Hasta tutsaklar için eylemler: Cezaevleri işkence evine dönüştü!

Ankara ve İzmir'de hasta tutsaklar için düzenlenen eylemlerde, "Cezaevlerini işkence evlerine dönüştüren bu iktidara karşı sessiz kalmayacağız" denildi.

Ankara'daki Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutukluların duruma dikkat çekmek için düzenlediği eylemlerin 383. haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde basın açıklaması yaptı.
İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, Sincan 3 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan kanser hastası Hakan Kanat’ın durumuna dikkat çekti.
Turgut, “Eşi 22 Ekim’de tesadüfen e-nabız sisteminde Ankara’da hastanede olduğunu görmüş, defalarca Kırşehir Ceza İnfaz Kurumu’nu arayıp nerede olduğunu öğrenip bilgi almak istemiş, ancak gerekli bilgi verilmemiştir. Sincan Ceza İnfaz Kurumu’nu aradıklarında, revirdeki doktor tarafından 21 Ekim’de ameliyat olduğu söylenmiştir” dedi.
Kanat’ın ameliyattan 2 saat sonra kan kustuğu için boğazına atılan 60 dikişten 35’inin patlamasından dolayı tekrar dikiş atıldığını belirten Turgut, “Kanat ameliyat edilmesinden 3 gün sonra hasta mahkum koğuşuna götürülmüş ve orada fenalaşmış, doktor çağırılmış ve adeta ölümden dönmüştür. Mahkum koğuşunda da 5 gün kalmıştır. Hakan Kanat 6 günlük ameliyatlı haliyle ve dikişleri bile alınmadan Sincan 3 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmiş ve karantina odasına konulmuştur" dedi.
Turgut, Kanat’ın ağır hastalığına rağmen ambulans yerine tekli ring aracıyla sevk edildiğini söyledi.
Turgut, "Bir an önce tahliye edilerek yaşam hakkının korunması gerekmektedir” çağrısında bulundu.

BMG: HASTA TUTSAKLARA YAPILAN İŞKENCEDİR

Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla “İnfaz yakmalar son bulsun, hasta tutsaklara özgürlük” başlıklı basın toplantısı düzenledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü’nde yapılan toplantıda “Tecrit insanlık suçudur” pankartı asıldı.
BMG adına açıklamayı okuyan Doğan Koç, cezaevlerinde hasta tutsaklara yapılan muamelenin başlı başına bir işkence haline geldiğini belirtti. Koç, “Geçmişten bu zamana dek devam eden açlık grevleri salt tutsakların talepleri değil içeride ve dışarıda yürütülen tüm tecrit uygulamalarına başkaldırıdır. Bu direniş sahiplenmeli ve büyütülmelidir” şeklinde konuştu.
Hasta tutsakların "cezaevlerinde kalamaz’’ raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) tahliyeler konusunda kesin emir aldığını ve tahliyeleri durduğuna dikkat çeken Koç, "Son bir ayda 7 tutsak hayatını kaybetti. Bu ölümler devlet tarafında 'hasta' ya da 'intihar' adı altında kamuoyuna sunulmaktadır. Garibe Gezer, Vedat Erkmen, Halil Güneş gibi devrimci, yurtsever tutsakların katili devlettir. Yine yüzlerce tutsak ağır hasta olmalarına karşın, hiçbir önlem alınmamakta, tutsaklar ölümü terk edilmektedir. Tutsak eski HDP milletvekili Aysel Tuğluk ve yüzlerce ilerici, devrimci ve yurtsever tutuklu ağır hastalık koşullarında direnişlerini sürdürmektedirler. BMG olarak, hapishanelerdeki tutsakların hak gasplarına, sürgün ve sevk işkencesine karşı TC zindanlarında yürüttükleri mücadeleye ses olmak, destek vermek için harekete geçelim. Türk devletinin, 'hasta', 'intihar' etti dediği katliamlarına karşı mücadele edelim” ifadelerini kullandı.

'İMRALI'DAKİ TECRİT HER YERE YAYILDI'

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Avukatı Ömer Faruk Yazmacı, şunları söyledi:
"İmralı’daki tecrit bütün ülkeye yayılmış durumda. Sayın Öcalan üzerinde çok özel bir durum var. Kimsenin girip çıkamadığı, ailelerin durumunu öğrenemediği ve Öcalan’la birlikte diğer 4 tutsağın da tecrit halinde olduğu özel koşullar var. Tamamen siyasi sebeplerle ama pandemi koşulları sürecinde tecrit artık bütün cezaevlerinde. Bizler de bu izolasyondan nasibimizi aldı. Bizim bütün verilerimiz Haziran 2020 yılına ait. 2020’den sonra herhangi bir şekilde verilere ulaşma imkânımız olmadı. Her gün güncel verileri veriyoruz ama tamamen yetersiz olduğu devletin açıklamalarında da ortaya çıkıyor. Devlet ATK’yi gerektiğinde bir araç olarak kullanmakta. Hasta mahpusların tamamı artık hastalığının son evresine geldiğinde tahliye edilmektedir. ATK raporları tahliyeler için son ve tek merci olmaktan bir an önce çıkarılmalı. Cezaevleri Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi bir an önce kaldırılmalı."


İZMİR
İzmir Barış Anneleri Meclisi ve Özgür Kadın Hareketi (TJA-Tevgera Jinen Azad), cezaevindeki hasta tutsakların özgürlüğü için eylem düzenledi.
Kıbrıs Şehitler Caddesi girişindeki eyleme Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eş Başkanı Besriye Tekgür, HDP il binasında katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz, İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, Ege Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamanın yapılacağı alana geçmeleri engellenen kitle sık sık, “Biji berxwedana zindana” sloganları attı.
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, cezaevlerinde hukuksuz uygulamaların devam ettiğini ve annelerin bu uygulamalara sessiz kalmayacağını söyledi. Cezaevlerinde yaşamını yitiren tutsakları hatırlatan Aydeniz, “Cezaevleri ölüm ve işkence evlerine dönüşmüş durumda. Bu iktidar hala beton ve cezaevi yapmanın derdinde. Anneler artık cenazelerle değil, yaşayan çocuklarıyla buluşmak istiyor. İktidar herkese savaş açmış durumda. Annelerle birlikte ülkenin kanayan yarası olan cezaevlerini işkence evlerine dönüştüren bu iktidara karşı sessiz kalmayacağız” dedi.
Açıklamanın ardından Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nden Konak’ta bulunan HDP İzmir İl Örgütü binasına kadar yürüyüş düzenlendi.