HBDH, 19 Aralık’ta katledilen tutsakları andı

19 Aralık Katliamı'ndaki tutsakları anan HBDH, "Faşizmi yıkmanın en önemli koşulu 19 Aralık’taki devrimciler gibi kararlı bir duruş sergileyebilmektedir" dedi.

19 ARALIK KATLİAMI

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, 19 Aralık Hapishane Katliamı'nın yıl dönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada "AKP faşizmi, Cumhuriyet tarihinin katliamcı devlet geleneğini devam ettirmektedir. Her devrimci direniş karşısında korkan iktidar devlet geleneğinin en saldırgan haline bürünmektedir. Bu yönüyle ezilenlere karşı devletin acımasız politikalarını en sert şekilde uygulamaktadır" denildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Devrimci iradeyi teslim almak için oluşturulan çeşitli tipte ve isimdeki  hapishaneler, bugün bile, tecridi geliştirmek için egemen devlet aklının nasıl çabaladığının kanıtıdır. Ama bütün saldırılarına rağmen faşizm bugüne uzanan mücadele tarihi içinde  devrimci iradeyi teslim almayı başaramamıştır. Devrimciler faşizmin saldırıları karşısında devrim için, özgürlük için bedel ödemişler ve bugün de ödemeye devam etmektedirler. Faşizmin işkenceleri karşısında devrimciler insanlık onurunu savunmuşlardır. Devrimciler, tecrit siyasetine yenilmemiş, kendi yeniden üretimlerini sağlayarak hapishaneleri devrimci akademiye çevirmişlerdir.

Türk devleti devrimcilerin direnişi karşısında hapishanelerde kontrolü kaybettiğini düşündüğü bu durumda karşı harekete geçmiş ve katliamcı kimliğini bir kez daha göstermiştir. 19 Aralık 2000 tarihinde 20 hapishanede eş zamanlı olarak gelişen saldırı, ülke tarihinin en büyük hapishane katliamlarından biridir. Devrimci tutsakların tecrit ve izolasyon sistemi olan F Tipi hapishanelere geçişleri engellemek için başlattıkları açlık grevi eylemi, 40. gününde ölüm orucu eylemine dönüştü. Hapishanelerde gelişen ve yükselen devrimci dalgayı kesmek ve F Tipi hapishaneleri uygulamaya koymak için dönemin koalisyon hükümeti olan DSP-ANAP-MHP Hükümeti’nin kararıyla katliam geliştirildi. 19 Aralık 2000 tarihinde binlerce asker ve özel harekatın katıldığı, ateşli ve yanıcı silahlarla birlikte kimyasal silahların da kullanıldığı saldırı sonucunda 28 devrimci katledildi. Yüzlerce devrimci yaralandı.

Unutulmamalıdır ki, yapılan katliamların hepsi Türk devlet geleneğinin, devrimcilere ve Kürt özgürlük hareketine uyguladığı özel savaş politikasının ürünüdür. Bugün Başur ve Rojava'ya yönelik işgal girişimleri, devrimci durumun oluşmasına Türk devletinin verdiği tepkidir.

Türkiye’deki ekonomik kriz, devlet ve kurumlarına olan güvensizlik faşizmin sallandığının göstergesidir. İşçi grevleri, kadın hareketinin güçlü eylemleri, zindanlardaki dik duruş, dağlarda özgürlük gerillalarının direnişi, milislerimizin şehirlerdeki etkili darbeleri faşizmi zayıflatmaktadır.

Faşizmi yıkmanın en önemli koşulu 19 Aralık’taki devrimciler gibi kararlı bir duruş sergileyebilmektedir. Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak, faşizme karşı bu kararlı direnişi sergileyen ölümsüzleri saygıyla anıyoruz. Onlara karşı gerçekleşen katliamların hesabını soracağımızın sözünü bir kez daha veriyoruz."