Suriye’de Esad rejiminin 8 Aralık’ta çökmesi, ülkedeki siyasi ve askeri dengeleri yeni bir aşamaya taşıdı. Rejimin düşüşü, çatışma ve gerginlikleri tamamen sona erdirmese de uluslararası toplum, iktidarı ele geçiren Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile hızlı bir şekilde temas kurarak yeni Suriye’nin inşasına yönelik tartışmaları başlattı.
Geçiş sürecinin başına getirilen HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani, hâlâ silahlı bir grubun lideri olarak görülse de uluslararası aktörler, onun dönüşüm geçirmesini ve Suriye’nin yeniden inşa sürecinde siyasi bir figüre evrilmesini bekliyor. Ancak bu süreç, ülkenin kıyı bölgelerinden gelen Alevi katliamları haberleriyle gölgelendi ve uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Öte yandan, cihatçı grup HTŞ’nin en büyük destekçisi olan Türk devleti ve ona bağlı çete gruplarının Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerine yönelik saldırıları da devam ediyor. Son dönemde yapılan hava saldırılarında, aralarında kadın ve çocukların da olduğu onlarca sivil hayatını kaybetti.
Katalonya Parlamentosu CUP Milletvekili Eulalia Reguant, Rojava’ya dönük saldırıları ANF’ye değerlendirdi.
‘KÜRT HALKINA YAŞAM HAKKI TANIMIYORLAR’
Türk devletinin Rojava’ya yönelik saldırılarını bir işgal hareketi olarak değerlendiren Katalonya Parlamentosu CUP Milletvekili Eulalia Reguant, şu ifadeleri kullandı: “Türk devleti, Rojava’nın inşa edilmesinden bu yana hem bölgeye hem de Kürt halkına saldırmaya devam ediyor. Burada iki taraflı bir savaştan değil, açık bir işgal hareketinden bahsetmek gerekir. Türk devleti, bölgedeki sivilleri açıkça hedef alıyor. Rojava’dan Türkiye’ye yönelik hiçbir tehdit yokken, bölge halkı sürekli olarak saldırılara maruz kalıyor. Türk devleti ve milislerinin temel amacı, bölgeyi bütünüyle kendi kontrollerine almak ve Kürt halkına yaşam hakkı tanımamaktır.”
‘ULUSLARARASI TOPLUM SESSİZ KALMAMALI’
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgede Osmanlı hegemonyasını yeniden inşa etmek istediğini söyleyen Eulalia Reguant, uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalmaması gerektiğini belirtti:
“Türk devleti, sivil altyapıları, enerji kaynaklarını ve su tesislerini hedef alarak sivillerin yaşam koşullarını zorlaştırıyor ve onları göçe zorluyor. Uluslararası toplumun bölgede yaşananlara odaklanması ve Türkiye ile hâlâ normal ilişkiler sürdürüyormuş gibi davranmayı bırakması gerekir. Türkiye’nin bölgedeki politikası, savaşı derinleştirmek ve sivilleri daha büyük bir riske atmaktır.”
‘TEMKİNLİ VE DİKKATLİ OLUNMALI’
Esad rejiminin çöküşünün önemli olduğunu ancak yerine gelen HTŞ yönetimine karşı da dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Eulalia Reguant, şu değerlendirmede bulundu: “HTŞ’nin geçmişine ve bugün yaptıklarına bakarak temkinli olmak gerekir. HTŞ’nin radikal bir İslamcı geçmişi olduğunu biliyoruz. Bu cihatçı grupların Rojava’da ve Kobanê’de neler yaptığını gördük. Suriye’nin geleceği inşa edilirken, temel alınması gereken şey demokratik bir yönetim anlayışıdır.”
‘ROJAVA MODELİ SURİYE GENELİNE TAŞINMALI’
Rojava’da inşa edilen sistemin korunması ve Suriye’nin geleceği için bir model olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Katalan parlamenter, “Rojava’daki demokratik ve sosyal sistemin tüm Suriye için bir model olması önemlidir. Amaç, Suriye’yi bir demokrasi ve kapsayıcılık modeli haline getirmek, tüm etnik ve dini grupları yönetime entegre etmek ve gerçek bir demokrasiyi garanti altına almaktır. Aksi bir yönetim inşa etmek, bölgeye demokrasi getirmek bir yana, istikrarsızlığı daha da artıracaktır. Rojava modeli, sadece Suriye ve bölge için değil, uzun vadede Türkiye için de büyük bir umut kaynağıdır” dedi.