Bakırhan: Yanlıştan vazgeçme günüdür
DBP kongresinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayış ve zihniyettir. Bugün onu durdurmanın, yanlıştan vazgeçmenin günüdür" dedi.
DBP kongresinde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayış ve zihniyettir. Bugün onu durdurmanın, yanlıştan vazgeçmenin günüdür" dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 7’nci Olağan Kongresi’ni Ankara Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan dünyanın ciddi bir değişim ve dönüşüm sancısı yaşadığını belirterek "Çivisi çıkmış, çünkü çivi sağlam bir zemine çakılmamıştı. Ancak bu baskıya rağmen, zulme rağmen direnenler var, mücadele edenler var. Değişim isteyenler de var. Ama bu değişim ve dönüşümün karşısında savaşlar da var kaos da var. Ciddi bir belirsizlik de var. Dünyanın her yerinde ciddi bir belirsizlik var. Gün yok ki yanı başımızda herhangi bir ülkede savaş olmasın kaos olmasın katliam olmasın. Halklar kırılmasın kırdırtılmasın. Evet böylesi bir süreçte mücadele edenlerin safında işte bugün kongresini yaptığımız DBP var. Bu kaos savaş çatışma isteyenler karşısında adalet, barış, eşitlik mücadelesi yürüten, dünyada halkların ve inançların demokratik bir zeminde eşit yaşamasını isteyen bir partimizin kongresini yapıyoruz. Zulüm varsa direnenler de var. Baskı varsa mücadele edenler de var” diye konuştu.
Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtlerin statü sahibi olmasına engel olmaya çalıştığını söyleyen Bakırhan, şöyle devam etti: "Gün yok ki saldırılar olmasın. Gün yok ki sivil vatandaşlar katledilmesin. Suriye’de böyle demokrasi gelmez. Suriye 100 yıldır zaten ciddi bir baskı ortamında yaşadı. Şimdi yeni bir rejim inşa edilecekse Kürtsüz bir Suriye rejimi düşünülebilir mi? Alevilerin yok sayıldığı, Hıristiyanların, Ezidilerin, Çerkeslerin, seküler yaşayan Arap Sünni vatandaşların yok sayıldığı bir Suriye düşünülebilir mi? Eğer Suriye tekçi olacaksa Kürt'ün hakkını reddedecekse, Alevileri ve diğer halklar ve inançları yok edecekse, katledecekse, kaçırtacaksa onların yaşadığı bölgeleri insansızlaştıracaksa nasıl yeni bir rejim diyeceğiz? Esad’dan ne farkı var? İşte buradan Türkiye’deki iktidara sesleniyorum. Bırakın Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar versin. Ne işiniz var?
Asıl dışarıdan Suriye’ye giden en büyük güç sizsiniz. Kürtler, Suriye'nin yüzyıllardır coğrafyasında yaşayan bir halktır. Efrîn, Kürtlerin en tarihi kentidir, Kobanê direnişin kentidir. Qamişlo, Arapların, diğer etnik ve inanç gruplarının birlikte kardeşçe yaşadıkları, bütün krize rağmen halkların birbiriyle çatışmadığı, eşitçe kardeşçe yaşadığı bir kenttir. Allah aşkına orada güvenlik sorunu varsa burası nedir? Cezaevleri doldurulmuş, ağzına açanın hakkında dava açılıyor. İnsanlar söz kurup eleştiri yapamıyor. Caddede büyük bir kaygıyla yürüyor. Ne zaman neyin gerekçe edilerek gözaltına alınacağını insanların bilmediği bir ülkede aslında güvenlik sorunu var, demokrasi sorunu var, özgürlük sorunu var. Siz bu Ortadoğu’da kriz ve kaos içerisinde Rojava'da tek bir Arap kadınının yaşamına müdahale edildiğini, taciz edildiğini, yaşamını zorlaştırdığını duydunuz mu? Siz Kuzey ve Doğu Suriye yönetiminin herhangi bir Arap’ın malına canına, Çerkes’in, Türk’ün malına, canına dokunduğunu duydunuz mu? 11 yıldır oradan tek bir çakıl taşının atıldığını duyan, gören bilen var mı? Şimdi Türkiye halklarını aldatmaya, kandırmaya çalışıyorlar. Neymiş? Güvenlik meselesiymiş. Asıl güvenlik meselesi sizin kafanızdaki bu Kürt'ü yok sayan algıdır. İşte tam da bugün Sayın Öcalan ile giden heyetimiz de görüşmüştü, onu değiştirme zamandır.
Kürtler sizin hasımınız değil, hısımınız olabilir. Kürtlere hasımlık yapmaktan vazgeçin. Kürtler güvenlik sorunu değildir. Güvenlik sorunu kafanızdaki Kürt'ü yok sayan anlayış ve zihniyettir. Bugün onu durdurmanın, yanlıştan vazgeçmenin günüdür. İnsan yanlışını kabul eder. İnsan hatasını kabul eder. Yanlışını kabul etmek erdemdir ama maalesef hala bu politikalara rağmen bu politikalarda ısrar eden bir iktidarla karşı karşıyayız."