Beritan Güneş: Çözümün yolu İmralı’dan geçiyor

Özgürlük Yürüyüşü’nün Wan kolunda yer alan DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, “Mesajımız nettir. Kürt sorununun çözümsüzlüğü artık miadını doldurmuştur. Barışın ve çözümün yolu İmralı’dan geçmektedir” dedi.

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük mutlak tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik çözümü için fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Kurdistan kentlerinde ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’ başladı. Wan ve Qers’ten başlatılan yürüyüşe, polis saldırısı gerçekleşse de kitle yürüyüşten geri adım atmadı. 15 Şubat’ta sonlandırılacak yürüyüşün Wan kolunda yer alan DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, yürüyüşü değerlendirdi.

TECRİT YOLUYLA TOPLUM BARIŞTAN KOPARILIYOR

Tecridin Kürt halkı için merkezi bir konumda olduğunu belirten Beritan Güneş, “Çünkü bugün Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu siyaseti tecritle şekilleniyor. Bugün her şey tecritle bağlantılı biçimde yaşanıyor. Sorunların ve çözümlerin tümü tecrit ve Kürt sorunu etrafında şekilleniyor. Tüm adımlar buna göre atılıyor. Tecrit sorunu büyük bir sorundur ve iktidar tecrit ile var olan sorunları derinleştiriyor. İktidar, Kürt halkının yıllardır devam eden mücadelesini, dilini, siyasetini, kültürünü ve paradigmasını tecrit yoluyla boşa çıkarmaya çalışıyor. Tecrit yoluyla Sayın Öcalan’ın toplumla iletişimini koparmaya çalışıyorlar. Tecrit yoluyla toplumu çözümden ve barıştan koparmaya çalışıyorlar. 25 senedir tecrit Kürt halkının gündeminde ve iktidarın tüm çabalarına, baskılarına, saldırılarına rağmen İmralı unutulmadı. Biz de bu yürüyüşle aslında tecridi bir kez daha, daha güçlü bir şekilde hem iktidarın hem de toplumun gündemine koymaya çalışıyoruz” diye ifade etti.

YÜRÜYÜŞÜMÜZ ENGELLENMEK İSTENDİ

Son 3 yıldır ise örneği olmayan bir İmralı tecrit sisteminin yaşandığını söyleyen Beritan Güneş, “Kürt halkı artık bu adaletsizliği, bu sistemsizliği ve baskıyı kabul etmiyor. Bu yürüyüş, bu karşı çıkışın ve itirazın sesini yükseltecektir. Tecrit bugün nasıl ki toplumsallaştırılmışsa biz de toplumsal bir karşı duruş sergiliyoruz ve tecride karşı sesimizi yükseltiyoruz. Kadınlar, çocuklar, gençler ve toplumun tüm kesimleri bugün bu tecritten etkileniyor. Tecrit sadece İmralı’da sürmüyor, İmralı şahsında tüm Ortadoğu tecrit altında tutuluyor. İki koldan olacak şekilde Wan ve Kars’tan başlattık yürüyüşümüzü. Wan’da 37 kişi, yürüyüşün ana kadrosu olarak belirlendi. Yürüyüş kitlesel ve coşkuyla başladı. 37 kişiydik ama bize güç vermek için onlarca kişi katıldı. Büyük bir inançla bir araya geldik. Ancak dediğimiz gibi tecrit artık toplumsallaştı ve bugün bunu bir kez daha gördük. Yürüyüş başlamadan önce onlarca polis etrafımızı sardı ve bizi engellemek istedi” dedi.

TECRİT SADECE İMRALI’DA DEĞİLDİR

İktidarın polis eliyle yürüyüşe müdahale ettiğini dile getiren Beritan Güneş, halk ve seçilmişleri arasına abluka konulduğuna dikkat çekti. Beritan Güneş, “Halkı bizden koparmak istediler. Halkın bize destek vermesini, yürüyüşün coşkulu gerçekleşmesini engellemeye çalıştılar. Halkın ve yürüyüşü gerçekleştirecek grubun bir araya gelmesini istemediler. Cezaevi direnişinin sesinin duyulmasını istemediler. Tecrit uygulamalarını bugün sokaklarda da devam ettirdiler. Yani bir kez daha tüm gerçekliğiyle tecridin sadece İmralı’da olmadığını, Kurdistan’ın her sokağında ve her insanın üzerinde olduğunu gördük. Tecrit her yerdedir. Evimizin içinde bile tecrit var. Bu yaklaşım kendini bir kez daha bize gösterdi” diye konuştu.

BARIŞIN YOLU İMRALI’DAN GEÇMEKTEDİR

Özgürlük Yürüyüşü’nün tutsakların açlık grevleri eylemlerinden ve Adalet Nöbeti’nden bağımsız başlamadığını da kaydeden Beritan Güneş, şunları ekledi: “68 gündür devam zindanlarda tutsakların direnişi sürüyor. Avrupa’da da birçok eylem var. Tecride karşı halklar her yerde direniş halinde ve mücadele ediyor. Her eylem birbiriyle bağlantılıdır çünkü eylemlerin amacı ortaktır. Amaç da tecridin sonlanması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıdır. Mesajımız nettir. Kürt sorununun çözümsüzlüğü artık miadını doldurmuştur. Bu sorunun çözülmesi için artık barışın yollarının açılması gerekiyor. Barışın ve çözümün yolu da İmralı’dan geçmektedir. O nedenle buradan muhataplara bir kez daha çağrımızdır; herkes üzerine düşen rolü oynamalıdır ve barış için, Kürt sorununun çözümü için herkes adım atmalıdır.”