Eleonora Bonaccorsi: Öcalan bir gerçekliktir özgürlüğü için mücadele edilmeli

İmralı işkence sistemini korkunç bir hukuksuzluk olarak değerlendiren İtalya Fonti di Pace Derneği Başkanı Eleonora Bonaccorsi, “Bu tecridin dünyada eşi benzeri yok. Öcalan bir gerçekliktir, özgürlüğü için mücadele etmeliyiz” dedi.

ÖZGÜRLÜK HAMLESİ

27 yıldır İmralı işkence sisteminde ağır tecrit koşullarında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 44 aydır hiçbir haber alınamıyor. Avukat ve aile görüş hakkı bir bütün olarak gasp edilen Abdullah Öcalan, mutlak bir iletişimsizlik haline tutulmuş durumda. Türk devleti İmralı işkence ve soykırım sisteminde ısrar etse de, 10 Ekim 2023’te küresel çapta startı verilen “Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesi de büyüyerek devam ediyor.

İmralı işkence sistemine tepki gösteren farklı toplumsal kesimler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik bir topluma dayanan paradigmasının önemine dikkat çekerek, özgürlüğünü talep ediyorlar.

Küresel özgürlük kampanyasının destekçilerinden biri de İtalya Fonti di Pace (Barış Kaynağı) Derneği. Dernek Başkanı Eleonora Bonaccorsi, İmralı işkence sistemini ve Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin önemini ANF’ye değerlendirdi.

İMRALI TECRİDİNİN DÜNYADA EŞİ BENZERİ YOK’

Kürt Halk Önderi  Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulları korkunç ve dünyada eşi benzeri olmayan bir uygulama olarak değerlendiren Eleonora Bonaccorsi, “Bu tecrit korkunç bir durum ve hiçbir hukukla açıklanamaz” dedi.

 “Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu bu koşullardan hepimiz sorumluyuz” diyen Eleonora Bonaccorsi, şunları ekledi: “Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullardan özellikle İtalya sorumludur. İtalya, bu sorumluluğuyla yüzleşmek zorunda. Öcalan, İtalya’daydı; buradan çıkmak zorunda kaldıktan sonra esir alındı. İtalya bu sorumluluğu kabul etmese de, bizler bu durumun farkındayız.

Biz dernek olarak Öcalan’ın içinde bulunduğu koşulları çok yakından takip ediyoruz. Avrupa Parlamentosu’nda bu konuyu tartışmak ve sivil toplum hareketlerini harekete geçirmek için birçok toplantıya katıldım. Öcalan’ın karşı karşıya kaldığı bu hukuksuzluğu her yerde anlatmak gibi bir sorumluluğumuz var. Gerçekten de Öcalan üzerindeki tecrit çok ciddi ve korkunç bir uygulama. Bizler halk olarak bu tecride karşı tavrımızı ortaya koysak da, Avrupalı yetkili kurumlar sessiz kalmayı tercih ediyor. Bu sessizliğin nedeni de Erdoğan ile olan ilişkilerine zarar vermek istememeleri.”

‘ÖCALAN’IN FİKİRLERİNİ HAYATA GEÇİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’

Kürt Halk Önderi’nin fikirlerinin önemini de değinen Eleonora Bonaccorsi, “Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigma gerçekten de çok ileri düzeyde. Bugün yaşanan birçok sorunu derin bir şekilde ele alıyor ve ortaya koyduğu fikirlerle bir alternatif ve çözüm sunuyor. Biz dernek olarak Öcalan’ın paradigmasını güçlü bir şekilde savunuyor ve hayata geçirmeye çalışıyoruz.

Yine, dernek olarak Öcalan’ın paradigmasını yayan ve hayata geçirmeye çalışan projeleri ekonomik olarak destekliyoruz. Öcalan’ın fikirlerini hem Avrupa’da hem de Kürdistan’da hayata geçiren herkesle bir dayanışma içerisindeyiz, çünkü biz bu paradigmanın savunulması gerektiğine inanıyoruz” dedi.

‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ’

İmralı tecridinin kırılması ve Kürt Halk Önderi  Abdullah Öcalan’ın özgür olması için her alanda mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Eleonora Bonaccorsi, “Öcalan bir gerçekliktir. Ortaya koydukları, doğruların ve toplumsal değerlerin temelidir. Doğru ve gerçek olanı inkâr edemeyiz. Yine, Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullara gözlerimizi kapatarak, yaşanan hukuksuzluğu görmezden gelemeyiz. Dolaysıyla doğruyu ve gerçeği özgürleştirmek için mücadele etmeliyiz” diye belirtti.