Elio Marseille: Abdullah Öcalan artık fikirleriyle tüm dünyaya dokunuyor

Elio Marseille, yüzyılın en önemli filozofu ve siyaset teorisyeni olarak tanımladığı Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü isteyerek, “Tecrit edilmiş olsa da fikirleri İmralı'yı, sınırları aştı ve şimdi tüm dünyaya dokunan bir düşünce var karşımızda" dedi.

15 Şubat Uluslararası Komplosu 25. yılını doldururken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı esaretine son verilerek özgürlüğüne kavuşması için taleplerde farklı toplumsal kesimler arasında yayılarak devam ediyor. 10 Ekim’de startı verilen “Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesi kapsamında düzenlenen eylemlerden birisi de enternasyonalistlerin 11-15 Şubat tarihleri arasında İsviçre’nin Basel kentinden Fransa’nın Strasburg kentine düzenledikleri uzun yürüyüştü.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle yapılan bu yürüyüşe 13 farklı ülkeden 200 yakın enternasyonalist katılmıştı. Tüm farklılıklarına rağmen onları bu yürüyüşte birleştiren temel etken paradigmalarında kendi geleceklerini gördükleri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dı.

Bu yürüyüşün katılımcılarından birisi olan Fransız aktivist Elio Marseille, düzenledikleri uzun yürüyüş ve kendileri açısından önemli buldukları Abdullah Öcalan’ın paradigmaları hakkında ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

‘ÖCALAN’I OKUDUĞUMDA NEYİ İSTEDİĞİME KARAR VERDİM’

Kürt Özgürlük Mücadelesini Rojava Devrimi ile tanımaya başladığını söyleyen Elio Marseille, bu sürecin nasıl geliştiğini şöyle anlattı: “Kobanê direnişi ile Kürt hareketini duydum. O dönem oradaki direniş hakkında her yerde konuşuluyordu. Bu şekilde Kürtler ve mücadeleleri yavaş yavaş ilgimi çekmeye başladı. Daha sonra kardeşim bana Abdullah Öcalan’ın küçük mavi kitabı olan Demokratik Konfederalizm kitabını verdi. Onu okudum ve gerçekten kendi kendime dedim ki, işte ben yarının ve geleceğin toplumunu bu şekilde hayal ediyorum. Öcalan’ın bu kitabı benim için büyük bir ilham kaynağıydı”.

‘ÖCALAN YÜZYILIN EN ÖNEMLİ SİYASET TEORİSYENİ’

Abdullah Öcalan’ı yüzyılımızın en önemli filozof ve siyaset teorisyeni olarak tanımlayan Elio Marseille, “Abdullah Öcalan'ın paradigmalarının daha önceki teorilerin ötesine geçtiğini ve çok zenginleştirici olduğunu düşünüyorum. Abdullah Öcalan teorilerinde tarihsel bir şekilde devam eden direniş kültürlerini çok iyi bir şekilde ele alıyor ve bunların üzerine yenilerini koyuyor.

Abdullah Öcalan'ın paradigmalarında ve Kürt Özgürlük Mücadelesinde en önemli hususlardan biri, çeşitlilik içinde birliğin sağlanmasıdır. Ulus devletler veya yürürlükteki tahakküm sistemler bize hep farklılıkların toplumlarda nasıl kaos yarattığını göstermeye çalışıyorlar. Mevcut sistemlere göre farklılıklar altında birlikte yaşayamayız. Oysa Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği paradigma bunun tam tersini söylüyor ve öneriyor. Birlikte özgür bir yaşam geliştirebilir ve böylece çeşitlilik içinde bir birlik oluşturabiliriz.

Öcalan’ın özgür kalmasının yeni fikirlerin gelişmesiyle eşdeğer olacağını inanıyorum. Eğer, Abdullah Öcalan bugün özgür olsaydı, Kurdistan için, dünyanın diğer ülkeleri için ya da her yerdeki insanlar için yeni bir özgür yaşamın inşasına katkıda bulunabilirdi” diye ekledi.

