Katliamlara karşı eylemde İmralı tecridi protesto edildi
Katliamların yıl dönümünde açıklama yapan Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, İmralı tecridini de protesto etti.
Katliamların yıl dönümünde açıklama yapan Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, İmralı tecridini de protesto etti.
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, Mereş, Roboskî ve cezaevleri katliamlarının yıl dönümünde Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Alınteri Gazetesi Ankara Temsilcisi Zarife Çamalan okudu.
İMRALI TECRİDİNE TEPKİ
Zarife Çalaman, 19 Aralık 2000 tarihinde adına “Hayata dönüş operasyonu” denilen katliam ile devletin yaşadığı krizi aşmak istediğini belirterek, “19 Aralık 2000’de hapishanelere yapılan bu kanlı katliam saldırıları ile devlet, siyasi tutsakların ve iradelerini teslim alamadı. O plan şimdi tecridin derinleştirilmesiyle sonuçlandırılmak isteniyor. İçeride ve dışarıda tecrit en katı biçimleriyle derinleştirilmek isteniyor. Bunun en somut simgesi İmralı’daki tecrit rejimidir” dedi.
Mereş Katliamı’na da değinen Zarife Çalaman, şunları söyledi: “Yıkılan bir imparatorluğun kalıntıları ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti Burjuvazisi; en çok da komünizmden, Kürtlerden ve yoksul köylü yığınlarının isyana kalkışmasından korkuyordu. Bütün bu korkuların beslediği burjuvazi Mereş’teki bu sosyal, politik, ekonomik değişimlere karşı Mereş’in o gerici faşist güruhunu ayağa kaldırarak engellemeleri gerekiyordu. Çünkü, idealleri olan Sünni İslam devlet yaratma politikalarını hayata geçirmenin bir yolu da Alevileri, Kürtleri ve ilerici devrimcileri yok etmek ve teslim almaktı.”
‘KÜRT HALKI KATLİAMLARA RAĞMEN TESLİM OLMADI’
Roboskî Katliamı'nda da sınır ticareti yapan Kürtlerin savaş uçakları ile bombalandığını da hatırlatan Zarife Çalaman, “17’si çocuk 34 Kürt köylüsünün parçalanmış bedenleri sınırı iki yakasına yayıldı. Kürt halkının ezeli hikayesini hatırlatırcasına gerekçe hazırdı: ‘Aralarında teröristler olduğu istihbaratı almıştık.’ Bu gerekçe yağdırılan bombaları, dökülen kanı, parçalanan bedenleri aklar sanarak. Roboskî’yle siyasal Kürt bilinciyle şu ya da bu düzeyde buluşmuş tüm Kürtlerin devlet düşmanı olarak kodlandıkları gerçeğinin altı çizilmişti. Açılan mahkemelerde de aynı tutum sergilendi. Emri verenler adeta aklandı, ödüllendirildi. Tüm bu gerçeklere karşı Kürt halkı aldığı tutumla teslim olmayacağını bir kez daha gösterdi. Diz çökmedi, baş eğmedi” dedi.