Bin Xelîfe: Kürt halkının yanındayız

Amaziğ halkının da Kürt halkı gibi soykırım saldırılarına maruz kaldığını belirten Fethî Bin Xelîfe, “Kürt halkı ile Amaziğ halkı arasında pek çok ortak nokta var. Elbette biz Kürt halkının yanındayız" dedi.

Libya’da yaşayan Amaziğ halkı kimlik, dil ve meşru haklarının korunması için mücadele etmeye devam ediyor. Dünya Amaziğ Kongresi eski başkanı Fethî Bin Xelîfe, Libya’daki Amaziğlerin durumuna ilişkin konuştu.

Libya’daki Amaziğ halkının yaşam koşullarından bahseden Fethî Bin Xelîfe, “Libya'nın kırsal bölgelerinde yaşayan Amaziğ halkının çoğunluğu Amaziğ dilini konuşur. Libyalıları ve Amaziğlerin gelenek ve görenekleri, yaşam tarzları, yeme içmeleri neredeyse aynı. Libya'da tek bir kültüre bağlı grup yok ama herkes aynı şekilde yaşıyor. "Ciriki" Libyalılar var; kendi kültürlerine bağlı kalmadılar, Libyalıların diline, kültürüne, geleneklerine göre gittiler. Bir de Afrika kabileleri var; onlar da kendilerini "Cirikiler" olarak Libya kültürüne bağladılar.

Dolayısıyla Libya'daki esas kültür, Libya kültürüdür. Libya'da yaşayan Amaziğ nüfusunun ne kadar olduğu net bilinmiyor, çünkü tüm rejimler diktatörlük rejimidir. Sadece bakanlık tarafından Amaziğ halkının 900 bin-1 milyon arasında olduğuna ilişkin bir açıklama var ki, bu da Libya nüfusunun yüzde 20 ila 25'i kadardır” diye konuştu.

AMAZİĞ HALKI BÜYÜK BİR SOYKIRIMDAN GEÇTİ

Milliyetçi ve İslamcı ideolojilerin Kürt ve Amaziğ halkı üzerindeki olumsuz etkilerine değinen Fethî Bin Xelîfe, şunları söyledi: “Arap milliyetçiliği ve siyasal İslam ideolojileri gibi dışarıdan gelen ideolojilerin olumsuz olduğunu söylemiyoruz ancak aşağılayıcı ve ayrımcı olduğunu söyleyebiliriz. Kürt halkının acılarının aynı zamanda Amaziğ halkının da acıları olduğuna inanıyorum. Çünkü karşımızdakiler ister Baas Partisi, ister Nasır Partisi isterse siyasi İslamcı hareketler olsun, hepsi Arap milliyetçiliğinin savunucularıdır.

Önceki rejim Arap, Nasırcı, diktatörlük rejimiydi, Amaziğ halkının varlığını tanımıyordu. Libya'nın tüm bölgelerinin isimlerini zorla Arapça yapmaya çalışmıştı. Amaziğ halkı büyük bir zulüm ve soykırım döneminden geçti. Oğullarımıza ve kızlarımıza Amaziğ isimlerini veremiyorduk. Ne okullarda ne de resmi dairelerde Amaziğ dilinde konuşamadık. Kaddafi de bir Amaziğ'di ama çıkarları ve ulusal ideolojisi nedeniyle köklerinden uzaklaşmıştı.

Amaziğ halkı, 17 Şubat 2011'de başlayan ayaklanmalarda yer aldı. Bu eylemlerde Amaziğler özerk bir yönetim kurdu. O dönem Libya'da, Türkiye ve bazı Körfez ülkeleri üzerinden yurt dışından ve batı ülkelerinden destek isteyen birçok grup vardı. Sadece Amaziğ halkı kendine güvendi ve kimseden bir şey beklemeden mücadele etti. Amaziğlerin diğer halklardan farkı budur. Amaziğ halkı hiçbir zaman ihanet etmedi. Kaddafi rejimi devrildiğinde, birçok destekleyici ülke ortaya çıktı; Amaziğ halkı hiçbir partiye katılmadı, 2013'teki genel seçimleri reddetti ve 2014'teki iç savaşa girmedi.

Kürt halkı ve Amaziğ halkı arasında birçok benzerlik var. İki halk da soykırım politikalarına maruz kaldı. Kürtlerin durumunun Amaziğ halkının durumundan daha zor olduğunu görüyorum, çünkü Kuzey Afrika'daki düşmanlarımız sadece Araplar ve Müslümanlar ama Kürtlerin düşmanları Araplar, Türkler ve Farslardır. Biz Kürt halkına destek veriyoruz ve "yanınızdayız" diyoruz. Kürt dostlarımız ve Önder Öcalan sayesinde başımız hep dik. Davalarını kazanana kadar Kürt halkının yanında olalım.”