Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi yaptığı yazılı açıklamada, “106 yıl önce Rus proletaryası olanca cüretiyle sosyalizm çağını başlattı; buz kırıldı, yol açıldı” diye belirtti.
Ekim Devrimi’nin 106’ncı yıldönümü dolayısıyla yapılan açıklama şöyle devam etti:
“Miladi Takvim’e göre 8 Mart 1917 günü (Jülyen Takvimi ile 23 Şubat 1917) kadınların başını çektiği Petrograd işçilerinin eylemleri kısa sürede kitleselleşti ve ayaklanmaya dönüştü. Çarlık rejimi emperyalist çıkarlarından kaynaklı yoksul köylüleri ve işçileri cepheye sürdü. ''Emperyalistlerin savaşı bizim savaşımız değil!'' diyen askerlerin de katılımıyla ayaklanma zafere ulaştı ve çarlık rejimi yıkıldı.
7 Kasım’da (Jülyen Takvimi ile 25 Ekim 1917) ise Kışlık Saray'a yönelen binlerce kızıl muhafız, tüm hükümet binalarını ve stratejik mevkileri ele geçirdi. İktidarı, ''İşçi, Asker ve Köylü Sovyeti'' olarak ilan etti.
7 Kasım 1917'de (Jülyen Takvimi ile 25 Ekim 1917) açlık ve sefalet çekenler, savaşın yıkıntılarıyla boğuşan proletarya ve köylüler (mujikler) tarihin akışını değiştirdi. Rusya'da ilk muzaffer işçi devletini kurdu. Tüm dünyanın ezilenlerinin, emekçilerinin, emperyalist boyunduruk altındaki ulusların kurtuluş rehberiydi Bolşevik Devrimi.
Çarlığın yıkıntıları arasından yükselen kızıl bayrak, emeğin iktidara geldiğinin ifadesiydi. ''Proletarya ya devrimcidir ya da kocaman bir hiç'' demişti Marx. Ekim Devrimi, bu gerçekliğin tarih sayfalarına kanla ve canla yazılmasıydı. O güne kadar yok sayılanlar, dünyayı değiştirebileceklerine asla inanılmayanlar tarihin akışını değiştirdi.
İnsanlık tarihinde yeni bir çağın başlangıcıdır, Ekim Devrimi. Dünyanın ilk sosyalist devletinin, yeni toplumun kuruluşudur. Sömürenin ve sömürülenin olmadığı bir dünyanın mümkün olduğunu gösteren yeni bir toplumsal sistemdir. Ekim Devrimi’nin ve Sovyetlerin açtığı yoldan Çin, Vietnam ve Küba gibi sayısız halk geçti ve tarih için oldukça kısa sayılabilecek zaman dilimi içinde dünyanın üçte biri sosyalizm yolunda yürümeye başladı. Açılan bu yoldan hala halklar sosyalizme, emeğin iktidarına, toplumsal kurtuluşa doğru yürümeye devam ediyor.
Ekim'den bugüne, 106 yılda, dünyanın çehresi çok değişti. Emperyalist-kapitalist sistem dünya ölçeğinde kriz yaşıyor. Bir sistem krizi yaşıyor. Bu krizi aşmak için her şeye, herkese saldırıyor. Bir yandan Ukrayna(NATO)-Rusya arasında devam eden savaş diğer yandan İsrail-Filistin arasında başlayan savaş... Rojava Devrimi'ni boğmaya çalışan faşizm... her fırsatta kendi halkına saldıran burjuva hükümetler... iki dünya, emeğin dünyası ile sermayenin, sömürücülerin dünyası; sosyalizm ile kapitalizmin dünyası. Ezilen, sömürülen, yaşamdan kovulan yüz milyonlarca insan ile bir avuç asalak burjuvanın dünyası savaşıyor. Bir tarafta emperyalist hükümetler ve onların askeri, silahlı güçleri ile diğer tarafta ezilen, sömürülen, yoksul yüz milyonlar. Şimdi, bu iki cephe arasında yeryüzünün, insanlığın geleceğini belirleyecek kıyasıya bir savaş sürüyor. Savaş, farklı biçimlerde ve farklı araçlarla tüm yer küreye yayılmış durumdadır. Bu saatten sonra da savaşı bitirecek tek koşul, taraflardan birinin kesin yenilgisidir.
Milyonlarca ezilenin ve emekçinin, Lenin önderliğinde o gün verdiği mücadele, bugün verdiğimiz mücadelede ufkumuzu açıyor. Devrim ve sosyalizm mücadelesinin yol ve yöntemlerini öğretmeye devam ediyor.
Ekim Devrimi'ni yaratan proletarya, bugün yeni “Ekimler” yaratma yolunda büyük adımlar atıyor. Burjuvazi ve proletarya, sınıflar savaşımı tarihinin belki de en sert sürecinden geçiyor. Dünya proletaryası devrimin yaratıcısı olan sınıfdaşlarının mücadelesini örnek alıyor. Dünyanın her yerinde tarihin akışına yön verecek yeni örnekler yaratıyor. Bu savaşın nihai zaferi işçi sınıfının ve ezilen halkların olacaktır. Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak şanlı Ekim Devrimi'nden aldığımız güçle zafere yürüyoruz. İleri... daha ileri...”