Yazılı bir açıklama yapan Halkların Birleşik Devrih Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, Filistin ve Rojava’ya yönelik işgal saldırılarına dikkat çekti.
Açıklama şöyle:
“Filistinli örgütler 7 Ekim 2023 günü İsrail’in birçok noktasına kara, hava ve deniz yoluyla sürpriz saldırılar gerçekleştirdi. Gerçekleşen bu son saldırılarla İsrail devletinin Filistin topraklarına yönelik saldırıları da çok büyük boyutlara ulaştı. Yüksek korunaklı duvarlarıyla ve teknolojileriyle İsrail, bu saldırılar karşısında yaşadığı şoku, daha büyük bir saldırı harekatıyla ve sivil-askeri ayrımı gözetmeksizin topyekun bir bombardımanla telafi etmeye çalışıyor. Bombalanan hastaneler, kapatılan sınır kapıları, kuşatmaya alınan bölgeler ve diğer bütün her şey bu temelde bir katliama yönelik hareketlerdir.
Gazze’nin dünyayla olan bağı tamamen kopartılma aşamasına getirilmeye çalışılıyor. Ölen ve yaralanan insan sayısı çok büyük rakamlarla ifade ediliyor. İsrail, yaşadığı şok saldırıyı, “tamamen bitireceğim!” diyerek açıktan ifade ediyor. Bu ifadenin içine her şeyi, her katliamı ve insanlık dışı her uygulamayı sığdırmak mümkündür.
Uzun yıllardır yürütülen mücadele, Filistin halkının onurlu ve haklı bir mücadelesidir. Nehirden denize kadar özgür bir Filistin ideali için verilen bir savaştır. Bir yanı mazlum bir halkın ölüm-kalım savaşıyla dolu Filistin toprakları diğer yanı ise işgalin ve ölümün diğer adı olan İsrail devletidir. Filistin halkının yıllardır çektiği her acı ve çile ancak eşit ve özgür bir yaşamda ifadesini bulunca sona erecektir. Tarihinde katliamlar, soykırımlar, ayrımcılıklar bulunan Yahudi halkının temelde bir sorunu yoktur Filistin halkıyla. Bunu bir çelişki olarak yaratan İsrail devleti ve onun destekçisi olan emperyalist güçlerdir. Bu nedenle Batı’nın ve İsrail devletinin bütün çarpıtmalarına karşın, Filistin halkının mücadelesine hiçbir şey gölge düşüremez. Sonuna kadar haklı bir mücadeledir. Ortak bir yaşamı bütün Ortadoğu coğrafyasında örgütlemek ise bugün devrimci bir görevdir.
Ancak yine bugün, Ortadoğu halklarının başına bela olan AKP-MHP faşist iktidarı da ikiyüzlü-riyakar anlayışını devam ettiriyor. Erdoğan ve rejimi televizyonlarda “Filistinlilerin yanındayız!” diyerek demagoji yaratmaya çalışıyor. Kendi iç tabanını konsolide etmeyi deniyor. Ama İsrail ile olan siyasi ve ekonomik ilişkileri günden güne büyüyor. Ona olan bağımlılığı artıyor. İsrail’in enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden geçirerek milyarlarca dolar kazanmak isteyen Erdoğan rejimi için Filistinlilerin kanı ve canı hiçbir şeydir. Onlar için, ezilen halkların yaşamı sadece bir söylemden ibarettir.
Kadim Ortadoğu coğrafyası bütün halklara ve inançlara yuva olmuştur. Türk, Kürt, Arap, Süryani, Ermeni ve diğer bütün halkların özgür ve eşit yaşam alanları olmaya devam edecektir. Bunun tek yolu da işgalci ve istilacı iktidarları yıkmaktan geçiyor. Filistin’de bugün yaşananlar kelimesi kelimesine, harfi harfine Rojava’da da yaşanıyor. İşgalci Erdoğan rejimi ile Netanyahu hükümeti arasında hiçbir fark yoktur. Tam olarak bugün Rojava’da da enerji kaynakları bombalanıyor, hastanelere saldırılar oluyor, siviller öldürülüyor; Filistin’de de aynısı yaşanıyor.
Üzerine yasaklı kimyasal gazlar atılan, çocuklarına bombalar yağdırılan, kentleri yıkılan, en zor koşullarla bugünlere getirilen Filistin, Rojava ve diğer birçok ülke, bütün bu zulüm, işgal ve istila hükümetlerine karşı meşru savunma ve saldırı haklarını kullanmaya devam edecektir. Erdoğan rejimi ise ikiyüzlü yalanlarıyla yıkılacaktır. Sözde, Filistin haklarını savunan Erdoğan, kapalı kapılar ardında Rojava’da katliam planları yapıyor. İsrail devletini bile hayretlere düşürecek katliamları gerçekleştiriyor.
Rojava’da işgalci olan Erdoğan’ın, AKP-MHP iktidarının ve egemenlerin Filistin’de yaşanan acılardan, soykırımlardan, sivil ölümlerinden bahsetmeye hakları yoktur. Filistin’de ki ölümler, acılar onlar için sadece dilde bir söylemdir. O acıları Filistin’de Deniz Gezmişler, Cihan Alptekinler gördü. Bugün Rojava’da ise Ulaşlar, Baranlar, Nubarlar o acıları gördü ve enternasyonalist devrimci görevlerini gerçekleştirirken ölümsüzleştiler.
Mazlum ve ezilen halkların kaderi ortaklaşmaya ve birleşmeye devam ediyor. Ezilen halkların mücadelesini hem sözüyle hem de pratiğiyle büyütenler sadece devrimcilerdir. Filistin’i, Rojava’yı ve bütün ezilenleri özgürleştirecek olan; yapılan katliamlardan hesap soracak olan güç, halkın haklı mücadelesinde büyüyor.
Filistin’de ve Rojava’da yaşanan katliamlardan hesap soracağız! İşbirlikçi ve sömürgeci AKP-MHP iktidarından birleşik devrimle hesap soracağız! İşgalci güçler yenilecek! Filistin, Rojava ve bütün ezilen halklar kazanacak!”