KCK Seyit Rıza ve arkadaşlarını andı

KCK Yürütme Konseyi, bir komplo sonucunda 15 Kasım 1937’de tutuklanan ve daha sonra idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarını andı.

KCK Yürütme Konseyi tarafından yapılan açıklamada, Seyit Rıza ve arkadaşlarının soykırımcı sömürge devlete teslim olmayarak Kürt halkına çok kıymetli olan direniş tutumunu miras bıraktığı belirtilerek, Kurdistan'da katliam ve soykırıma karşı Kürt halkının teslim olmayıp direnmesinde ve varlığını korumasında Seyit Rızaların, Şêx Saîdlerin baş eğmeyen duruşlarının önemli bir yeri vardır” denildi. PKK’nin bu direniş geleneğini kesintisiz bir mücadele çizgisine dönüştürerek, Kürt halkının yeniden dirilişini sağladığı vurgulanan açıklamada, “Kürt halkı, direniş ve mücadeleyle özlemini duyduğu özgür yaşam, özgür Önderlik ve özgür ülke idealini mutlaka gerçekleştirecek ve bunu yaparak katliamcı düşmandan tarihsel hesabı soracaktır” ifadeleri kullandı.

KCK’nin açıklaması şu şekilde:

“15 Kasım 1937 tarihinde Seyit Rıza ve arkadaşları saldırıların durdurulması ve yaşanan sorunların çözümü için geldikleri Elâzığ’da Türk devleti tarafından kurulan bir komployla Dersim harekâtı kapsamında tutuklanıp idam edilmişlerdir. İdamlarının yıl dönümünde Seyit Rıza'yı ve onunla birlikte katledilen Kürt önderlerini saygıyla anıyoruz.

KATİL DEVLETTEN KATLİAMLARIN HESABI SORULACAK

Soykırımcı sömürgeci Türk devleti 1937 ve 1938 yıllarında gerçekleştirdiği harekatlarla Dersim'de insanlık tarihinin en büyük ve en vahşi katliamlarından birine imza atmıştır. Dersim ve çevresinde on binlerce Kürt silahlarla, süngülerle, kimyasal gazlarla katledilmiştir. Bu katliamda yaşamını yitirenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz. Dersim katliamını gerçekleştiren Türk devletini ve katliamda yer alanları büyük bir kin ve şiddetle kınıyoruz. Kürt halkı Dersim katliamını asla unutmayacak, soykırımcı sömürgeci katil devletten katliamların hesabını mutlaka soracaktır.

Türk devletinin vahşetini ve Kürtlere olan düşmanlığını en yalın şekilde ortaya koyan olaylardan biri hiç şüphesiz Dersim katliamıdır. 1937-1938 yıllarında Dersim'de insan vicdanının ve yüreğinin anlatmakta bile zorlandığı çok vahşi bir katliam yapılmıştır. Öyle ki katliamcılar hamile kadınların karnını süngülerle deşerek henüz doğmamış bebekleri dahi öldürmüşlerdir. Katliamdan kurtulmak için dağlara çıkıp mağaralara sığınan halk kimyasal silahlarla katledilmiştir. Yaşayan her canlı katledilmiş, büyük bir vahşet ve soykırım yaşatılmıştır. Kürt halkı başta olmak üzere halklara böylesi büyük acılar yaşatan zalim, vahşi ve katliamcı devletten hesap sormak; onu bu gerçeğiyle yüzleştirmek ahlaki bir görev ve insan olmanın en temel gereğidir. Bu yapılmadan ne doğru yaşanabilir ne de herhangi bir doğrunun sahibi olunabilir.

DEMOKRATİKLEŞME İÇİN KURDİSTAN’DAKİ KATLİAMLARLA YÜZLEŞİLMELİ

Dersim katliamı; Kürt soykırımı politikaları kapsamında yapılan onlarca katliamdan biridir. Bu katliamlarla Türk devleti Kürt soykırımını gerçekleştirmeyi hedeflemiştir. Yapılan her katliamdan sonra sürgün ve asimilasyon uygulamalarıyla bu yapılmaya çalışılmıştır. Kürt halkı kimliğinden, dilinden, kültüründen, değerlerinden vazgeçmeyi kabul etmediği için bu katliamlar yapılmıştır. Yapılan katliamlara meşruiyet kazandırmak için her defasında halkın isyan ettiği belirtilmiştir. Bu tamamen bir çarpıtmadır. Kürt halkı inkâr edilmiş, halk ve ulus olmaktan kaynaklanan meşru ve demokratik hakları tanınmamıştır. Dili, kimliği, kültürü yasaklanmış, Türk olması dayatılmıştır. Kürt halkının itirazı buna olmuştur. Bu itiraza devletin yanıtı ise katliam ve soykırım olmuştur. Dersim'de ve diğer yerlerde yaşanan, yaşatılanlar bunlardır. Ne yazık ki yüzyıllık tarihsel gerçeklik böylesine acılarla geçmiştir. Bu gerçeği görmeden ve bu gerçekle yüzleşmeden yapılacak hiçbir değerlendirme ve temenni doğru olamaz ve yerini bulamaz. Eğer Türkiye'de değişim olacaksa, demokratikleşme yönünde gelişme sağlanacaksa bu ancak Dersim katliamı başta olmak üzere Kürt halkına karşı yapılan katliamlarla yüzleşerek, inkâr zihniyetinin terk edilmesiyle, Kürt halkının demokratik haklarının açıkça ve cesurca savunulması ve tanınmasıyla olabilir. Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesinin yolu buradan geçmektedir.

Bir kez daha Seyit Rızalar ve Besêler şahsında Dersim katliamında yaşamını yitirenleri anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Onlar şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, şehitlere verdiğimiz sözü yineliyoruz. Seyit Rıza, soykırımcı sömürgeci devlete teslim olmayarak Kürt halkına çok kıymetli olan direniş tutumunu miras bırakmıştır. Kurdistan'da katliam ve soykırıma karşı Kürt halkının teslim olmayıp direnmesinde ve varlığını korumasında Seyit Rızaların, Şêx Saîdlerin baş eğmeyen duruşlarının önemli bir yeri vardır. PKK bu direniş geleneğini kesintisiz bir mücadele çizgisine dönüştürerek Kürt halkının yeniden dirilişini sağlamış ve bugün de bunu sürdürmektedir. Direniş ve mücadeleyle Kürt halkı özlemini duyduğu özgür yaşam, özgür Önderlik ve özgür ülke idealini mutlaka gerçekleştirecek ve bunu yaparak katliamcı düşmandan tarihsel hesabı soracaktır.”