Belediyelere kayyum atanmasına ilişkin ANF’ye konuşan HDP parti sözcüsü Ebru Günay,  ‘Bu Kürt halkının iradesine bir darbedir’, dedi.,
ANF'ye konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisine yönelik saldırıları korkaklık olarak değerlendirerek, "İktidar ortakları, iktidardan nemalanan çevreler ve kendilerine muhalefet diyen ırkçı eğilimler koro şeklinde HDP'ye yönelik hep bir ağızdan saldırıda bulunuyor" dedi. "Burada hedef sadece HDP değildir" vurgusunda bulunan Günay, "Aslında kendinden olmayan herkese saldırı halinde bir iktidar var. Her sıkıştığında HDP’ye saldırmak, HDP şahsında halkı terörist ilan etmek, HDP’yi hedef haline getirmek acizliktir, korkudur! Biz onların korkularını biliyoruz. Fakat onlar da bizim mücadele geleneğimizi, verdiğimiz bedelleri, inadımızı iyi biliyorlardır” diye belirtti.

'FAŞİST REJİMLERİN POLİTİKALARI'

Mezarlıklara yönelik saldırılara da dikkat çeken Günay, şunları söyledi:
"Hükümetin kontrolündeki güçler ölü bedenlere işkence ve eziyet ediyor. Mezarlara saldırıyor, her inanç açısından dokunulmaz olan kabristanlar yıkılıyor. Mezarlıklara saldırılar ve hayatını kaybetmiş insanların layıkıyla defnedilememesi manzaralarına son bir aydır kesintisiz şekilde tanık oluyoruz. Salgının sürdüğü bir dönemde bir anneye oğlunun cenazesi kargo ile gönderildi. Yine herkesin eve kapandığı bir dönemde, Van, Bingöl ve Hakkâri gibi birçok Kürt kentinde mezar taşlarının tahrip edildiğini gördük. Hatta ailelere haber verilerek Kürtçe harfler X, Q, W harflerinden dolayı ‘mezar taşını siz sökmezseniz bir sökeriz’ denildi.
İnsanlar gidip, sevdiklerinin mezarı tahrip edilmesin diye mezar başlarında nöbet tuttu.
Düşünün ki salgın sürerken, ramazan ayı devam ederken oruç tutan bir insan gidip sevdiğinin mezarına saldırı olmasın diye nöbet tutuyor! En son Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesine saldırı oldu. Üstelik bu saldırı Alevilerin ibadethanesinde Cemevinde gerçekleşti."
Ölü bedenlere eziyet etmenin faşist rejimlerin politikaları olduğunu belirten Günay, "Ancak cenazelere yapılan kötülükler kimsenin iradesini kıramaz. Kürtler ölülerine  yer bulmaya ve onları korumaya ve sahip çıkmaya devam edecek. Kürtler haklı talepleri için mücadele etmeye devam edecek. Bu ölüm siyasetine karşı yaşam siyasetini kurmaya ve yaşamı savunmaya devam edecek! Ölülerden elinizi çekin artık! Ya bunlara son verirsiniz ya da ölülere eziyet eden bir iktidar olarak en kısa süre içerisinde tarihin karanlık sayfalarındaki yerinizi alırsınız” diye kaydetti.

'İKTİDARDAN BEKLEMEMELİ, DEMOKRASİ GÜÇLERİ BİRLEŞMELİ'

Demokrasi güçlerinin iktidardan hesap sormak için birleşmesi gerektiğini söyleyen Günay, iktidardan bir şey beklemenin anlamsız olduğunu vurguladı. Toplam 44 belediyenin gasp edilmesinin Kürt halkının iradesine darbe olduğunu da ifade eden Günay, “Tüm koşullarda olduğu gibi dünyayı sarsan salgın günlerinde de AKP hükümeti Kürtlere, HDP’ye ve aslında tüm demokrasi güçlerine düşmanlığından vazgeçmiyor. Halkın oyları ile seçilmiş ve görev yapma sorumluluğunu halktan alan belediye eş başkanlarımızın, despotik yöntemlerle görevden alınmaları hangi ölçüye vurulursa vurulsun halk düşmanlığı ve toplum düşmanlığıdır. Kayyumlar, ‘Kürtlerin  kendi kendilerini yönetme hakları yoktur, dolayısıyla Kürtler de yoktur’ fikrine razı etme barbarlığıdır" şeklinde konuştu.
"31 Mart’tan bugüne kadar, 44 belediyemiz iktidar eliyle gasp edilmiş ve 28 belediye eş başkanımız da AKP’nin yargı mensupları tarafından rehin alınmıştır" diyen Günay, şöyle devam etti: "Şu an 22 belediye eşbaşkanımız siyasi rehine olarak cezaevlerinde tutulmaktadır. Dünyanın her yerinde insanlar Covid-19 salgını ile mücadele edilirken, Kürt halkı AKP-MHP faşizminin irade gasbıyla, Kürt düşmanlığıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. AKP-MHP iktidarı esasında mümkün ise 'seçim' kavramını ortadan kaldırmak istiyor. Çünkü bu iktidar bloku demokrasinin asgari gereklerine dahi tahammül edememekte, yönetememe krizini baskı, zor ve gasp ile aşmaya çalışmaktadır."
HDP Sözcüsü Ebru Günay, son olarak şunları belirtti:
"Kimlerin darbeci olduğunu, kimlerin darbe planları yaptığını gördük… Kayyum darbedir ve bu darbe Kürt halkının iradesinedir. Bu darbe bir anlamıyla Türkiye demokrasisine yöneliktir."