Fabio Marcelli: Türk hükümetine uluslararası baskı yapılmalıdır

CNR Direktörü Fabio Marcelli: Sayın Öcalan'ın tutukluluk durumuyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin doğru bir şekilde uygulanmasını sağlamak için Türk hükümetine uluslararası baskı yapılmalıdır.

ÖZGÜRLÜK HAMLESİ

1999’dan beri İmralı’da tutulan Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’dan 25 Mart 2021’den beri haber alınamıyor. Ailesi ve avukatlarının tüm başvurularına rağmen Türk devleti görüşme başvurularını reddediyor.

Avrupa Konseyi üyesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne imza atan Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulayacağını taahhüt etmiş durumda. Ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkında 2014 yılındaki AİHM kararını henüz uygulamış değil.

Ulusal Araştırma Konseyi Uluslararası Hukuk Çalışmaları Enstitüsü'nde (the Institute of International Legal Studies (ISGI) of the National Research Council (CNR) uluslararası hukuk araştırmacısı ve direktörü Fabio Marcelli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan hakkındaki AİHM kararının uygulanmaması hakkında konuştu.

Daha önce Türkiye’yi ziyaret eden Araştırmacı Avukat Fabio Marcelli, Kürt Halk Önderi üzerindeki ağırlaştırılmış tecride karşı “Sayın Öcalan'ın insan haklarının ihlal edilmemesini garanti altına almak için uluslararası hükümetler, uluslararası örgütler, akademi, entelektüeller, sosyal hareketler vb. tarafından baskı yapılmalıdır” dedi.

İNSANLIK DIŞI MUAMELE

AİHM’in 2014’te verdiği kararı yorumlayan Fabio Marcelli, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutukluluk koşullarının mahkeme tarafından 2009 öncesinde “insanlık dışı muamele” olarak nitelendirildiğine hatırlattı. Avukat Marcelli, günümüzdeki mevcut durumun tekrar mahkeme önüne götürülmesi gerektiğine işaret ederek, AİHM’e yeni başvuru yapılması çağrısı yaptı. Avukat Marcelli, “Size Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı hakkında bazı yorumlar yapacağım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 18 Mart 2014 tarihinde, yani 10 yıl önce verdiği bir karar var. Bu kararda mahkemenin başvurana, yani Öcalan'a 17 Kasım 2009'a kadar uygulanan tutukluluk koşullarının insanlık dışı muamele teşkil ettiğine karar vermesi ilginçtir. Özellikle İmralı cezaevine diğer tutukluların gelişini ve artan ziyaret sıklığını göz önünde bulundurarak, bu tarihten sonraki tutuklulukla ilgili olarak tam tersi bir sonuca varmıştır. Yani mahkeme, 17 Kasım 2009 öncesi ve sonrası tutukluluk durumunu birbirinden ayırmıştır. Ve 17 Kasım 2009'dan sonra Öcalan'ın tutukluluk koşullarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İnsan Hakları Özgürlüklerinin ihlalini oluşturmadığına karar verdi. Ancak bildiğim kadarıyla o tarihten bu yana durum değişti ve şimdi durumun hep aynı mı yoksa 17 Kasım'dan önce nasıl olduğuna döndüğümüzde, tahmin edebileceğimiz gibi olduğunu doğrulamak gerekir. Çünkü o durumda, yani son zamanlarda, son yıllarda Öcalan'ın koşulları kötüleştiği için ziyaret imkanı yok. Bu konu üzerinde çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Şu anda mahkeme tarafından detaylandırılan bazı kararlar olduğunu biliyorum ama mahkemenin ne karar verdiğini henüz bilmiyoruz. Kararlar şu ana kadar yayınlanmadı. Dolayısıyla mahkemenin ne karar vereceğini görmek ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne karşı yeni bir yasal işlem başlatmak zorundayız.”

ULUSLARARASI BASKI ÇAĞRISI

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 25 Mart 2021’den beri haber alınamadığı, Türk devletinin aile ve avukat görüş başvurularına olumsuz yanıt vermesi hakkında Türk hükümetine uluslararası baskı yapılması gerektiğini vurguladı.

Avukat Marcelli, Türkiye’nin AİHM kararlarına uyması için “Sayın Öcalan'ın tutukluluk durumuyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin doğru bir şekilde uygulanmasını sağlamak için Türk hükümetine uluslararası baskı yapılmalıdır. Hukuken gerekli koşulların mevcut olduğunu düşünüyorum, ancak bu durumda Sayın Öcalan'ın insan haklarının ihlal edilmemesini garanti altına almak için uluslararası hükümetler, uluslararası örgütler, akademi, entelektüeller, sosyal hareketler vb. tarafından baskı yapılmalıdır” dedi.