KBDH Aynur Ada ve Ceren Güneş’i andı
KBDH Genel Konseyi, kasım 2019’da işgalci Türk devleti ve çetelerinin Serêkaniyê yönelik işgal saldırıları sırasında şehit düşen enternasyonalist devrimciler Ceren Güneş ve Aynur Ada’yı andı.
KBDH Genel Konseyi, kasım 2019’da işgalci Türk devleti ve çetelerinin Serêkaniyê yönelik işgal saldırıları sırasında şehit düşen enternasyonalist devrimciler Ceren Güneş ve Aynur Ada’yı andı.
KBDH Genel Konseyi yaptığı yazılı açıklamada “İki enternasyonalist devrimci, iki komünar kadın Aynur ve Ceren, Rojava Devrimi savunmasında işgalci, sömürgeci faşist TC ordusu ve onun destekçisi cihadist çetelerin Serêkaniyê’yi işgaline karşı savaştılar. 3 Kasım 2019 tarihinde Ceren Güneş, 6 Kasım 2019 tarihinde Aynur Ada yoldaş en ön cephede bu yoldaşlaşma pratiğini mücadelelerinde somutlayarak ve savaşarak ölümsüzlük kervanına katıldılar” dedi.
Açıklamada devamla şunlar belirtildi:
“Kadınların Birleşik Devrim Hareketi olarak, Aynur ve Ceren yoldaşların devrimci mücadelesini kararlılıkla sahiplendiğimizi bir kez daha belirtiriz.
AKP-MHP faşist iktidarı 2014 yılından itibaren “Çökertme Planı’yla” Kürt halkının Kurdistan coğrafyasındaki bütün kazanımlarını hedef almaktadır. Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Rojava Devrimi’ni hedef alarak tasfiye etme çabası içindedir.
Türkiyeli devrimcilerin, işgal ve sömürgeleştirme politikalarına karşı, enternasyonalist bir devrimci bilinçle gösterdikleri tarihsel yoldaşlaşma pratiği gelecek kuşaklara, bugün hala, örnek teşkil etmektedir. Tıpkı İspanya İç Savaşı’nda, Filistin mevzilerinde ve Kurdistan dağlarında kendilerinden önce savaşan devrimciler gibi.
AKP-MHP faşist iktidarı, Türkiye ve Kuzey Kurdistan halklarına dönük baskı ve sömürü politikalarına en acımasız şekilde devam etmektedir. Hayat pahalılığı ve sömürü düzeni emekçilerin yaşamını her geçen gün daha da yaşanmaz hale getirmektedir. İktidar ve yandaşları en lüks yaşam içinde günlerini gün ederken, yoksul ve emekçi halkımızın geleceği çalınmaktadır. Geçtiğimiz günlerde üniversite gençliği içinde birbiri ardına gerçekleşen intihar vakaları bunun en somut kanıtıdır. Gençler bu faşist sömürü düzeninde bir gelecek göremedikleri için yaşamlarına son vermektedir.
Bugün, Türkiye ve Kuzey Kurdistan'da kadınlara ve ezilen cinsel kimliklere yönelik erkek-devlet şiddeti her geçen gün artarak devam ediyor. Artarak devam eden kadın katliamları, çocuklara yönelik istismarlar erkek egemen iktidar tarafından olağanlaştırılmaya çalışılıyor. Kendi yasalarını dahi işletmeyen AKP-MHP iktidarı yüzlerce kadın siyasetçiyi, devrimciyi hapishanelerde tutuyor. Hapishanelerdeki insanlık dışı uygulamalarla, tecritle, işkenceyle devrimcileri ve kadınları susturmayı hedefliyor.
Tüm bu erkek egemen faşist iktidarın baskı ve sömürü politikaları karşısında çözüm, birleşik devrim mücadelesine katılmak ve birleşik devrim mücadelesini örgütlemektir. Sistemin her türlü baskı ve sömürü politikaları karşısında mücadele etmek, örgütlenmek, hesap sormak temel yaklaşımımız olmalıdır. Ölümsüzlerimizin kararlı devrimci pratiği bu mücadelede bizlere yol göstermektedir. Aynur ve Ceren yoldaşlar, kapitalist sömürü düzeninin küçük burjuva hayallerini kendi şahıslarında yıkmış; kendi mücadelelerini işçi sınıfı, ezilen halklar ve kadınların mücadelesiyle birleştirme pratiğini gerçekleştirmişlerdir.
Lise sıralarından itibaren haksızlığa, her türlü gericiliğe karşı örgütlü mücadeleyi seçen, genç yaşlarında militan bir duruş sergileyerek Rojava Devrimi savunmasında kadın özgürlük bilinci sosyalist feminist bilinçle hareket eden Ceren ve Aynur, üstlendikleri her görevi yerine getirmede bir an bile tereddüte düşmeden direnişi son anına kadar devrimci bir irade ile omuzladılar. Rojava Devrimi savunmasında birçok hamlede yer alan iki komünar devrimci kadın birleşik devrimin kurmaylığını da üstlenerek Kadınların Birleşik Devrim Hareketi’nde aktif görevler aldılar ve bizlere önemli deneyimler bıraktılar.
İşgale ve sömürgeciliğe karşı, “direniş mümkün!” diyerek erkek egemenliğine, kadın katliamlarına, sömürüye ve baskıya karşı verdikleri mücadeleyi Ortadoğu halkları ve kadınların mücadelesiyle birleştiren Aynur ve Ceren, Türkiye ve Kuzey Kurdistan halklarının, işçi sınıfının ve kadınların umudu olmaya devam ediyor.
Bugün, tüm saldırılara rağmen yüzyıllardır süren kadınların, ezilen halkların direnişi yeniden filizleniyor. Yüzyılların deneyimiyle kadınların ve ezilen halkların isyanı bu coğrafyada yeniden mayalanıyor. Kadınların öncülük ettiği Rojava Devrimi'ni, İran'da sokakları yakan, Türkiye'de ve Kurdistan'da baskıya ve sömürüye karşı mücadele veren kadınları sinderemiyorlar. Ezilen halkların ve kadınların özgürlük mücadelesi büyüdüğü her yeri özgürleştiriyor.
Patriyarkal kapitalizmin insanları kendine zincirlediği ve hapsettiği koşullara karşı diz çökmeyen Aynur ve Ceren yoldaşın mücadelesi, azmi ve kararlılığı bugün biz geride kalanlara yol göstermeye devam ediyor.”