Wan Büyükşehir Belediyesi’nin gasp edilerek kayyım atanmasından sonra kentte başlayan protesto eylemleri, polis şiddeti ve baskılarına rağmen devam ediyor.
DBP il binası önünden Cumhuriyet Caddesi’ne doğru bir yürüyüş yapıldı.
Yürüyüşe Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar da katıldı.
Yürüyüşe katılanlar arasında ayrıca Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Juliana Gözen, Yeşil Sol Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Naci Sönmez, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkan Yardımcısı Senem Deniz Kural, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Yürütme Kurulu üyesi Orhan Kök, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Genel Başkanı Feray Mertoğlu, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları da yer aldı.
POLİS YİNE SALDIRDI, ÇOK SAYIDA GÖZALTI VAR
Eylemciler Cumhuriyet Caddesi’ne kadar yürürken, çevredeki kitlede alkış ve sloganlarla destek verdi.
Türk polisi, halkın eş genel başkanlarla bir araya gelmesine izin vermemesi üzerine halk tepki gösterdi. Polis yeniden eylemcilere saldırarak, çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Tuncer Bakırhan yaptığı konuşmada polisin halka dönük saldırısını kınayarak, Türkiye’nin tüm kentlerinden polislerin Wan’a getirildiğini söyledi.
Bakırhan, “Van bu ülkenin bir kentidir der misiniz? Bu bir işgal değil de nedir. Böyle bir görüntü Türkiye’nin başka bir yerinde var mı? Bu sömürge hukuku değil de nedir? Gençlerin işkenceyle gözümüzün önünde gözaltına alındığı, insanların bizimle buluşmasının engellendiği, Van halkıyla bizim aramıza bariyer kalkan koymaya çalışan bu aklı kınıyorum.” dedi.
Devleti tekçi politikalardan vazgeçmeye çağıran Bakırhan, “Van halkı 14-14 yaparak size en büyük cevabı verdi. Van halkı, ‘Bekir Kaya’yı alırsınız, belediyeyi gasp edersiniz ama ben de sandıkta hesabı 14-0 ile sorarım’ dedi. Sizler buradan ders çıkarma yerine 3 dönemdir Kürt halkının iradesine kayyım atayarak, bu halkı durduracağınızı, kıracağınızı davasından, kimliğinden vazgeçireceğinizi mi düşünüyorsunuz. Yanılırsınız. Büyük yanılırsınız” şeklinde konuştu.
WAN HALKI KALICIDIR, SİZ GİDİCİSİNİZ
Wan halkının haksızlığa, adaletsizliğe ve onursuzluğa asla izin vermeyeceğini vurgulayan Bakırhan, şunları ekledi:“Wan, yiğitlerin, barış annelerinin, onurluca mücadele eden, yılmayan kadınların kentidir. Van umudun, özgürlüğün, demokrasinin peşinde konuşan gençlerin kentidir. Wan yenilmez, pes etmez, gaspçı, hırsız kayyımlara asla onay vermez. Sizler Antep’ten, Gümüşhane’den, Kars’tan, Ardahan’dan buraya yığdığınız bu kolluk da kayyımınız da geçicidir. Ama bin yıllardır burada yaşayan onurlu Van halkı kalıcıdır. Sizler gideceksiniz, yolsuzluk hırsızlık yapan kayyımlarınız gidecek. Sizler gidicisiniz. 14-0 bizim için bir künye sizin de alnınıza yazılmış kara bir lekedir. Ama lekeden utanır mısınız onu bilmem.”
DÖVÜLÜRÜZ, İŞKENCE GÖRÜRÜZ AMA ASLA PES ETMEYİZ
Polis şiddetine tepki gösteren Bakırhan, “Eşbaşkanımızın gözünü morartabilirsiniz ama direncini, onurunu, bağlılığını asla geri çeviremezsiniz.” diye belirtti.
Tuncer Bakırhan, şöyle devam etti: “Bu morarmış göz sizin için büyük bir kötülük, bizim için onurdur. Halkımız için dövülürüz de sürükleniriz de, cezaevleri de yatarız, işkence de görürüz ama asla pes etmeyiz, asla eğilmeyiz, asla yorulmayız. Bu halkın davası onurlu bir davadır. Bu onurlu davanın demokratik bir barış ve eşit haklarla sonuçlanması için de mücadele etmeye kazanmaya, halkın iradesine onuruna sahip çıkmaya devam edeceğiz. Yargı kumpasıyla bizi vazgeçireceğimizi mi sanıyorsunuz.”
O BELEDİYE HEP BİZİM OLACAK
Bakırhan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Öcalan ısrarla inatla 26 yıldır çatışma ve şiddet zemininden siyasal zemine geçmek için didiniyor uğraşıyor yakın yakın zamanda da bir yol haritası açıklayacak. Siz ne yapıyorsunuz? Siz çözüm istiyor musunuz? Siz Kürt sorunun demokratik yollarla çözülmesinden yana mısınız? Siz bu irade gaspıyla nasıl çözeceksiniz? Siz bu Kürt düşmanlığıyla nasıl barışa ulaşacaksınız? Abdullah Öcalan çözüm için uğraşırken beyefendiler kayyım atıyor. Yolsuzluk için hırsızlık için Kürt halkının iradesini gasp etmek için. Van sizi kabul etmez. Aklınızı başınıza toplayın, insan olun. Mert olun. Barış mı istiyorsunuz, çözüm mü istiyorsunuz yoksa Kürt düşmanlığı mı istiyorsunuz? Kürt düşmanlığı mı yapacaksınız bunu açık söyleyin. Bu el barış istiyor, bu el çözüm istiyor. Bu el istiyor ki Kürt halkı kendi iradesini seçsin, kendi iradesi ile yönetilsin. Bu el diyor ki şiddet ve çatışma yerine demokratik zeminde sorunları müzakereyle, diyalogla çözelim. Kayyım atayarak, tutuklayarak, yargı sopasıyla muhalifleri, Kürtleri terbiye ederek mi çözeceksiniz? Anti demokratik ülkeler, otoriter rejimler, diktatörler teker teker çöküyor, Ortadoğu’dan dersler alın. Türkiye’nin kurtuluşu kayyımda, gaspta, irade hırsızlığında değil; Türkiye’nin geleceği demokratik bir zeminde birlikte bütün renklerin başta Kürtler olmak üzere kardeşçe eşit bir şekilde yaşamasındadır. O belediye hep bizim olacak. O kayyım gidecek. O hırsızlık yapanlar gidecek. Yargıya talimat verenler gidecek. Van’ın hangi sokağında, hangi kahvesinde hangi berberinde ‘kayyım nedir’ diye sorarsanız ‘hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlüktür’ der. Utanın biraz. Bu halkın iradesine saygı duyun. Kürt halkına düşmanlık etmeyin. En önemlisi son sözüm; karar verin. Demokratik çözüm mü, müzakere mi, diyalog mu, Kürt düşmanlığı mı? Buyurun bunun cevabını siz verin. Onurlu Van halkının mücadelesi ve davası önünde saygıyla eğiliyorum. Burada bugün bariyerler olmasa yüzbinlerle bizi karşılayacağınızı da biliyorum. Ama bu günler de gelecek.”