bir mücadele zemini oluşturabilirsek, bunları göndermemek, bu faşizmi ve zulmü durdurmamak mümkün değil" dedi.

Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleştirdiği 21’inci Olağan Genel Kurulunda konuştu.
Bakırhan’a HDP İzmir İl binasında katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, Urfa Milletvekili Dilan Kunt ve PM üyeleri eşlik etti.

'İHD'NİN ONURLU DURUŞUNU SELAMLIYORUZ'

Bakırhan, şunları söyledi:

"Bugün bu çatı altında Eren Keskin ve Fikret Abi gibi, Öztürk Başkan gibi arkadaşlarla bir arada bulunmak, aynı havayı solumak bizler için büyük bir onurdur. İHD’nin kendisi 37 yıldır hak arayanın, mazlumun, emekçinin, Kürdün, Alevinin, ezilenin kapısı oldu. 37 yıldır tüm faşizan uygulamalara, üyeleri ve yöneticilerine yapılan suikast ve faili meçhul cinayetlere rağmen ayakta duran, yılmayan ve mücadelesine devam eden dünyada bir başka kurum yoktur. Dolayısıyla en başta İHD’nin bu onurlu duruşundan dolayı partim adına bütün emekçilerine ve çalışanlarına, yerelde bütün zorluklara rağmen çalışmalarını yürüten çok kıymetli arkadaşlara bir kez daha saygı ve selamlarımı iletmek istiyorum. İHD, direniş ve duruşun yanında bize bir şey daha öğretti. Kadın arkadaşlardan oluşan divan kurmasını da bir kez daha buradan selamlamak istiyorum. Dünyada sadece kadınlar olsaydı, bu şiddet ve faşizm olur muydu diye düşünmemek elde değil.

VEDAT AYDIN ANILDI

İHD Genel Kurulunda bulunurken Vedat Aydın’ı, Ayşenur Zarakolu’nu, Leman Fırtına’yı, şehit düşen, yaşamını yitiren arkadaşları anmadan geçmek istemiyorum. Onları rahmetle anıyoruz. Mücadelelerinin devamcısı olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu dönemde çok büyük emek ve katkılar sunan şu andaki yönetime teşekkürlerimi ve seçilecek yönetime başarı dileklerimi iletiyorum. Son 20 yıldır bir siyasi darbe anlayışı ile yönetiliyoruz. Askeri darbelerin ömrü bu kadar uzun değildi. Yargının siyasi erkin eline geçtiği, ekonominin parti ekonomisi olduğu, adaletin yine iktidarın denetiminde olduğu bir parti devletiyle, bir parti darbesiyle devam ediyor Türkiye'deki yaşam.

'İHD MAZLUMUN VE EZİLENİN YANINDADIR'

Bugün 4 Kasım. Aslında Kürt siyasi hareketine yapılan en büyük darbelerin olduğu bir gündür. 4 Kasım’da başta Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak olmak üzere yüzlerce arkadaşımız gözaltına alınıp tutuklandı. 4 Kasım ile birlikte birçok kurumumuzun kapısına kilit vuruldu. Tam da İHD bugünlerde mazlumun ve ezilenin yanında durduğu için çok kıymetlidir. Bu darbe devam ediyor. Ortadoğu'da bir savaş da devam ediyor. Yoksulluk ve işsizlik devam ediyor. Hiçbir dönem karşılaşmadığımız kadar bir ötekileştirme devam ediyor. İnsanların güpegündüz sokak ortasında vurulduğu, çok basit gerekçelerle ağır cezalara çarpıtıldıkları, aş-iş arayan insanların artık örgütlenemediği ve her türlü şiddet ve baskıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde İHD’nin yaptığı gibi dayanışma, sahip çıkma ve birlikte mücadele etme zorunluluğumuz var.

Evet, İHD mazlumun hakkını savunuyor, mazlumun avukatlığını ve yoldaşlığını yapıyor. Ama İHD de 37 yıldır en az hakkını savunduğu mazlum kadar baskı gördü. Yöneticileri katledildi, çalışmaları engellendi. İHD, bir hak arama kurumu olarak görülmedi, terörize edilmeye çalışıldı. En son giden İçişleri Bakanının özellikle İHD’yi sürekli hedef göstermesi, tehdit etmesi de bu ülkede hep birlikte yaşadığımız bir durumdur. Başta İHD olmak üzere her birimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Cezaevinden bir arkadaşımla yazışıyoruz. Bizi tebrik etmek için aradığında ben zor bir süreç demiştim, o da “Hangi süreç zor değildi, hangi süreçte katliam ve faşizm yoktu, hangi süreçte demokratik ve rahat bir ortamda siyaset yaptık ki?” diye sordu. Evet, bizim için hiçbir süreç kolay değil. Bu işlere bilerek ve isteyerek girdik. Yaptığımız işlerin bir karşılığının olduğunu da biliyorduk.

Sistem karşısında hak aramanın, ezilenin hakkını savunmanın bir karşılığı olduğunu biliyorduk. Biz de İHD gibi hiçbir zaman geri adım atmadık, atmayacağız. Zor bir süreç ama başta Kürtler, Aleviler, ezilenler olmak üzere Türkiye halklarının bizden çok büyük beklentileri var. Bu faşizm, zor ve zulüm sür-git değil. Emin olun ki bugün bu salonu dolduran Türkiye'nin dört bir yanından gelen hak arayan devrimciler, sosyalistler, Kürtler, kadınlar, gençler, ötekileştirilen bütün kesimler güçlü bir mücadele zemini oluşturabilirsek bunları göndermemek, bu faşizmi ve zulmü durdurmamak mümkün değil. Önümüzdeki dönemin zor olduğunu biliyorum, bu bilinçle hareket edeceğimizi de biliyorum. Bu siyasi darbeyi önleyeceğimizi, darbeyi yapan aktörleri göndereceğimizi biliyorum. Bir gün demokratik bir ortamda bu darbeyi ve zulmü yapanların yargılanabileceği günlerin uzak olmadığını biliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulunuza başarılar diliyorum. İyi, güzel, özgür ve eşit yarınlarda buluşmak üzere büyük bir mücadele bizi bekliyor."