18’i tutsak 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 36’ncı duruşmasının dördüncü oturumu görüldü.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonlarında yapılan yargılamada Alp Altınörs, Günay Kubilay ve Nazmi Gür bulundu. Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata’nın yanı sıra kimi kadın siyasetçiler ise tutuklu bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

Alp Altınörs, iddia makamının gerekçe yaptığı tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle gerekçenin dikkate alınmamasını istedi.
Altınörs’ün ardından tutsak siyasetçilerden İsmail Şengül söz alıp savunma yaptı.

Şengül, "36 aydır cezaevindeyim ve bu daha ne kadar devam edecek belli değil. Ortada bir suç da yok” dedi.

Siyasetçi Nazmi Gür ise Gür, "Kumpasın kurucusu da MHP’nin yargıdaki paralel yapılanmasıdır. Bahtiyar Çolak’tan başlayarak Ahmet Altun’a kadar… MHP sadece bize kumpas kurmamış, aynı zamanda AKP’ye de kurmuş” diye konuştu.

Savunmasının devamında Gür de davanın açılmasına neden olan soruşturmayı başlatan ve iddianameyi hazırlayan savcı Ahmet Altun’a dair iddialara değindi.
Mahkeme heyetine “Ahmet Altun’un durumunu çözün, bu dosya da çözülür” diye seslenen Gür, tutsak siyasetçilerin savunmalarına müdahale edilmesine de tepki gösterdi.  

Gür’den sonra Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Ali Ürküt söz aldı. Ürküt de savcı Ahmet Altun’a dair iddialara dikkat çekti.  

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasetçi Ayşe Yağcı da tutukluluk halinin incelenmesine dair söz aldı.

Savunmaların alınması sırasında rahatsızlanan Pervin Oduncu, SEGBİS odasından ayrılmak zorunda kaldı.

Tutsak Siyasetçi Meryem Adıbelli'nin konuşmasının ardından duruşmaya ara verildi.

'KÜRT HALKI VE KADINLARIN KAZANIMLARI HEDEFTE'

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Canan Çalağan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi'nde Kobanê Davası’na dair basın toplantısı düzenledi. Çalağan, Kobanê Davası’nda Kürt halkı ve kadın kazanımlarının yargılanmak istendiğini belirtti.

Canan Çalağan, Kobanê eylemlerinin üzerinden 6 yıl 3 ay geçtikten davanın açıldığına işaret ederek, davayı "düzmece" olarak nitelendirdi.

Canan Çalağan, Kobanê Davası’nda yargılananın sadece 108 arkadaşları olmadığını, aynı zamanda kadın iradesinin yargılanmak istendiğini söyledi. Canan Çalağan, "Bu davada yargılanmak istenen; Kobanê‘ye saldırarak, kadınları hedef alan IŞİD çetelerine karşı mücadele eden kadınların iradesidir. Rojava’da kadın öncülüğünde inşa edilen yeni yaşamdır. Yargılanmak istenen Kürt halkının ve kadınların kazanımlarıdır. Cezaevinde rehin tutulan her bir arkadaşımız ömrünü kadın özgürlük mücadelesine adamıştır. Kadına yönelik şiddet ve katliamlar karşısında mücadele etmekten tek bir adım dahi geri atmamıştır. Arkadaşlarımızı suçlu göstermek için hazırlanan 3 bin 500 sayfalık iddianamenin her bir satırı kadın düşmanlığı üzerinden hazırlanmıştır. Kadınlar nezdinde hiçbir geçerliliği olmayan bu iddianame gelinen aşamada boşa düşürülmüştür” diye konuştu.

Canan Çalağan, devamla şunları söyledi: "Bir kez daha belirtiyoruz ki içeride ya da dışarıda nerede olursak olalım kadın dayanışması ve kadın özgürlük mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Figen’in, Gültan’in, Sebahat’ın, Ayla’nın ve buradan ismini sayamayacağımız her bir arkadaşımızın gösterdiği irade, kadın özgürlük mücadelemizde yolumuzu aydınlatıyor. Kobanê’de yaşatılmak istenen insanlık suçuna karşı mücadele yürütmenin suç olmadığını söylemek, yargılanan kadın yoldaşlarımızın sesine ses olmak, dayanışmayı büyütmek ve isyanımızı yükseltmek, kadın yoldaşlarımızın savunmalarını en güçlü şekilde sahiplenmek için Sincan Cezaevi Kampüsünde görülen Kobanê Kumpas Davası'nın duruşmalarına katılmaya çağırıyoruz."