Gerillanın her devrimci operasyonu sonucunda tüm özel savaş medyası ve elemanları alarma geçer, taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmazlar. Birkaç gün faşist güruhların duyguları tatmin edildikten sonra usulca gündem kapatılır ve hafızalarda son kalan izler ‘kökü kazınmış yok edilmiş, hareket edemez’ bir gerilla algısı kalır. Bu pembe dizi bir dahaki devrimci operasyona kadar tekrarlanarak devam eder ve gerilla devrimci operasyonlar gerçekleştirdiğinde ilk olarak büyük bir şaşkınlık olur, şok geçirilir. Çünkü en son hatırladığı yok edilmiş, kökü kazınmış ve hareket edemez bir gerilla vardı?
Bu sefer özel savaş elemanları, başlayıp senaryoları analiz etmeye ve her seferinde arkasına önüne birilerini ekleyip senaryo çizerler. Sonunda yine işin arkasında ve önünde olanlar tespit edilir ve esas sorumlular onlar gösterilir ve finalde Türk ordusu mutlak başarılı olduğuna kesin kanaat getirilir. 12 Ocak günü gerillanın gerçekleştirdiği Şehit Helmet Dêreluk Devrimci Operasyonu’ndan sonra, bu güruh yeniden bir şok geçirdi. Türk özel savaş elemanlarına göre bu seferki fail bölge halkıydı ve Barzaniler ile KDP ise sorumluluklarını yerine getirmeyen yerel ortaklardı. Ellerinde fırça sapıyla harita üzerinde bölge köylerini işaretleyerek saldırıların merkezi diyerek bölge halkı hedef gösterilip açıkça öldürülmesi ve köylerin ortadan kaldırılması imaları yapılıyordu. Gerisini yerel ortaklar artık halletmek zorundalar…
Barzaniler ve KDP ise hiç vakit kaybetmeden harekete geçiyor. Öyle ki Türk devletinin gönlünü almak için bölgedeki köyleri boşaltacak kadar arsızlar. Gerillanın devrimci operasyonları sonucu, Amediyê bölgesindeki mevzilerinin yarısından fazlasını kaybeden Türk ordusunun yardımına yine ilk olarak KDP yetişiyor. İlk aşamada Türk ordusunun ölü ve yaralılarını bölgeden çıkartılması için seferber oldu, ikinci aşamada ise bölgeye gönderdiği iş makinaları ve kepçelerle gerilla tarafından yakılıp, yıkılan Türk ordusunun mevzilerini tekrardan güçlendirme ve inşa çabası oldu. Bugünlerde ise bölge halkına baskı uygulamaya ve köyleri boşaltma aşamasına geçildi. Spîndarê, Mijê ve Kevne Mijê köyleri ilk başta köylülerin evlerini terk etmesi ve köyü boşaltmaları için Amediyê kaymakamı tarafından tehdit ediliyorlar. Sonra köylüler evlerini terk etmeyince, önce savaş uçaklarıyla elektrik hattı bombalanıp köyler elektriksiz bırakılıyor. Daha sonra KDP yetkilileri köy sakinlerini arayıp; bu akşam köy bombalanacak çabuk köyü terk edin deniyor ve akşam köy Türk savaş uçaklarınca bombalanıyor. İki gün sonra köylülere 3 saat izin veriliyor tüm köyü boşaltmaları için. Şimdi bahsettiğimiz her 3 köyde KDP tarafından boşaltılmış ve işgalci Türk ordusunun operasyon sahası haline getirmişlerdir. Bölge halkı köylerine dönmek için büyük bir uğraş vermelerine rağmen KDP izin vermiyor, çok ısrar eden birçok köylüye ‘isterseniz gidin ölümünüzden biz sorumlu değiliz’ diyorlar. Çok açık bir şekilde Türk ordusu tarafından bölgede soykırım yapılıyor ve Barzaniler ile KDP bu saldırılara ortaktır. Bir diğer uygulama ise Türk devletinin 1990’larda kuzey Kürdistan’da uyguladığı yöntemlerin katbekat beterini şimdilerde KDP ‘Kurdistan Hükümeti’ adına yapıyor. Köylere kilolarla erzak götürülüyor, biraz fazla olursa hemen tutuklanma sebebi oluyor ve el konuluyor. Şu günlerde KDP zindanlarında tutuklananların yarısı güya PKK ile yaptıkları ticaretten, PKK’ye yardımdan ve PKK’ye üyesi olmaktan tutuklu olduğunu da eklemek gerekiyor.
Barzaniler Türk devleti için bu hizmetleri yaptıkları sırada, Hewlêr ise İran tarafından balistik füzeler ve SİHA’larla bombalanıyordu. Oysa Barzaniler ve KDP benzer hizmetleri İran devleti için de yapmışlardı. Rojhilatlı partileri silahsızlandırarak kamplara toplamış ve bazı öncülerini ise İran devletine istihbarat sağlayarak öldürtmüştü. Fakat tüm bunlara rağmen İran durmuyor ve durduramıyorlar. Çünkü yıllardır Türk işgalini meşrulaştırmak için her türlü çabayı gösterdiler ve bu zemini işgalci devletler için bizzat her üç Barzani takımı kendisi oluşturdular. Tüm bunlar ortadayken ve uluslararası hukuk alanında Kürdistan Hükümeti adına yine Irak merkezi hükümeti içerisindeki etkinliğini kullanarak özelde dışişleri bakanlığını bu konuda kullanarak, Türk devletinin yürüttüğü işgal ve soykırım harekatını meşrulaştırma ve suçlarını örtme pratiği ortaydayken. Halen utanmazca, yüzsüzce tüm bunların üstüne çıkıp ‘PKK savaşı köylerimize kadar getirdi’ diyebiliyorlar.
Gerillanın gerçekleştirdiği devrimci operasyonların sonucunda şöyle bir tablo karşımıza çıkıyor. Gerilla güçleri Kasım ayından Ocak ayına kadar gerçekleştirdikleri eylemler ve devrimci operasyonlarla 3 defa Amedîyê’deki Türk üslerini ortadan kaldırdı. Ancak her seferinde KDP seferber oldu ve bir hafta gibi kısa bir sürede tekrardan eski haline getirildi. KDP işgalci Türk devleti için iş makinaları, inşaat malzemeleri, yaşamsal gıda malzemeleri taşımaya devam ediyor ve yine bölgeye gönderilen zırhlı araçlar ile tankların güvenli geçişini sağlıyor. Birçok noktada KDP Türk devleti için KALEKOL inşa etmeye devam ediyor. Son olarak köy boşaltma pratiği…
Barzaniler ve KDP bu pratikleriyle bölge halkına teslimiyeti ve işbirlikçiliği dayatıyorlar. Fakat aksine bölge halkı işgal harekatına karşı direniyor ve bunun en somut simgesi de kahramanca savaşıp şehit olan Dêreluklu gerilla Helmet’tir.