Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak gasplarına, şimdi de tutsakların umut hakkının ellerinden alınması eklendi. Son dönemde, onlarca siyasi tutsağın umut hakkı, farklı gerekçelerle ellerinden alındı. Bu durumun arkasında, Cezaevi İdari Gözlem Kurulu adıyla kurulan yapının aldığı kararlar etkili oldu.
Düşüncelerinden dolayı hapis cezası alan tutsakların umut hakkı, son dönemde siyasi tutsakların ellerinden alınarak farklı gerekçelerle cezalarının devam etmesine neden oldu. Özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsaklara yönelik tahliye tarihinin yazılmaması, umut hakkı ilkesinin zıttı olarak değerlendiriliyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği Cezaevi Komisyonu’ndan Avukat Naim Eminoğlu, umut hakkının ne olduğunu, nasıl uygulanması gerektiğini ANF’ye değerlendirdi.
Özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların tahliye tarihlerinin yazılmamasına dikkat çeken Eminoğlu, bunun siyasi tutukluların umut hakkının ihlali olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Umut hakkı, esas olarak hapis cezası almış bir tutuklunun belirli bir süre sonra hapishaneden çıkması ve hayatının belirli bir bölümünü dışarıda geçirebilmesini ifade eder.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları doğrultusunda umut hakkı, hukuk literatürüne de girmiştir. Bu kararlarda, yukarıda yapılan tanım doğrultusunda bir tanım yapılmış ve cezaevinde bulunan bir tutuklunun tahliye olmasına dair bir öngörülebilirliğe sahip olması gerektiği belirtilmiştir. Ülkemizde ise uzun yıllardır sistematik olarak en çok ihlal edilen hakların başında umut hakkı geliyor.
Çünkü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası infaz rejimi, bu hakkı tamamen ortadan kaldırabiliyor. Eğer aldığınız ceza, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na tabi ise, hapishane savcılığı tarafından hazırlanan evraklarda hapishanede tahliye tarihi yazmıyor veya “ölünceye kadar” yazıyor. Dolayısıyla, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan her politik tutsağın umut hakkı, on yıllardır sistematik bir şekilde ihlal ediliyor.
‘UYGULANAN İNFAZ REJİMİNDE UMUT HAKKI KULLANILAMAZ’
Uygulanan infaz rejiminde umut hakkının kullanılmasının çok mümkün olmadığını belirten Eminoğlu, bunun için müebbet hapis cezasının kaldırılması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi: “Umut hakkından nasıl yararlanılacağı konusunda ülkemizde yasal bir düzenleme bulunmuyor. Bir önceki sorunun cevabında da belirttiğim üzere, umut hakkını yok eden ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimi ülkemizde uygulanmaya devam ediyor. Dolayısıyla, bu şekilde uygulanan bir infaz rejiminden söz konusu hakkın kullanımı hukuken mümkün değil. Bu nedenle, tutukluların bu haktan yararlanabilmesi için öncelikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılması gerekiyor.
AİHM’e bu konuda pek çok başvuru yapıldı, özellikle İmralı'da yaşanan ve uygulanan infaz rejimi konusunda. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, bugüne kadar Türkiye’ye yönelik elle tutulur bir karar verilmedi. Şu aşamada umut hakkına dair tek başvuru olanağı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi duruyor. Ancak bu mahkemelerin de, bugüne kadar ülkemizde uygulanan ve umut hakkını ortadan kaldıran ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası infaz rejimine karşı bir kararı olmadı.
‘AĞIRLAŞTIRILMIŞ İNFAZ REJİMİ UMUT HAKKI ÖNÜNDE ENGEL’
Ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin özellikle politik tutsakların umut hakkından yararlanmamasını sağladığına dikkat çeken Eminoğlu, “Aslında ülkemizde uygulanan ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimi, bu cezayı almış olan tüm politik tutsaklar bakımından sistematik olarak engelleniyor. Yani siz bir hapis cezası alıyorsunuz, ancak hapishaneden ne zaman çıkacağınızı sorduğunuzda ‘ölünceye kadar’ yanıtını alıyorsunuz. Engelleme, aslında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını aldığınız anda başlıyor. Dolayısıyla, umut hakkının engellenmesi bir kararla olmuyor; hakkınızda verilen hapis cezası ile başlıyor ve hapishanede ölünceye kadar devam ediyor” dedi.
Devletin umut hakkı konusunda adım atmak istememesinin sebebinin İmralı Ada Hapishanesi’nde bulunan Önder Apo ile alakalı olduğunu sözlerine ekleyen Eminoğlu, umut hakkının verilmesi durumunda Önder Apo’nun da bu haktan yararlanacağını belirtti. Eminoğlu, “Umut hakkı aslında ülkemizde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan pek çok politik tutsak açısından büyük önem arz ediyor.
Devletin bu noktada adım atmak istememesi, temel olarak İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Abdullah Öcalan nedeniyle de kaynaklanıyor. Ancak bugün ülkemizde sadece burada değil; pek çok hapishanede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan birçok politik tutsak, bu hakkın ihlali ve ortadan kaldırılmasıyla karşı karşıya. Bu konu hakkında bir diğer sorun ise, umut hakkı ihlali ile tecridin birlikte yürütülmesi. Yani, umut hakkının yok sayılması, aynı zamanda uzun süreli ve sistematik tecridin uygulanmasına neden oluyor. Bu hakkın tesis edilmesi için öncelikli olarak ağırlaştırılmış müebbet infaz rejiminin ortadan kaldırılması gerekmektedir" dedi.