Gazi mahallesinde fuhuş çeteleri nasıl çalışıyor?

İstanbul’da özellikle yoksulların yaşadığı mahalleler çetelerin kıskacında. Gazi Mahallesi, Okmeydanı, 1 Mayıs Mahallesi gibi emekçi mahallelerde devletin gözetiminde uyuşturucu, fuhuş çeteleri giderek güçleniyor.

İstanbul’da özellikle devrimcilerin örgütlendiği, varlık gösterdiği ve yoksulların yaşadığı mahallelerde halk, uzun süredir çetelerin kıskacında yaşamaya çalışıyor. Polisin desteğiyle kendilerine mahallelerde yaşam alanı bulan çeteler, özellikle gençlerin yozlaştırılmasında önemli roller üstleniyor. Gençleri uyuşturucu ve fuhuş batağına sürükleyerek, onların devrimcilerle iletişimini kesmek için uğraşan çeteler, bu işler üzerinden mahallelerde varlık gösterebiliyor.

Genç kadın ve erkeklerin nasıl fuhuşa sürüklendiğini, çetelerin kadın ve erkekleri kendilerine nasıl bağımlı hale getirdiklerini görmek için devrimcilerin yoğun yaşadığı Gazı ve Okmeydanı mahallesine gittik; asimilasyon ve yozlaştırmanın korkunç boyutlarda olduğunu gördük. 

İlk uğradığımız yer Gazi Mahallesiydi. Fuhuşa zorlanan kadınların çok fazla olduğunu anlatan halk, mahallenin farklı bölgelerinde gece yarısı kadınların fuhuşa sürüklendiğini, polisin ise göz yumduğunu kaydetti. Polisin özellikle devrimcilere baskıyı artırması ile bu tip olayların fazlalaştığına dikkat çekildi. 

BELLİ BİR SAATTEN SONRA İŞ YERİMİZİ KAPATIYORUZ

40 yıla yakındır mahallede esnaflık yapan Ali Askın, iş yerinin gecekondu bölgesine yakın olduğunu belirterek, “Cadde üzerinde olmasına rağmen artık akşam belli bir saatten sonra iş yerimizi kapatmak zorunda kalıyoruz. Özellikle 21.00’dan sonra çete elemanları sokaklarda dolanmaya başlıyor. O saate kadar neredeyse yarım saatte bir devriye atan polis ise gözükmemeye özen gösteriyor. Bundan güç alan çete elemanları ise hepimize baskıyı arttırıyor. Son iki yıldır ise fuhuş yapan kadınlar çoğalmaya başladı. Yanında çete üyesiyle beraber gezen bu kadınlar, sokaklarda beklemek yerine randevu usulü evlere bırakılıyor ve çete üyesi kapıda onun çıkışını bekliyor” dedi. 

Her çete, kadınları fuhuşa sürüklerken farklı şekillerde yol izliyor. İlgilendikleri kadına göre farklı yollar benimseyebilen çete üyelerinin en çok kullandığı yöntem ise genç kadınlar ile duygusal ilişkiler yaşayıp, onları uyuşturucuya alıştırarak sonrasında uyuşturucu parası için fuhuşa zorlamak oluyor. Uzun yıllardır kullanılan bu yöntem ile çok sayıda genç kadın çete tarafından kullanıldı. Bu yöntemin ilk adımı çete üyesinin bir genç kadınla tanışıp, onunla duygusal bir ilişki yaşadığına kadını ikna etmekten geçiyor. Bir süre normal ilişki yaşayan kadın, bu süreçte çete üyesi tarafından uyuşturucuya alıştırılıyor ve uyuşturucudan ilk zamanlar ücret alınmıyor. Bir süre sonra uyuşturucu bağımlısı olan kadına bu sefer uyuşturucu bulması için fuhuş yapması dayatılıyor ve kadın bir süre sonra fuhuş çetesinin elinde sömürülüyor. 

Diğer bir yöntem ise polis tarafından kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle yoksul mahallelere gönderilen bazı polisler, mahallelerde yaşayan genç kadınlar ile özel olarak ilgilenip, onları kendileriyle duygusal bir ilişki yaşamaya zorluyorlar. Çoğunluğu yoksul genç kadınlar için bir ‘kurtuluş kapısı’ olarak kendilerini lanse eden polisler, ikna olan kadınlar ile yaşadıkları cinsel birlikteliği ve kadınların çıplak görüntülerini gizlice çekerek bir süre sonra kendi istedikleri şekilde kullanma yöntemine gidiyorlar. Bazen devrimcilerin içine ajan olarak sokulmaya zorlanan bu kadınlar bazen de fuhuş çetelerine belli paralar karşılığı veriliyor. Kadınlar ise kendilerine şantaj yapılmasından dolayı bu durumu çoğu zaman kimseye anlatamıyorlar. Aslında birkaç polisin kendi inisiyatifi ile değil devletin bir politikası olarak uygulanıyor. 

