Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmelere ilişkin partisinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
TUSAŞ’a yönelik saldırıya işaret eden Ayşegül Doğan, saldırıya ilişkin DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) yaptığı açıklamaya dikkat çekti. Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük işgal saldırılarına dair ise Ayşegül Doğan, "Tüm tarafları diyalog ve barışçıl çözüm yollarını benimsemeye çağırıyoruz” başlıklı açıklamayı hatırlattı.
'SAYIN ÖCALAN MİLYONLARIN İRADESİDİR'
Ayşegül Doğan, şöyle devam etti:
“Çözümün konuşulduğu ve diyalog ortamının belirdiği bu ortamda herkes ama herkes iktidardan muhalefete, toplumsal muhalefetten siyasal muhalefete Türkiye’de yurttaş olan herkes ciddi bir sorumlulukla karşı karşıya. Büyük bir itina ile son derece titiz bir biçimde tüm gelişmeleri sizlerle paylaşıyoruz. Bunun dışında yapılan açıklamalar, yorumlar ya da bize mal edilerek, DEM Parti'ye mal edilerek yapılan değerlendirmeler partimiz açısından bağlayıcı değildir. Yıllardır bu yollardan ağır can kayıpları ve ekonomik maliyetlerle geçiyoruz. Bunu durdurmak mümkün. Bunu tersine çevirmek mümkün. Yeni bir yol açmak mümkün.
Biz DEM Parti olarak tekrar çağrımızı yineliyoruz. Gelin, bu yeni yolu hep beraber açalım. Yıllardır yok sayılan, inkar edilen, görmezden gelinen bir güvenlik sorunu olarak ele alınan taktiklerle çöktürme planlarıyla çözülebileceği sanılan Kürt sorunu adeta bir insanlık sorunu olarak karşımızda duruyor. Türkiye’nin son günlerde en önemli gündemlerinden biri haline geldi.
Yine günlerdir tartışılıyor, özellikle bizim yaptığımız son açıklamalardan sonra sanki ilk defa söylüyormuşuz gibi sanki 1 Ekim sonrası DEM Parti ve DEM Parti seçmenlerinin veya Türkiye kamuoyunun gündemine ilk defa geliyormuş gibi neden Öcalan sorusuna yanıt arayanlara da buradan DEM Parti olarak bir kez daha yanıt verelim. Neden Öcalan? Çünkü ömrünü Kürt meselesinin demokratik çözümüne adamış birinden bahsediyoruz. 26 yıldır bir ada hapishanesinde tutuluyor. 44 aydır ağır tecrit altında yani mutlak bir iletişimsizlikte tutuluyor. Milyonlar kendisi ile ilgili irademdir diyor. Yani milyonların iradem dediği bir liderden bahsediyoruz.
Kaldı ki bu destek sadece Türkiye ve Kürtlerle de sınırlı değil. Coğrafyaları ve sınırları aşan bir destekten bahsediyoruz. Kürt sorunun çözümü için esas muhatap olduğu gibi ülkenin ağır sorunlarının çözümüne ateş çemberine alınan Ortadoğu barışına da ciddi katkıları olacak bir aktörden bahsediyoruz. Tecrit uygulandığı ve görüşmeler gerçekleşmediği için bu ağır sorunlar giderek ve gün geçtikçe daha da ağırlaşıyor. Tüm bu sorunlara ilişkin ön açıcı fikirlere, projelere sahip birinden bahsediyoruz. Türkiye bunu değerlendirmek istediği zamanlarda gördü.
'SAYIN ÖCALAN'IN ROLÜ HAYATİ ÖNEMDE'
'90’lı yıllardan beri gerçek ve kalıcı bir barış arayışında olan Sayın Öcalan’ın Kürt meselesinin demokratik yollarla çözümünde oynayacağı rol alacağı inisiyatif, üstleneceği sorumluluk hayati bir önem taşıyor. Biz bunu 1 Ekim’deki el sıkışması sonrasında ilk kez ifade etmedik. Bu 1 Ekim gelişmeleri ve tartışmalarından bu yana gündemimize aldığımız bir konu değil. Bunu en iyi siz gazeteciler sahadan biliyorsunuz. Siz ekranları başındaki kıymetli DEM Parti gönüllüleri siz de bunu biliyorsunuz. Bizzat yaşayarak, bedelini ödeyerek biliyorsunuz. Birlikte yürüdük biz bu yollardan geçerken, birlikte geldik bu aşamaya.”
'DEVLET HAZIR MI?'
