Kürt Alevilere saldırı devlet politikasıdır
DAD Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, kamuoyuna yansıyan Kürt Alevi bir öğrenciye yönelik ırkçılığın, münferit değil bir devlet politikasının sonucu olduğunu söyledi.
DAD Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, kamuoyuna yansıyan Kürt Alevi bir öğrenciye yönelik ırkçılığın, münferit değil bir devlet politikasının sonucu olduğunu söyledi.
Kürt Alevi öğrenciye dönük ırkçılığa dikkat çeken DAD Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, yaşanının sıradan bir olay olmadığını vurguladı.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Karabudak, Koç Üniversitesi’nde yaşanan ırkçılığa dair ANF’ye konuştu. Kürt ve Aleviler olarak sürekli baskı, zulüm, kırım politikalarına maruz kalmış bir kimlik ve toplum olduklarını belirten Karabudak, “Bizim için önemli olan, saldırganların kullandığı dildir. Bir kimliğe, bir inanca saldırılması, ötekileştirici bir aklın, bir mikro milliyetçiliğin ortaya çıkmasıydı. Bu nefret söylemidir, suçtur. Bunun için oradaki mağdur olan insanız sahiplendik" dedi.
SIRADAN BİR OLAY DEĞİL
Kürt işçilere, göçmenlere ve özellikle kadınlara yönelik saldırıların bu nefret dilinden ayrı düşünülemeyeceğini kaydeden Karabudak, “Yaşanan olay sıradan bir olay değildir. Kürtlere ve Alevilere yapılan her şey cezasız kalmaktadır. Bu da şiddet uygulayan bu zihniyeti, biraz daha canlı tutuyor. Bizler bunu hep yaşıyoruz. Mesela bizim cemevimize saldırı oldu. Saldırgan tahliye edildi. Duvarlara yazı yazılır, ‘mahallenin çocuklar yapmıştır’, ‘bir sarhoş yapmıştır’ denilerek geçiştirilir. Bunların peşini bırakmamak lazım” şeklinde konuştu.
İNANCIMIZA VE KİMLİĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM
Saldırılar karşısında bir arada olmanın, inanç ve kimliklere sahip çıkmanın önemine işaret eden DAD Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, şunları söyledi: “Cumhuriyetin birinci yüzyılında Aleviler, Kürtler, tüm ötekiler katliam yaşadı; ikinci yüzyılına baktığımızda farklı bir şeyin de olmayacağını düşünüyoruz. AKP-MHP faşizmi kindar ve dindinci bir nesil yetiştiriyor. Makasın biraz daha açıldığını görüyoruz. Daha önce de saldırılar ve katliamlar yaşandı ama artık bu, bir devlet politikası oldu. Geçmişte devlet bir kendini kenarda gösteriyordu ama artık açıktan devlet politikası var. Asimilasyon politikaları çok hızlı işliyor. Devlet biraz daha taktik değiştirdi. Bu nedenle bizim daha çok kamuoyu yaratıp gündemde tutmamız gerekir. İnancımıza, kimliğimize, cemevlerimize sahip çıkmalıyız.”