'AKP yargısı düşman hukukundan çok daha kötü'
90'larda DGM’lerde düşman hukuku uygulandığını hatırlatan Avukat Ercan Kanar, AKP yargısının ise çok daha kötü olduğunu ifade etti.
90'larda DGM’lerde düşman hukuku uygulandığını hatırlatan Avukat Ercan Kanar, AKP yargısının ise çok daha kötü olduğunu ifade etti.
Bir süredir hapishanelerden 30 yılık cezasını doldurup tahliye olan, özellikle Kürt tutsakların yoğunluğu dikkat çeliyor. Bir kısmı hala infaz yakmalar nedeniyle içeride tutulmaya devam edilse de, bu durum 30 yıl önce Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nce (DGM) tutsak edilenler gerçeğini de hatırlatıyor.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri ilk olarak 1961 Anayasası’na 1973 yılında eklenen bir maddeyle girdi. Daha sonra kaldırılan bu mahkemeler 12 Eylül 1982 Anayasası’nda yeniden getirildi. DGM’ler son olarak 2004 yılında konuyla ilgili Anayasa değişikliği ile kaldırıldı. Bu mahkemelerin alanına giren davalar, belirli ağır ceza mahkemelerinin görev alanlarına alındı.
Kendisi de ilk DGM’lerde yargılanan ve yıllarca buradaki davalara bakan Avukat Ercan Kanar, DGM’lerin o günlerdeki işlevini ve gerçeğini ANF’ye anlattı.
82 BİN KİŞİ DGM’LERDE MAHKUM EDİLDİ
İlk olarak DGM’lerin tarihçesini hatırlatan Avukat Kanar, şunları söyledi: “DGM’ler iki defa kuruldu, birincisi 1973’te diğeri de 1984’te kuruldu. Her ikisi de askeri darbelerin ürünü olarak yargı sistemine oturtulmuş oldu. DGM’lerde uygulanan hukuk düşmanla savaş hukukuydu. Muhalifler adeta düşman kabul edilirdi. Terörle mücadele yasası bir anayasa gibi DGM’lerde uygulanırdı. Örneğin 1986 ile 2002 yılları arasında tam 73 bin 936 dava görüldü. 1990’la 2002 yılları arasında 294 bin 85 kişi hakkında karar çıktı. 82 bin kişi de mahkûm oldu Yine Ankara 1 No’lu da DGM'de 4 DEP milletvekili 15 yıl ceza aldı. Yine Diyarbakır'da yaşlıları 11 ile 18 olan 27çocuk, anadilde eğitim talebiyle gösteri yaptıkları için yargılandılar ve ceza aldılar. Yine Manisa'da 15 öğrenci İzmir DGM'de yargılandı. Örneğin ben de 74’te yargılandım Adana'daki DGM'de.”
SAVUNMA KISITLIYDI
Avukat Ercan Kanar, DGM’lerde işkence ile alınmış itirafların kullanıldığına dikkat çekerken savunmasının ise son derece kısıtlı olduğunu şu ifadelerle aktardı: “DGM’lerde savunma hakkı kısıtlanırdı. 80’den sonra bir davada savunma yaparken mahkeme savunmamdan rahatsız oldu. Benim savunmamı 10 dakikayla sınırlamaya kalktı. Ben de protesto ederek duruşma salonunu terk ettim. Sanığın veya avukatın savunmasından rahatsız olunduğunda eğer bir kez daha tekrar ederse artık o davanın sonuna kadar sanık da avukatla duruşmaya giremezdi. Ayrıca DGM'lerde itirafçı beyanı temel alınırdı. Yine işkence ürünleri ifadeler de kullanılırdı. Örneğin tamamen evrensel hukuk kurallarına aykırı bir yasa maddesi daha vardı. Heyet oluşturan başkan ve üyeleri için ret talebine, başkan ve üyenin içinde olduğu mahkeme karar verirdi. Ve bu karara itiraz hakkı yoktu, itiraz edilemezdi. DGM'ler kuvvetler ayrılığına aykırı bir mahkemeydi, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine aykırı bir mahkemeydi. Hâkim teminatı ilkesine aykırıydı. Tabii hâkim ilkesine aykırıydı. Olağanüstü özel bir mahkemeydi. Hâkimleri hükümetler atardı. Asker yargısı ve askeri savcıları da bir bakanla başbakan atardı. DGM'ler yarı askeri mahkemeler gibiydi. Askeri yargıç, 1999’da Öcalan davasıyla birlikte kaldırıldı.”
AKP YARGISI DGM’DEN BİLE KÖTÜ
DGM’lerin esas olarak faşist Mussolini döneminden esinlenildiğini ifade eden Kanar, AKP döneminde yargının DGM’lerden bile kötü olduğunu belirtti. Kanar, “DGM’ler Fransa'da 1963'te dönemin Cumhurbaşkanı De Gaulle tarafından kurulan Fransız DGM'lerinden esinlenerek yapıldı. Fransa'daki DGM'ler, 1981'de cumhurbaşkanı François Mitterand tarafından kaldırıldı. Ama asıl kaynağı faşist İtalya'da Mussolini dönemindeki Devletin Korunması İçin Özel Mahkemesiydi. DGM'nin asıl kaynağı İtalya faşizminin o mahkemesine dayanır. Dolayısıyla olağanüstü bir özel yetkili hâkimler, özel yetkili savcılar vardı. Kuvvetler ayrılığına aykırı olduğu gibi yargıçlar ve savcılar arasında da farklı ayrımcılık yapan bir mahkemeydi. Temel hak ve özgürlüklere tamamen aykırıydı. Bugün AKP döneminin yargısı inanın DGM yargısından daha kötü. Bugünkü yargıda ceza almak için delile bile gerek yok. Eğer muhalifseniz ceza almanız için yeterli. DGM’lerde en azından işkence ürünü ifadeler, itirafçı ifadesi, örgütsel dökümler, el yazısı ürünler, illegal yayınlar gibi veriler vardı. Şimdi maalesef geldiğimiz noktada DGM döneminden de kötü diyebilirim” dedi.