Kentsel dönüşüm yasası ile yeni bir talanın önü daha açıldı

AKP ve MHP iktidarı deprem ve afet bahanesiyle geçirdikleri yeni kentsel dönüşüm yasası ile hasarlı olsa da olmasa da binaların bulunduğu bölgeleri rezerv alanı ilan edip ranta açacak. Direnenlerin karşısına ise kolluk kuvvetlerini dikecek.

Kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” önceki gün TBMM Genel Kurulunda AKP ve MHP’nin oyları ile kabul edildi.

MASRAFLARI KONUT SAHİPLERİ ÖDEYECEK, DİRENİRLERSE POLİS ZORU İLE ÇIKARILACAKLAR

Peki, afet adı altında yeni bir talanın önünü açan yasa neler getiriyor? Yeni kentsel dönüşüm yasası çerçevesinde halihazırda bina bulunan alanlar da rezerv alanı ilan edilebilecek. Mevcut binalar mülk sahiplerinden izin alınmadan da rezerv alanı kapsamına alınabilecek. Bakanlığa bu anlamda neredeyse sınırsız yetki alanı tanıyan düzenleme öncesi sadece boş alanlar rezerv alanı olarak belirlenebiliyordu. Şimdiyse bakanlık istediği yeri rezerv kapsamına alabilecek. Rezerv alanları 90 gün içinde boşaltılırken konut sahiplerine gelir düzeyine göre başka yerlerden ev verilecek.

Başkanlık veya idare tarafından yaptırılan riskli yapı tespit, tahliye ve yıktırma masrafları, hisseleri oranında mülk sahiplerinden tahsil edilecek. Düzenlemedeki en çarpıcı maddelerden biri ise, yıkım ve tahliyenin engellenmesi. Yani halkın buna direnmesi halinde mülki amirlerin kolluk kuvvetlerini yazılı izinle görevlendirme hakkı olacak. Yani hasarlı olmadığı halde hasarlı bölgede olan evlerini boşaltmak istemeyenler karşısında polisi bulacak. Hem de yasa çerçevesinde!

YEREL YÖNETİMLER İYİCE DEVRE DIŞI BIRAKILIYOR

Öte yandan hasar tespit ve itiraz gibi hukuki işlemlere de yeni düzenlemeler getirildi. Buna göre 10 gün içinde ilk inceleme yapılacak ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılacak. Savunma verme süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 15 gün olacak ve bir defaya mahsus en fazla 10 gün uzatılabilecek. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilen kararlara ise itiraz edilemeyecek. Böylelikle imar planları askı ve itiraz süreleri kısaltılırken, bilirkişi incelemelerinin süreleri de kısıtlanarak mahkemelerin hızlı karar vermesi baskısı ile bir nevi yargıya müdahale edilebilecek.

Ayrıca rezerv alanlardaki imar planı, parselasyon, ruhsat ve iskân aşamalarında bakanlık yetkili olacak, belediyeler by-pass edilecek. Özellikle bu madde, Resmi Gazete’de 16 Ekim’de yayınlanarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü kaldırılıp yerine olağanüstü yetkilerle donatılmış Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurulmasıyla da benzer bir özellik taşıyor. Zira bu başkanlıkla birlikte merkeze iktidara birçok yeni hak tanırken yerel yönetimlerin birçok hakkı da budanmıştı.

DIŞ BORCUN TAHSİSİ BAŞKANLIKTA

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın kurulmasıyla da plan yapma ve kentsel dönüşüm gibi özel proje alanları ilan etme yetkisi merkezi yönetime de verilmişti. Müdürlükten başkanlığa çevrilen bu birime daha önce olmayan şirket açma veya var olan bir şirkete ortak olma yetkisi de verildi. Bu da başkanlığın sadece idari olarak faaliyet göstermeyeceğini, daha büyük hacimli işler yapacak bir kapasiteye kavuşturulmak istendiğine işaret ediyordu. Yeni yasada dış finansman imkânlarının Kentsel Dönüşüm Başkanlığına, krediye ilişkin anlaşmadaki amaca sadık kalınarak kullandırılmasını sağlamak üzere düzenlendi. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un “dış borcun tahsisi” tanımına ise "Kentsel Dönüşüm Başkanlığına" ibaresi eklendi.

Yine aynı kanunla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, özel bütçeli idare olarak düzenlendi. Dünya Bankası tarafından finanse edilen kredinin Kentsel Dönüşüm Başkanlığına tahsisli olarak kullandırılmaya devam edilmesine yönelik de düzenleme yapıldı.

11 YILDA SADECE RANT DÖNÜŞÜMÜ YAPILDI

AKP tüm bu düzenlemeleri afet ve deprem çerçevesinde yaptığını söylese de, yine deprem için 2012’de çıkarılan 6306 Sayılı Kanun ile 11 yılda rant dışında bir icraat yapılmadığı görülüyor. TMMOB Mimarlar Odası’nın 2 Kasım’da bu yasaya ilişkin yaptığı açıklamada, eski yasa çerçevesinde bir adım atılmadığının aksine bunun rant için kullanıldığını şu sözlerle açıklanmıştı: “Geçen sürede kentlerimiz afetlere karşı hazırlanmadığı gibi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) eliyle; tüm kentsel ve kırsal alanlar imara açılarak doğal, kültürel ve tarihî değerler rant ve yatırım araçlarına dönüştürülmüş, olası bir afette kullanılması planlanan toplanma alanları yatırımcı ve sermaye sahiplerine tahsis edilerek, bu alanlarda iş merkezi, alışveriş merkezi, toplu konut ve stat yapılmasında bir sakınca görülmemiştir.

6306 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinin üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına karşın Bakanlık verileri incelendiğinde; ülke genelinde riskli yapı tespitinin riskli olduğu tahmin edilen yapı stokunun % 2’sine bile ulaşamadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca yıkılan riskli konut ve işyerlerinin yerine iki katından fazla bağımsız bölüm inşa edilerek yapılaşmanın ve yoğunluğun artırıldığı görülmektedir.”