Ayşegül Doğan, Önder Apo ile görüşen DEM Partili Ömer Öcalan’ın paylaştığı bilgilere dikkat çekerek, “3 satır 3 cümle gibi görünen bu mesaj, kendi içinde pek çok mesajı barındırıyor. Birincisi tecridin devam ettiğini bizatihi kendisi ifade ediyor. İkincisi koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi bir zemine çekecek teorik ve pratik gücü olduğunu söylüyor. İmralı hazır Sayın Öcalan hazır. Peki devlet hazır mı? Buradan soruyoruz DEM Parti olarak. Demokratik siyaset hazır, Sayın Öcalan da hazır, bu koşulları oluşturmaya tecridi ortadan kaldırmaya Kürt meselesini demokratik çözümü için hukuki ve siyasi zeminini oluşturmaya devlet hazır mı? Sıra bu çağrıyı yapan ve çağrıyı destekleyenlerde. Söz söylendi bir kere artık bu sözü hayata geçirme zamanı. Ötelenemez ertelenemez geciktirilemez bir söz söylendi. Söylenen sözün kritik olduğunu, önemli olduğunu biliyoruz, görüyoruz ve duyuyoruz. Ama gereklerini de yerine getirmek konusunda tarihsel sorumluluğumuz gereği tekrar bir çağrıda bulunuyoruz.
Kürt meselesinin çözümü ciddiyetle yaklaşmayı gerektirir. Geçmiş tecrübelerden dersler çıkarmayı gerektirir. O yüzden tecridin ağır koşullarını görüyor ve yaşıyor ki Sayın Öcalan mesajında buna özellikle önemle değinmiş. Yine kendisinin sağlık durumuyla ilgili birtakım spekülatif haberleri hep beraber takip ediyoruz. Bunu da tarihsel sorumluluğumuz gereğiyle kamuoyu ile açık bir biçimde paylaşmak isteriz. Sayın Öcalan’ın sağlığı yerinde. Bu konuda yapılan spekülasyonlar tamamen maksatlıdır. Herkese kendisini soran Kürt meselesinde ve Türkiye’nin demokratikleşmesinde adım atılmasını bekleyen, barışı talep eden demokratikleşme havasının yaratılmasının ne kadar kıymetli olduğunu deneyimleyen ve bunun için görev ve sorumluluk üstlenmeye hazır olan herkesi ayrım yapmaksızın selamladığını da ayrıca mesajında bizlere iletmiş, bizler de size iletiyoruz.
Geçen yaptığımız açıklamada da özellikle bunun altını çizmiştik bir kere daha söyleyelim; barışı inşa etmek, hele hele tarihsel ve kalıcı, onurlu ve adil bir barış inşa etmek istiyorsanız; demokratik bir çözüm kanalı, sahici bir müzakere ve diyalog kanalı açmak istiyorsanız bunun savaşmaktan çok daha zor olduğunu biliyoruz. O yüzden biz bu gelişmelere yapılan açıklamalara çok büyük bir titizlikle yaklaşıyoruz. Bir daha söylüyoruz; partimiz verdiği mücadele ile demokratik çözüm çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye rol almaya inisiyatif geliştirmeye dün olduğu gibi bugün de hazır. DEM Parti olarak dün de burada vardık, bugün de varız, yarın da bunun için var olacağız. Bu konu bizim için oldukça net. Bu konuya dair herhangi bir ispata ihtiyacımız olmadığını düşünüyoruz.
Gelelim tekrar aktörler meselesine... Sayın Öcalan’ın muhataplığını sizlerle paylaştık. Şunun bilinmesini isteriz ki Kürt meselesinin demokratik çözümü; Türkiye’nin demokratikleştirilmesi kalıcı bir barışın ortaya çıkabilmesi için DEM Parti çatısı altında ya da dışında karşı karşıya gelebilecek aktör yoktur. Kimse bunun için heveslenmesin. Kürt siyasetindeki tüm aktörler; geliştirilebilecek bir demokratik çözüm sürecinde sayın Öcalan muhataplığında, oluşturulabilecek kendisinin ifade ettiği gibi hukuki ve siyasi zeminde aynı sorumlulukla yaklaşmaya hazır. Bu sorumluluğu göstermeye hazır.
'KÜRT SİYASETİNDE KARŞI KARŞIYA GELECEK AKTÖRLER YOK'
Hiç kimse öyle kalkıp sanki Kürt siyasetinde karşı karşıya gelebilecek aktörler varmış gibi iştah kabartmasın. Çünkü geçmişten bugüne bu konudaki bütün girişimler boşa çıktı. O yüzden hiç bununla enerji ve zaman kaybetmeye gerek yok. Tekrar ediyorum; DEM Parti olarak diyoruz ki Sayın Öcalan hazır. Mesajını vermiş. Demokratik siyaset de hazır. O halde sıra bu çağrıyı yapanlarda ve bu çağrıyı destekleyenlerde. Ortadoğu’da savaş büyürken, Kürt sorununun diyalog ve demokratik müzakere yolu ile çözümünden başka bir seçenek yok.”