POLİS İLE İŞBİRLİĞİ YAPARAK BÜYÜDÜLER

Gazi, Karayolları mahallesi gibi yerlerde fuhuş çetesinin içinde yer alan ve adının Rıza olduğunu söyleyen eski bir çete üyesi, fuhuş çetesinin nasıl işlediğini, neler yaptığını ANF’ye anlattı. Rıza, çetenin polislerle işbirliği yaptığını söyleyerek, bu sürecin başından sonuna polisin kontrolünde olduğunu ve polisin çeteyi kontrol altında tuttuğunu belirtti. 

Rıza, çetenin polis ile ilişkisine dair şunları söyledi: “Fuhuş çeteleri aslında birebir o bölgedeki polis karakoluyla işbirliği halinde. Polisin bilmediği bir şey değil bu. Mahallelerde bulunan kadınların fuhuşa sürüklenmesinde polis bazı durumlarda bize yardım da ediyor. Bizim yaptığımız aslında, yoksulluk içerisinde yaşayan, gelecek planları olmayan, dışarıda gördükleri hayatı yaşayamayan insanları kandırmaktan ibaret. Bunun için de yöntemlerimiz var. En bilineni kadınlar ile sevgili olup, onları ya şantaj ile ya da uyuşturucuya bağımlı hale getirerek, sonrasında uyuşturucu parası için fuhuşa zorlamak. Polisler burada aslında yaşadıkları hayattan kurtulmak isteyen, güvenceli bir yaşam hayali kuran kadınları kendi konumlarını kullanarak düşürüyorlar. Polislerle sevgili olan kadınlar, onlarla yaşadıkları özel anların kayıt altına alındığını asla bilmiyor. Bir süre sonra o görüntüler üzerinden kadınlara şantaj yapmaya başlıyorlar. Mesela, bu mahallelerde bulunan devrimci örgütlerin içine ajan olarak sızdırılan kadınların çoğu bu görüntülerin yayılması korkusuyla kabul ediyor bu durumu. Eğer bu işi yapamayacak bir durumda ise kadınlar, bu sefer de belli bir para karşılığında fuhuş çetelerine satılıyorlar.”

Özellikle Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli hem TEM, hem de Güvenlik Şube polislerinin bu işlerle ilgilendiğini belirten Rıza, kadınların fuhuş çetesine rüşvet vermek dışında polislerin de kendilerinden rüşvet aldığını belirterek, çetenin faal olmasının sebebinin bu rüşvetler olduğunu belirtti. 

KADINLARI ÇETENİN AĞINA DÜŞÜRMEK İÇİN FARKLI YÖNTEMLER UYGULANIYOR

Polisler dışında kendilerinin ayrı yöntemleri olduğunu belirten Rıza, bu sürecin bazen uzun olduğunu belirterek, bunların dışında birçok kadının şantaj gibi yöntemlere gerek kalmadan fuhuşa yöneldiğini, bunun sebebinin de ‘kolay yoldan para kazanmak’ olduğunu iddia etti. Sadece genç kadınları değil, evli kadınları da fuhuşa zorladıklarını belirten Rıza, çetenin eline düşen bir kadının hiçbir şekilde kurtuluşunun olamayacağını, çetenin böyle bir şey olursa kadına saldıracağını açıkladı. 

Kendi yöntemleriyle ilgili bilgi veren Rıza, bu yöntemlerin değişkenlik gösterdiğini, birçok kadında aynı yöntemlerin işe yaramayabildiğini söyledi. Rıza, kadınların fuhuşa zorlanmasına dair ise şu ifadeleri kullandı: “Kadınların bu yola sürüklenmesindeki en büyük sebep kolay yoldan para kazanma isteği oluyor. Kadınlar için özel olarak bir yöntem uygulamıyoruz çünkü çoğu kendi isteğiyle fuhuş yapmak istiyor. Yaşadıkları yoksulluğu unutmak, televizyonlarda gördükleri lüks hayatı bir ucundan dahi olsa yaşamak isteyen genç kadınlar, evli kadınlar en kolay yoldan bu şekilde para kazanmak istiyorlar. Bu kadınların çoğunun uyuşturucu gibi alışkanlıkları olmuyor. Sadece hesapsız bir şekilde para harcamak, istedikleri şeyleri almak istiyorlar. Bunun içinde çoğu aslında kendileri bizi buluyor. Bu tip insanlar dışındakileri ise biz buluyoruz. Bazen müşterilerimizin isteklerine göre kadın bulup, onu belli şantaj ve tehditlerle bu işe sürüklediğimiz de oldu.”

