Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Parti Meclisi (PM) kuruluşundan sonraki ilk toplantısını Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkez binasında gerçekleştirdi.
DAHA GÜÇLÜ BİR MÜCADELEYLE YANIT VERECEĞİZ
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan toplantı öncesi yaptığı konuşmada 15 Ekim'de gerçekleşen kongrede temel sloganın "Özgürlük İçin Yeniden” olduğunu hatırlattı.
Bakırhan, "Bu sıradan bir slogan değil, aynı zamanda önümüzdeki süreçte yol haritamızı, siyasi hattımızı belirleyecek bir slogandır. ‘Özgürlük İçin Yeniden’ daha güçlü daha birlikte, daha geliştirilmiş güçlü ittifaklarla, daha güçlü bir mücadeleyle yanıt olacağımızı belirtmek istiyorum" dedi.
ROJAVA, KARABAĞ VE FİLİSTİN’DE İNSANLIK DRAMLARI
Rojava’dan Dağlık Karabağ ve Filistin’e kadar yaşanan savaşlara dikakt çeken Bakırhan şöyle konuştu: "Gözümüzün önünde bir savaş, bir vahşet yaşanıyor. Maalesef dünyada dini ve ulusal sorunlar bir türlü çözülemedi, bunun temel sebebi de öteden beridir partimizin de ortaya koyduğu gibi katı merkezci ulus devlet anlayışıdır. Ulus devletler maalesef kendi içerisindeki farklılıklara deli gömleği, tek tip gömlek giydirmeye çalışıyorlar. Bugün İsrail Filistin'de, Rojava’da ve Karabağ'da yaşanıldığı gibi birçok insanlık dramları yaşanıyor. Ulus devletçi, tekçi yönetimler maalesef farklılıkları baskıyla, zulümle, savaşta yok etmeye çalışıyor. 6 Ekim'de başlayan ve gittikçe toplum kırımına dönüşen İsrail-Filistin savaşı da bunun en iyi göstergesidir. Burada uluslararası hukuk hiçe sayılıyor, insanlık değerleri yok sayılıyor.
ÜÇ GÜNLÜK YAS ÖLÜMLERİ ENGELLEMİYOR
Maalesef Rojava’da olduğu gibi 70 milyonluk Kürdün yıllardır sürdürdüğü mücadeleye sessiz kalan uluslararası kamuoyu, İsrail-Filistin arasındaki savaşta da localarında izleyici konumda bulunmaktadır. Bunu eleştiriyoruz. Filistin'e her gün ölüm yaşanırken siyasi iktidar içeride tepkileri sakinleştirmek amacıyla göstermelik işler dışında bugüne kadar somut net bir adım atmış değildir. AKP iktidar 3 günlük milli yas ilan etti. Türkiye'den ilan edilen yasın Filistin'deki acılara ne kadar merhem olduğunu hep beraber gördük. Hiçbir katkısının olmadığını da gördük. Siyasi iktidara soruyoruz; 3 günlük ilan edilen yas, Filistinlilerin ölmesini engelledi mi, Filistin'de kaç çocuğun yarasına pansuman oldu?”
ROJAVA’DA DA ÇOCUKLAR KATLEDİLİYOR
“Bizler iktidarın bu acizliğine karşı Türkiye'de demokratik toplum ve muhalefetin sesini daha gür çıkması gerektiğini düşünüyoruz” diyen Bakırhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Orada sadece İsrail-Filistin savaşı yok, bir kırım var, insanlığa karşı işlenen bir suç var. Biz Türkiyeli, Kürdistanlı devrimcilerin tek görevi bu acıyı dindirmek olmalıdır. Tüm dünya halkları, uluslararası güçlerin göstermelik girişimlerine son vermek ve Filistin'deki kırıma dur demek için öncelikle kendi iktidarlarını zorlayacak itirazlarını yükseltmelidirler. Bu konuda önümüzdeki günlerde biz de hem mevcut hükümetinin ortaya koymuş olduğu bu tavra hem de bu savaşın bir an önce durması için daha aktif bir şekilde rol oynayacağız.
Filistin'e yapılan saldırılara karşı her itirazın yanına Bence Rojava'yı da eklemek gerekiyor. Bu aynı zamanda insani ve tarihsel bir sorumluluktur. Rojava'da da çocuklar katlediliyor. Rojava’da insanların yaşam alanlarına saldırılıyor, insanlar ibadetini yapamıyor, enerji ve gıda üretim tesislerine bombalar yağıyor. Demokrasi diyen herkesin Filistin'in yanına Rojava’yı ortaya koyması gerektiğini de burada belirtmek istiyorum.