‘BİZİ BİR ARAYA GETİREN, ORTAK İDEOLOJİYE OLAN İNANCIMIZDIR’

11-15 Şubat arasında düzenlenen Basel-Strasbourg enternasyonalist yürüyüşün amacını, "İmralı tecridine son vermek ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etmek" diye belirten aktivist Elio Marseille, 13 farklı ülkeden 200 enternasyonalisti Öcalan’ın özgürlüğü için bir araya getiren gücü ise şöyle tanımladı: “Bizi bir araya getiren gücün; ortak bir ideolojiye, sosyalizme olan inancımız ve aynı zamanda özgür bir yaşam arzusu olduğunu söyleyebilirim.

İşte bu yüzden ne kadar ileri gidebileceğimizi göstermek için el ele yürüyeceğiz ve Abdullah Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar da yürüyeceğiz. Hiçbir şey bizi durduramayacak”.

‘ÖCALAN’IN FİKİRLERİ ARTIK TÜM DÜNYAYA DOKUNUYOR’

İmralı tecridini bir bütün olarak hukuksuzluk olarak tanımlayan aktivist Elio Marseille, “Her şeyden önce, bu tecrit yasa dışı ve bir bütün olarak hukuksuzluktur. Birçok insan hakları örgütü bu tecridin yasalara aykırı olduğunu belirtti ve kınadı. Tecridin ötesinde Abdullah Öcalan'ın tutukluluğu yasa dışıdır. Buna rağmen kendisinden üç yıldır haber alamıyoruz. Türk devleti, İmralı’da bir tecrit uyguluyor çünkü Öcalan dünyanın dört bir yanından insanlarla kurabileceği her türlü temastan korkuyor.

Öcalan İmralı’da tecrit edilse de, fikirleri artık İmralı’yı ve sınırları aştı. Artık tüm dünyaya dokunan bir düşünce var karşımızda. Öcalan’ın özgürleşmesi sadece Kurdistan’ın ve Kürtlerin değil aynı zamanda tüm ezilen halkların ve dünya halklarının özgürleşmesi anlamına gelecektir” dedi.

‘AVRUPA SUÇ ORTAĞIDIR’

Avrupa’nın İmralı tecridinde suç ortağı olduğunu kaydeden Elio Marseille, “Avrupa’nın tecride sessiz kalmanın ötesinde bu tecritte suç ortağı olduğuna inanıyorum. Avrupa, Abdullah Öcalan'a ve aynı zamanda bir bütün olarak Kürt halkına karşı işlenen suçların ortağıdır.

CPT gibi işkenceyle mücadele için çalışan çeşitli sivil toplum örgütleri Abdullah Öcalan'ın durumundan haberdar edilmiştir. Ancak Abdullah Öcalan'ın tutulduğu koşulların hesabını ne Kürt halkına ne de tüm dünyaya verebildiler. Avrupa devletleri İmralı'da olup bitenleri görmezden gelmenin yanı sıra bu tecritte suç ortağıdır” dedi.

‘ENTERNASYONALİST MÜCADELE BİRÇOK SORUNA CEVAPTIR’

Enternasyonalist mücadelenin önemine değinen Elio Marseille, “Bugün karşı karşıya olduğumuz özellikle sınırlar ve kimlik krizi söz konusu olduğunda, enternasyonalizmin pek çık soruna bir yanıt sunduğuna inanıyorum. Kimlikleri ellerinden alınan insanlar artık kim olduklarının farkında değiller. Enternasyonalizm aynı zamanda her şeyin birbirine bağlı olduğunu, mücadelelerimizin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve insan olarak hepimizin birbirimize bağlı olduğunu kabul etmektir. İnsanlar arasında temelde hiçbir fark yoktur. Oysa günümüz sistemleri bu farklılıkların bir kriz olduğunu vurgulamaya çalışırken, enternasyonalizm farklı bir dünya vizyonu önermektedir. Enternasyonalizm, insan türünü sınırlarla veya dillerle bölünmüş olarak değil, bir bütün olarak düşünülmesi gerektiğini öne çıkarıyor.

Bugün Öcalan’ın özgürlüğü için bir aradayız ve farklı diller konuşuyoruz ve aynı gün içinde üç, dört hatta beş dil konuştuğumuz oluyor. İşte enternasyonalizm, bu farklılıkları bir arada tutmaktır. Enternasyonalizm, hiçbir farklılığın bağlantı kurmamızı, bir araya gelmemizi ve deneyimlerimizi paylaşmamızı engellememesi gerektiğini söylemek demektir” diye kaydetti.