Kadınlardan bahsederken “sipariş” kelimesini kullanan çete elemanı, bunlar için müşterilerinin belirledikleri özellikte kadınları bulduklarını, bunlar için ayrıca bir para aldıklarını sözlerine ekledi. Kadınları belli ‘kriterlere’ göre seçtiklerini söyleyen çete elemanın, bunları anlatırken, “en çok talep gören kriterleri göz önünde tutuyoruz” cümlesini kullanması dikkat çekti. 

İSTEKLERİ KABUL ETMEYEN KADINLARA İSTİSMARDA BULUNUP KAYDA ALINIYOR

Çete elemanı, kadınların yozlaştırılması sürecini ise şöyle anlattı: “Kadınla tanıştıktan sonra önce duygusal bir bağ kurulur, sonra duruma göre uyuşturucuya alıştırılır ya da hiç uyuşturucu vermeden belli bir süre sevgili kalınır. Sonrasında yaşanan özel anları gizli kamera ile kayda alınır, özel fotoğrafları çekilir ve bunlar şantaj ve tehdit malzemesi olarak kullanılır. Eğer bunlar işe yaramaz ise bu sefer kadın birkaç kez uyuşturucu verilerek zorla fuhuş yaptırılır ve yine çetenin kontrolü altına girmesi sağlanır. Bir kadını çetenin ağına düşürmek için bu bilinenler dışında, onunla ilgili dedikodu yayma, onu toplum nezdinde kişiliksiz bırakma gibi yöntemler üzerinden de gidiliyor. Eğer kadın çeteye direniyorsa, bu sefer çete elemanları kadın hakkında etrafta dedikodu yayıp, onu toplumdan izole hale getiriyor. Ancak bu yollar çok kullanılan yöntemler değil çünkü anlattığım yöntemler ile kadınlar zaten toplum nezdinde dışlanmış hale getiriliyor. 

Bunların yanında uyuşturucu bağımlısı haline getirme de başka bir yöntemdir. Bu yöntemde kadın sevgilisi ya da en yakın dostu tarafından uyuşturucu içmeye teşvik ediliyor. Burada da kadının kişilik sorunlarının olması esas alınıyor. Ailesi ile tartışmalı, yoksul olmayı istemeyen, yaşadığı çevre ile kavgalı kadınlar uyuşturucuya daha çabuk adapte oluyor. Bu tip durumlarda kadınlara ilk olarak ücretsiz verilen uyuşturucu bir süre sonra paralı hale getiriliyor ve kadın bu parayı kazanması için fuhuşa zorlanıyor. 

Bazen de, bunların hiçbiri istenilen sonucu vermez ise kadına tecavüz ediliyor. Toplu tecavüz edilen kadının tecavüz anları kayıt altına alınıp, bunun yayınlanacağı, çevresine izletileceği söyleniyor. Bir yandan bunlar olurken diğer yandan da çevrede kadına yönelik söylentiler çıkartılıyor. Zaten çevresinden dışlanan, kişilik sorunları olan kadın her şekilde fuhuş çetesinin eline düşmüş oluyor. Geçen yıl, Gazi Mahallesinde bir kadına bu yöntem uygulandı. Çetenin baskılarına her şekilde direnen ve tek başına yaşayan bir kadın en sonunda 10 kişinin toplu tecavüzüne uğradı ve o anlar kayda alınarak çevresinde birkaç kişiye gönderildi. İşinden olan, ekmek alacak dahi para bulamayan kadın en son çare olarak çetenin isteklerini yerine getirmek zorunda kaldı.”

AVM VE AVRUPA KONUTLARI FUHUŞ SEKTÖRÜNÜN MERKEZİ YERLERİNDEN BİRİ

Gazi Mahallesi’nde fuhuş çetesi belli birkaç yerde konumlanmış durumda. Özellikle 50. Yıl Mahallesi, Gazi Dört Yol olarak bilinen yer, gecekondu bölgeleri ve Gazi Düz olarak bilinen yerlerde bazı evler fuhuş yapmak için kullanılıyor ya da fuhuşa zorlanan kadınlar bu evlerde kalıyor. Ancak yoğunluklu olarak kadınlar, çete elemanları tarafından satılıp, satılan kişilerin evlerine götürülüyor. 

