Dîlok Barosu kurulunda tecrit eleştirisine faşist saldırı girişimi
Cumartesi günü gerçekleşen Dîlok Barosu 47. Olağan Genel Kurulu’nda İmralı tecridine tepki gösterildiği sırada saldırı girişimi oldu.
Cumartesi günü gerçekleşen Dîlok Barosu 47. Olağan Genel Kurulu’nda İmralı tecridine tepki gösterildiği sırada saldırı girişimi oldu.
Baroya ait konferans salonunda yapılan kurulda Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Dîlok Şubesi adına konuşma yapıldığı, kırmızı listeleyen avukatlar saldırı girişiminde bulundu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koşullarına ilişkin yapılan konuşma, faşist saldırıya gerekçe olarak gösterildi.
ÖHD Dîlok Şubesi, sanal medyada yaptığı paylaşımda, “Derneğimiz adına konuşma yapan yönetim kurulu üyemizin konuşmasında Sayın Abdullah Öcalan’a 44 aydır uygulanan mutlak tecridin hukuka, AİHM kararlarına ve insan haklarına aykırı olduğunu ifade ettiği esnada bazı avukatlar kürsüye yürüyerek, üyemizin konuşmasını engellemeye çalışmış ve fiziki saldırı girişiminde bulunmuşlardır.” diye tepki gösterdi.
ÖHD Dîlok Şubesi, şöyle devam etti: “Düşünceleri ifade etme ortamını sağlayıp, buna yönelik engelleri bertaraf etmesi gereken divan kurulu da bu görevini layıkıyla yerine getirememiş, engellemenin bir parçası olmuştur. Divan kurulu basiretsiz bir şekilde hukuka aykırı olarak genel kurulun sona ermesine karar vermiştir.
İfade özgürlüğüne yapılan bu çirkin saldırıyı kınıyor, avukatın sesinin halkın sesi olduğunu hatırlatıyoruz. İfade özgürlüğüne yönelik bu saygısız saldırının iktidarın ırkçı ve totaliter politikalarının bir tezahürü olduğunun farkındayız. Faşizme karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.”
Genel Kurul’da ÖHD adına okunan metinde “Başta hasta mahpusların sağlığa erişim hakkı engellenirken, tüm mahpuslar açısından sohbet hakkı, iletişim cezaları gibi uygulamalar ile tüm mahpuslara karşı ağır tecrit uygulanmaktadır” denilmişti.
ÖHD, şunları eklemişti: “İmralı ada hapishanesinde yaklaşık 44 aydır avukat, aile ve vasi görüşü yaptırılmayan, yasaklama kararları ve itirazlar süreçlerinin hukuksuzluklar ile sürdürüldüğü bir mutlak iletişimsizlik halinin hüküm sürdüğü, hukukun ortadan kaldırıldığı olağanüstü bir rejim ile yönetilen bir mekan haline gelmiştir. Sayın Öcalan ve diğer mahkumlara (bu esnada saldırı girişimi başlatıldı) uygulanan ağır tecrit ve hukuki izahı olmayan bu politikalar, az önce bahsettiğimiz konular ile çok yakından bağlantılıdır. Bu vesile ile bir kez daha demokratik, barışçıl bir toplumun inşasını, hukukun uygulanmasını yasal ve Anayasal hakların sağlanmasını talep ediyoruz.”