Bir devlet politikası olarak kayyum rejimi

Türk devleti, Kurdistan’da halkın kendini yönetmesine hiçbir biçimde izin vermeyen politikalar uyguladı; kayyum da bunun devam olarak sürdürülüyor.

KAYYUM REJİMİ

Türkiye, sadece AKP döneminde değil, neredeyse kuruluşundan itibaren Kürtlerin kendilerini yönetmemesini esas aldı. Kayyum atamaları da bu politikanın güncel formatı olarak üç dönemdir dayatılıyor. 

İlk kayyum uygulaması, 1979’da Riha’nın Curnê Reş (Hilvan) ilçesinde Kürt Özgürlük Hareketi’nin desteklediği Nadir Temel’in seçimleri kazanmasından sonra devreye konuldu. Curnê Reş Belediyesi’ne Nisan 1980’de kaymakam Taykan Ataman kayyum olarak atandı ve Belediye Başkanı ile Belediye Meclisi üyeleri tutuklandı. 12 Eylül darbesi sonrası darbeciler, belediyelere de el koydu. Olağanüstü Hal’in (OHAL) 1987’de ilanıyla birlikte OHAL Valisi, ‘sömürge valisi’ olarak seçimleri formaliteden ibaret kıldı. OHAL, 30 Temmuz 2002’de Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırıldı. 

Devletin 15 Temmuz 2016’daki iç çatışması sonrası galip gelen AKP cenahı, yeni bir OHAL süreci ve Kanun Hükmünde Kararnameler ile Anayasa ve yasaları devre dışı bırakmaya başladı. Böylece Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Mart 2014 yerel seçimlerin kazandığı 94 belediye, dönemin Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aldığı talimatla yaptığı 9 Eylül 2016’daki açıklamasıyla bahaneler uydurularak gasp edildi. DBP’nin 44 belediyesini vali ve kaymakamlar kayyum olarak atandı, belediye başkanları/eşbaşkanları rehin alındı, meclisler fiillen lağvedildi.  

HDP BELEDİYELERİ TEKRAR KAZANDI

İktidarın estirdiği devlet terörüne rağmen Mart 2019’daki yerel seçimlerde ise HDP, üç büyükşehir, 5 il, 45 ilçe ve 12 belde belediyesi olmak üzere toplam 65 belediyeyi kazandı. 6 belediye eşbaşkanına, KHK’li oldukları gerekçesiyle mazbataları verilmemiş, onların yerine AKP’li adaylara mazbata verilmişti. 45 belediye meclis üyesi, 3 il genel meclis üyesine de mazbatalarını verilmedi. Seçimlerden 5 ay sonra 19 Ağustos 2019’da İçişleri Bakanlığı kararıyla HDP’li belediyeler gasp edilmeye başladı. Belli aralıklarla 48 belediyeye el konuldu. Kayyumlar ilk olarak belediye meclislerini feshettiği için seçilen 807’si HDP’li, toplamda bin 139 meclis üyesinin de üyeliği de işlevsizleştirildi. HDP’li 84 belediye eşbaşkanı gözaltına alındı, 39 belediye eşbaşkanı tutuklanarak cezaevine konuldu. 19 belediye eşbaşkanı hakkında “Örgüt üyeliği” ve “Örgüt propagandası” suçlamaları ile 140 yılı aşkın cezalar verildi. 5 belediye eşbaşkanı ise yaklaşık 21 ay boyunca ev hapsinde tutuldu. 

BELEDİYECİLİKLERİ DEĞİL KONUŞMALARI...

HDP’nin kayyumlarla ilgili hazırladığı rapora göre; belediye eşbaşkanlarının görevden alınıp belediyelere kayyum atanmasına gerekçe olarak gösterilen yargılama süreçlerinde, tek bir belediye çalışması iddianamelere konu olmadı. Belediye eşbaşkanlarına, katıldıkları basın açıklamaları, eylem ve etkinlikler ile tamamı yasal siyasi faaliyetlerden cezalar verildi. 

HDP VE DEM PARTİ RAPORLARI

HDP’nin Şubat 2021’de hazırladığı İrade Gaspı ve Kayyum Gerçekleri Raporu ile DEM Parti’nin Aralık 2023’te hazırladığı DEM Parti ve Bileşenlerine Yönelik Siyasi Operasyon ve Baskı Politikaları Raporu, siyasi soykırım operasyonları eşliğindeki irade gaspı, tüm detayları ve ideolojik arka planıyla birlikte izah ediliyor:

* HDP’nin raporu: https://www.hdp.org.tr/tr/irade-gaspi-ve-kayyim-gercekleri-raporumuz/15108/

* DEM Parti’nin raporu: https://www.demparti.org.tr/tr/partimize-yonelik-saldiri-ve-ihlaller/17689/