Gazi Mahallesi girişinde bulunan Vega AVM ve onun bağlantılı olduğu Avrupa Konutları ise fuhuş pazarlığı ve fuhuşun en çok yapıldığı yerlerden biri. Özellikle Vega AVM’de yaşı küçük kız çocukları, kendilerinden büyük kişiler tarafından istismar ediliyor ve Avrupa Konutlarında bulunan bazı evlere götürülüyorlar. Bu evlerin hepsi çete tarafından kiralanan evler. AVM’nin özellikle lokanta kısmında yapılan pazarlıklar sonrası, küçük çocuklarla fuhuş yapmak için anlaşan kişiler para pazarlığını buralarda yaparken, yaşı küçük olan kız çocuklarına lüks hediyelerde alıyorlar. 

ÇETEDEN KAÇAN KADINLARA İŞKENCE YAPILIYOR

Fuhuş çeteleri, bunların yanında çevrelerine yaydıkları korku ile de belli bir gücü ellerinde tutmuş. Çete, kendilerinden kaçan kadınlara yaptıkları ile zorla alıkoydukları ve fuhuşa zorladıkları kadınlar üzerinden bir korku yaymayı hedefliyor. İsmini vermek istemeyen başka bir çete elemanı, kendilerinden kaçan kadınlara yapılanları şöyle anlattı, “Çetenin elinden kaçan kadınlara yaptıkları kamuoyuna çok yansımıyor. Gazetelerin arka sayfalarında bile yer bulmuyor. Çete, kendinden kaçan kadını yakalamak için rüşvet verdiği polisleri kullanıyor. Zaten kaçan kadınların çoğu polise gidip şikayetçi olduğu için geri çetenin eline teslim ediliyor ve bunlarla ilgili herhangi bir evrak olmuyor. Bunlar dışında polise gitmeyen ve kaçan kadınlar eğer yakalanırlarsa belli bir sıralamaya göre cezalandırılıyorlar. Eğer kaçan kadının müşterisi çoksa o kadına hafif bir ceza veriliyor ve gözü korkutuluyor. Bu göz korkutma da daha çok ailesine yönelik saldırılar ile yapılıyor. Ancak kaçan kadının müşterisi çok değilse ya da hiç yoksa sonuç ölüme gidebiliyor. Mesela, geçtiğimiz aylarda kaçan bir kadın yakalandığında canlı olarak otobana atıldı ve üzerinden araçlarla geçildi. Başka bir kadının tek gözü oyuldu, başka bir kadının göğüsleri kesilip, yüzü tanınmaz hale getirildi. Eğer kadın müşterinin yanından kaçtıysa ve çeteye para kaybettirdiyse o kadının yakılıp, kemiklerinin ufalanıp kanalizasyona atıldığı bile oldu” dedi.

Çete elemanının anlattığı bazı olaylar medyada taratıldığında kayıtlara “faili meçhul” olarak geçtiği görülüyor. Çetenin bu kadar pervasızca kadınları öldürmesi ya da yaralamasına yönelik ise hiçbir şey yapılmıyor. Kadınlara yönelik saldırıları anlatan çete elemanı, polisin bu konudaki tavrına da şöyle açıklık getirdi: “Burada sorun bir kadının kaçmasından çok, çetenin itibarının yıkılması ya da sarsılması. Çete itibarını geri kazanmak için, o kadının fuhuş yaparak kazanacağı paranın iki katını polise rüşvet verip, teknik takiple kadını bulup cezalandırıyor. Bu cezalandırma da çeteye yeniden itibar sağlıyor.”

POLİSİN 'İLK GÜN HAKKI!'

Çete elemanı bunları anlatırken çarpıcı bir iddia da daha bulundu. Bazı polis amirlerinin ve polislerin çetenin bulduğu kız çocukları ve kadınlar ile ilişkiye girdiklerini, buna da “ilk gün hakkı” dediklerini söyleyen çete elemanı, bunun çok büyük bir boyuta ulaştığını, bazı polis amirlerinin özellikle bazı kadınların fotoğraf ve bilgilerini isteyerek, bunları kendisine getirilmesini bile istediğini iddia etti.