Göçmen Sendikası Girişimi: Nourtani’nin hesabını soracağız!

Göçmen Sendikası Girişimi, Zonguldak’taki kaçak maden ocağında Vezir Mohammed Nourtani isimli göçmen işçinin, MHP’li patron tarafından darp edilerek katledildikten sonra, cansız bedeninin yakılmasını Kadıköy’de protesto etti.

Göçmen Sendikası Girişimi öncülüğünde Zonguldak’taki kaçak maden ocağında Vezir Mohammed Nourtani isimli Afganistanlı göçmen işçinin, aynı zamanda MHP Gelik Belde Başkanı olan patron Hakan Körnöş tarafından darp edilerek katledildikten sonra cansız bedeninin yakılması Kadıköy’de protesto edildi. Çok sayıda sendika, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcinin hazır bulunduğu eylemde, “Madenci Nourtani’yi katleden sömürü düzeninden hesap soracağız” mesajı verildi. Eylemde, “Göçmenlerin canı patronların madenlerinden değerlidir” yazılı pankart açıldığı, sık sık, “İşçilerin birliği sermayeyi yakacak”, “ Nourtani’nin hesabı sorulacak”, “ Göçmen cinayetleri politiktir” sloganları atıldı.

PATRONLAR CEZASIZLIKLA KORUNUYOR

Göçmen Sendikası Girişimi adına açıklamayı okuyan Burcu Çıra, Zonguldak’ta kaçak bir maden ocağında kayıtsız çalıştırılan Afganistan uyruklu, 55 yaşındaki üç çocuk babası maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani’nin fenalaştıktan sonra madenin faaliyette olduğu açığa çıkmasın diye patronu tarafından darp edilip yakılarak öldürüldüğünü hatırlattı. Nourtani’nin Zonguldak’ta ve diğer şehirlerde işletilen kaçak maden işyerlerinde çalıştırılan binlerce göçmen işçiden yalnızca biri olduğunu belirten Çıra, “Bu madenlerde işlenen suçların, iş cinayetlerinin üzeri vicdanlara sığmaz zalimliklerle örtülmeye çalışılıyor, patronlar ise cezasızlıkla korunuyor. O yüzden sormak gerekir, aynı zamanda MHP Gelik Belde Başkanı olan Hakan Körnöş’un sahibi olduğu bu kaçak maden denetimlerden nasıl bu kadar kolay sıyrıldı? Enver Gideroğlu ve Hakan Körnöş böylesi korkunç suçu işleyecek cüreti nereden buldu?” diye sordu.

NOURTANİ CİNAYETİ MÜNFERİT DEĞİL

Türkiye’de işçi canının kıymetsiz olduğunu vurgulayan Çıra, “Patronlar için birer gider kaleminden ibaret olan işçi yaşamı, ödenmesi gereken para cezalarından da ucuz. Bu yüzden sadece 2023’ün 10 ayında en az 1634 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti, bunların en az 100’ü göçmen işçilerden oluşuyor. Bu açıdan Nourtani cinayeti münferit bir olay olarak görülemez, ülkede sistematikleşmiş işçi kıyımının ne yazık ki acı bir örneğidir. Devletinden düzen muhalefetine, basınından akademisine, her yerde her an göçmen nefretinin örgütlendiği, artık limanlara vuran göçmen bedenlerinin haber değeri olmaktan çıkarak değersizleştirildiği bu düzende göçmenlerin cenazeleri bile insanlık onurunu aşağılayacak şekilde muamele görüyor” dedi.

BU KATLİAM VE SÖMÜRÜ REJİMİNE KARŞI KARDEŞÇE YAŞAYACAĞIZ

Nourtani cinayetinin sadece göçmenlerin değil, tüm emekçi kesimlerin, ezilenlerin sorunu olduğunu kaydeden Çıra, “Sermaye, devlet ve düzen güçleri yerli-yabancı ikilemi yaratarak buradan kendilerine çıkar sağlıyor, emekçi halkları birbirine düşman etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Çalışma haklarımızı da yaşam haklarımızı da birlikte savunacağız. Bizi hayatta ırkla, dilde, dinde ayırıp, ölümde birleştiren bu katliam ve sömürü rejimine karşı birlikte kardeşçe yaşamayı başaracağız” vurgusunda bulundu.