Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine işaret eden DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, Kürt sorunu çözülmedikçe demokratik siyasete yönelik yeni darbelerin kaçınılmaz olacağını vurgulayarak, şunun altını çizdi: "Ne bu kararı tanıyacağız ne de darbe siyasetine karşı geri adım atacağız."

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili ANF’ye konuşan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır, bu kararla Türkiye Meclisi tarihine kara bir lekenin daha bulaştığını belirterek, halkın iradesinin yok sayıldığını söyledi.

İktidarın “kendi yasalarımı, iç hukukumu tanımıyorum, yönetim sistemimde halkın iradesinin bir anlamı, önemi yoktur” itirafını tekrarladığını kaydeden Bayındır, şöyle devam etti: “Şüphesiz bu darbe mekaniği ile ilk kez karşılaşmıyoruz. Halkın iradesini ve demokratik mücadele kanallarını doğrudan hedef alan darbe mekaniği, kaynağını 90’lı yıllardan almaktadır. DEP milletvekillerine yönelik 1994’te gerçekleşen siyasi darbe, bugün AKP-MHP iktidarı eliyle bir kez daha hayata geçmiştir. 1990’larda milletvekillerini tutuklayarak, siyasi partileri kapatarak Kürt halkının demokrasi mücadelesine ket vurmak isteyen zihniyet, bugün kendini güncelleyerek, halkın iradesini yok sayan bir rejime dönüşmüş durumda. HDP’ye yönelik 4 Kasım 2016’da gerçekleşen siyasi darbe ve devamında Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın vekilliklerinin gasbı unutulmamalıdır.”

KARARI TANIMIYORUZ, GERİ ADIM ATMIYORUZ

DEP milletvekillerinden HDP’ye kadar uzanarak kendisini gösteren darbe mekaniğinin, halkların demokratik mücadelesi karşısında çıkmaza giren iktidarların başvurduğu bir yöntem olarak varlığını sürdürdüğünü söyleyen Bayındır, Kürt halkının iradesini temsil eden partilerin kapatılmasına yol açan, DEP ve HDP örneklerinde olduğu milyonların iradesini temsil eden milletvekillerinin tutuklanmasına zemin hazırlayan, aynı şekilde kayyum atamalarına kadar uzanan siyasi darbenin, bugün Can Atalay şahsında yeniden güncellendiğini vurguladı.

Kürt halkının siyasi iradesini yok sayan iktidarın artık toplumun tüm kesimlerini hedef aldığını belirten Bayındır, şöyle konuştu:  “Darbe mekaniğinin bugün hala varlığını sürdürmesi, güçlü ve samimi bir mücadele anlayışının inşa edilmemesinin bir sonucudur. Bu nedenle ısrarla Kürt sorunun çözümü üzerinde duruyoruz. Kürt halkının iradesini yok sayan siyasi iktidar, gelinen aşamada toplumun tüm kesimini ve dinamiklerini istediği gibi hedef almaktadır. Kürt sorunu çözülmedikçe de demokratik siyaset kanallarına yönelik yeni darbelerin gelişmesi kaçınılmaz olacaktır. İyi bilinmelidir ki; bu kararın bizim nezdimizde hiçbir geçerliliği yoktur. Ne bu kararı tanıyacağız ne de darbe siyasetine karşı geri adım atacağız. Hukuksuzca açık bir şekilde suç işleyen iktidar karşısında demokratik siyaset mücadelemizi sürdüreceğiz. “