Kalçık: Kurdistan’da güvenlik bahanesiyle doğa katlediliyor

Kurdistan’da yapılan barajların güvenlik ve rant barajları olduğunu belirten VAN ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, “Bölgemizde güvenlik bahanesiyle ormanlar yakılıyor, ağaçlar kesiliyor" diyerek ormanların karakol yapımı için yok edildiğini söyledi.

Tarihi Eserleri Koruma Araştırma Ve Geliştirme Derneği (VAN ÇEVDER) Başkanı Ali Kalçık, Kurdistan’da yapılan barajları, HES’leri, yakılan, kesilen ormanları ve Van Gölü’nün giderek yok olmasını ANF’ye değerlendirdi. 


Van Gölü’nde çok ciddi bir su çekilmesi yaşandığını söyleyen VAN ÇEV-DER Başkanı Ali Kalçık, Erciş İlçesinin Çelebibağı Mahallesinde göl suyunun yaklaşık 5 kilometre çekildiğini belirterek, bunun büyük bir felaket olduğunu ifade etti. Van Gölü’nü besleyen 102 dere olduğunu, bunların önemli bir kısmının kuruduğunu söyleyen Kalçık, “Geri kalan 3 veya 4 derenin ise debisinin yüzde 90’ının düştüğünü görüyoruz. Özellikle her yıl milyonlarca balık, Deliçay deresinin Balık Bendi kısmında uçarak görsel şölen oluştururken, 2023 yılında ne bir tek balık gördük, ne de derede su gördük. Balıklarının olmamasının nedeni ise suyun olmaması, suyun kirlenmesi ve suyun ticari amacıyla kullanılmasıdır. Zilan Deresi’nde yapılan HES’ten kaynaklı, Morgetik barajında 100 milyon metreküp, su toplandı. Kışın bu HES’e 50 milyon küp su verildi. İlkbaharla birlikte sıcakların başlamasıyla Zilan Deresinde su yok denecek kadar azaldı, Deliçay’a su verilmedi. HES ve Barajlara su verilmesi nedeniyle milyonlarca balığın ölmesine neden oldu. Böylesi bir acı durum var” diye konuştu.

‘BÜYÜK BİR FELAKETLE KARŞI KARŞIYIZ’

Derelerin kuruması, balıkların olmaması yaşamın da olmaması anlamına geldiğini belirten Kalçık, şöyle konuştu: “Su hayattır. Suyun olmadığı yerde hayatta yoktur. Ama burada baktığımızda Güvenlik önlemleri ve politikaları adı altında ilginç şeyler yapılıyor. Örneğin dünyanın her tarafında baraj vardır. Bu barajlar ya sulama amaçlıdır ya da enerji amaçlıdır. Ama Kurdistan’da yapılan barajlar Güvenlik ve rant barajlarıdır. Bizim bütün alanlarımızı, dağlarımızı, ormanlarımızı tahrip eden güvenlik yollarıdır. Kurdistan dağlarında gezdiğinde her bir yüz metre bir karakol, bir kalekol vardır ve bunlar için binler yol açılmıştır. Birde sınırlarda güvenlik duvarları var.

Güvenlik duvarları yapılma ama bu da yetmiyormuş gibi birde hendekler yapılmış. Öylesine bir vahşet uygulaması var. Örneğin dünyanın her tarafında ağaçlar kesilir, orman yangınları olur. Ama bizim bölgemizde güvenlik bahanesiyle ormanlar yakılıyor, ağaçlar kesiliyor. Örneğin Kato Dağı’nda bir kalekol yapıldı ama kalekol etrafındaki yüzlerce hektarda bulunan ağaçlar traşlandı. Cudi’de, Gabar’da, Herekol’da devam eden ağaç kesimi var. Bu ağaçlar kesilince ne oluyor? Yaşamın kendisi yok oluyor. Barajlar, sular kuruyunca ne olur? Yaşam kalmıyor. Suyun bittiği yerde yaşam bitiyor.”

Başka bir tehlikenin ise sazlıkların ve sulak alanların yok olması olduğunu dile getiren Kalçık, “Sulak alanlar milyonlarca canlının yaşam alanıdır. Özellikle bizim bölgemiz diğer bölgelere oranla daha tehlikeli bir durumdadır. Örneğin Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de yağmurlar yağarken, Kurdistan’da rakımdan kaynaklı kar yağmaması halinde bir felaket olur. Son dönemlerde kar da yok, bundan dolayı çok ciddi bir kuraklık yaşanıyor. Tamamen bir felakete dönüşecek sonuçlara doğru gidiyor. Bu ciddi bir sorundur. 

Dünyanın en güzel gölü olan Van Gölü, çok ciddi bir kirlilik ve işgalle karşı karşıyadır. Gevaş’ın İn köyünden, Erciş’in Karatavuk köyüne kadar 185 kilometrelik alan komple ya resmi kurumlar ya da devletle ilişkisi olanlar tarafından işgal edilmiş. Oysa bu alanlar korunması gereken alanlardır. Van’ın kayyumu Kırkdeğirmen’den çimento fabrikasına kadar olan 66 hektarlık alanı imara açtığını söyledi. Bu kanunun buna engel olmadığını da söyledi. Edremit’in tarihi Şamran Kanalı ve üzüm bağ alanı imara açıldığı için tamamen yok oldu. Yani bizim ve çocuklarımızın geleceğini karartıyorlar” diyerek konuşmasını sonlandırdı.