İZİN VERMEYECEĞİZ
Karabağ'dan Rojava ve Filistin'e aynı silahlar patlıyorsa o zaman sadece Filistin'deki vahşete karşı durmak tek başına yeterli değildir. Faiz lobileri ile savaş baronlarına ayrılan bu kaynaklar nereden geliyor? Tek bir örnekle söyleyeyim; 2024 bütçesinin en büyük gelir kaynağını sorarsanız KDV’ymiş. İçtiğimiz sudan aldığımız ekmeğe kadar devlet, KDV oranını arttırarak bizden aldığı bu paralarla bu savaşı yürütecek. Sarayın, merminin ve zenginin maliyeti çiftçiden, emekçiden, esnaftan ve köylüden çıkartılmak isteniyor. Biz bu kan kokusuyla beslenen kara düzene itiraz ediyor ve daha güçlü itiraz edeceğiz. Bizim açlığımızla doymalarına, canımızla ve kanımızla iktidarda kalmalarına izin vermeyeceğimizi belirtmek istiyorum.
GÜÇLÜ BİR MÜCADELE VE İTTFAKI ÖRME SORUMLULUĞUMUZ VAR
Önümüzdeki süreç hem siyasal gündemler hem de planlamalar nedeniyle çok yoğun geçecek. Bizler bu ateşten gömleği bilerek ve isteyerek giydik. Şimdi sıra Türkiye halklarına karşı sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirme zamanıdır. Yarından itibaren çantamızı alarak il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle gezmeye devam edeceğiz. Güçlü il ve ilçe örgütleri kuracağız yeniden örgütleneceğiz. Gitmeyeceğimiz tek bir mahalle, tek bir ev kalmayacak. Örgütlü özgürlüğe koşmak için var gücümüzle çalışacağız. Yine yerelden genele kadar güçlü bir toplumsal demokratik mücadele ve ittifakı örmek gibi bir sorumluluğumuz olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu halklara, emekçilere ne yapsak azdır. Onlarca yıldır yaşamadıkları acı kalmadı. Acının bütün tonların yaşadılar. Gencecik bedenleriyle toprağa verilen insanlarımıza, annelerimize, yaşamı uğrunda ölecek kadar çok seven yoldaşlarımıza ne kadar hizmet etsek azdır.
BELEDİYELER HALKIN EVLERİ OLACAK
Önümüzdeki gündemlerden biri de yerel seçimlerdir. Parti olarak yerel seçim çalışmalarına yeniden yapılanma süreciyle başladık. Bu konuda bir çalışmamız var. Kurullarımızı oluştuktan sonra yerel yönetimlere ilişkin yol haritamızı kamuoyuyla paylaşacağız. Birkaç şeyi öncesinde belirtmekte yarar var. Yerel seçimler her zamandakinden daha fazla anlam ifade ediyor. Kurdistan’da sadece kayyım atanan belediyeler değil, kötü yönetimden dolayı birçok belediyeyi alacağımızı belirtmek istiyorum. Bugüne kadar aldığımız belediyelerin yanına Karlıova, Muş, Karaçoban başta olmak üzere birçok yeni belediyeyi katacağımıza, bu belediyeleri halkın evi haline getireceğimize bir kez daha tekrar etmek istiyorum.
Başarımızı Türkiye’nin batı bölgelerine de yayacağız. Halkımızın olduğu her yerde temsil edilmesi ve yönetimlerde var güçleriyle yer almasını sağlayacak bir politika yürüteceğimizi belirtmek istiyorum. 14 Mayıs seçimlerinin özeleştirisini vererek bugünlere geldik. Bu kongre de 14 Mayıs’ta halkımıza verdiğimizi özeleştirinin bir sonucuydu. Mart seçimlerinde de elde edeceğimiz başarıyla özeleştirimizi seçim pratiğimizle vererek halkımıza verdiğimiz sözü mutlaka başaracağımıza inanıyorum.”
HEDEP Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin PM toplantısı öncesi yerel seçimlere de işaret etti.
Bakırhan, "Belediyeleri halkın evi haline getireceğiz. Başarımızı Türkiye’nin batı bölgelerine de yayacağız" vurgusunda bulundu.