Demir: İktidar gibi muhalefet de ikiyüzlü
Türkiye’de muhalefet partilerinin, hükümetin Rojava’ya saldırısına sahip çıktığını belirten HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, hem hükümetin hem de muhalefetin ikiyüzlü bir politika izlediğini dile getirdi.
Türkiye’de muhalefet partilerinin, hükümetin Rojava’ya saldırısına sahip çıktığını belirten HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, hem hükümetin hem de muhalefetin ikiyüzlü bir politika izlediğini dile getirdi.
HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, “İsrail’in tutumuna tepki gösteren Türkiye’deki muhalefet, Rojava’yı görmeyen bir yerde, sessiz, kör ve sağır pozisyonunu oynuyor. Saldırılarda muhalefetin de rolü var” dedi.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ile aynı günlere denk gelen Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıları, Türkiye’de Kürt halkına yönelik soykırım politikalarına muhalefetin sessiz kalmasını da gözle görünür hale getirdi. AKP iktidarına karşı çıkan muhalefet, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının başladığı günlerde başlayan Rojava saldırıları ve Meclis’ten geçen tezkereye yönelik herhangi bir tepki göstermedi. ANF’ye konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Esengül Demir, iktidar hedefi olan 6’lı masanın da iktidarın arkasında sıralandığını belirtti.
KÜRTSÜZLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
Rojava’ya uzun süredir abluka uygulandığını, diğer bölgelerle, özellikle Başûrê Kurdistan ile bağının koparılmaya çalışıldığını hatırlatan Esengül Demir, “Türkiye, uluslararası düzeyde de Rojava’yı o anlamda sıkıştırmaya, saldırılarla Kürtsüzleştirmeye çalışıyor. Bölgenin bir bütün olarak kendi denetimine girmesi için özel politik hamleleri olduğunu biliyoruz. Yer yer bu diplomatik süreçleri, içinde bulunduğu yapıları da kullanarak NATO, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlarda çeşitli dönemlerde bazı kararların önüne geçmek için de kendi gücünü kullandığını biliyoruz” dedi.
ORADAKİ YENİ YAŞAMI HEDEF ALIYOR
Türkiye’nin Rojava’ya dönük belli dönemlerde düzenlediği SİHA saldırılarının, uluslararası güçlerin onayıyla yapıldığını belirten Esengül Demir, Türkiye’nin Rojava’da kurulmaya çalışılan yeni yaşamı, yeni hayatı hedef aldığını söyledi. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açık bir biçimde hiçbir ayrım gözetmeden altyapı, üstyapı ve enerji kaynaklarını vuracaklarını duyurduğunu hatırlatan HDK Eşsözcüsü, “Nitekim bu açıklamanın hemen ardından da saldırılar başladı“ diye konuştu.
ROJAVA’DA GIDA AMBARLARINA DA SALDIRILDI
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşı tavırlarının net olduğunu, kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda ifade ettiklerini belirten Esengül Demir, ulusların kendi kaderini tayin hakkı konusunda çok açık bir tutumlarının olduğunu söyledi. Türkiye’nin ikiyüzlü bir politika izlediğini söyleyen Esengül Demir, Filistin’de yaşanan sivil ölümlere tepki gösteren Türkiye’nin aynı günlerde Rojava’ya dönük saldırılar düzenlediğini vurguladı.
Esengül Demir, şöyle devam etti: “Eğer sivillerin ölümüne tepki gösteriyorsanız, savaş kurallarının ihlal edildiğini düşünüyorsanız dünyanın her yerinde buna uygun uygulamalar olduğunda refleksiniz, tepkiniz aynı olur ama öbür tarafta hemen aynı tarihlerde, aynı günlerde Rojava’da gıda ambarlarına saldırılar oldu, su havzalarına saldırılar oldu, daha önce hastanelere Türkiye tarafından saldırılar olmuştu, bir yıl önce orada kadın, çocuk, onlarca sivilin yaşamını yitirdiğine dair veriler paylaşıldı. Hatta öyle oldu ki Türkiye’nin saldırılarındaki bedeni yanan çocuk görüntüleri Filistin’in hastane görüntüleri ile karıştırıldı. Bir kısmı öyle servis edildi.”
TÜRKİYE’DE MUHALEFET DE İKİYÜZLÜ
Türkiye’de muhalefetin de hükümetin ikiyüzlü politikalarının arkasına sıralandığını belirten Esengül Demir, muhalefetin ve hükümetin tavrının dünya kamuoyunu yanlış yönlendirmek üzerine kurulu olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin Suriye ve Irak topraklarında savaşı sürdürmesi için Meclis’ten savaş tezkeresi geçirdiğini anımsatan HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, şöyle konuştu: “Sen bir başka ülkenin topraklarına işgal etmek, saldırmak için bir tezkereyi kendi meclisinde geçirirken öbür taraftan da İsrail’e tutum aldığını ifade ediyorsun. Türkiye’de muhalefet partilerinin Rojava’yı görmemenin yanında 2013’ten beridir hükümetin Rojava’ya yönelik tavrına sahip çıkıyor. Bu son saldırılarda da Türkiye’nin aldığı karar, Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklama karşısında da tutum almadılar. Bu da muhalefetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, hükümetinin, şimdiye kadar kurulmuş bütün hükümetlerin Kürtlere bakış, Kürt siyasetine bakış ve Kürt politikasının arkasında olduğunu, desteklediğini, bunun karşısında tutum almayacağını gösteren bir durum. İsrail’in tutumuna tepki gösteren bu muhalefet, Rojava’yı görmeyen bir yerde, sessiz, kör sağır pozisyonunu oynamaya devam ediyor. Dolayısıyla bu kararların alınmasında, Rojava’ya dönük saldırılarda muhalefetinde rolü var. Tek başına bu iktidarın aldığı kararla, yaptığı saldırılar ve savaş politikasını devam ettirmekten geçmiyor, muhalefet de onun arkasına dizilerek, tepki göstermeyerek, alınan kararlara imza atarak, bu savaş siyasetinin sorumlusu olduğunu çok net bir şekilde göstermiş oluyor.”