Hatay'ın Defne ilçesinde bulunan Çekmece Mahallesi'ndeki konteyner yaşam alanına, 14 Ekim tarihinde polisler tarafından baskın düzenlendi. Depremzedelerin kendi çabaları ile kurdukları yaşam alanına yapılan baskında Eğitim-Sen ve İHD üyesi beş kişi gözaltına alındı. AFAD yetkilileri konteynerlerde kalan depremzedelerden alanı boşaltmalarını istedi. Araziye dair acele kamulaştırma kararı alındığını ve boşaltılması istenen alana iş merkezi yapılacağını polis baskını ile öğrenen depremzedeler, mağdur. Yetkililer konteynerlerini başka bir araziye taşımalarını söylese de depremzedelerin, nakliye ücretini dahi karşılayacak ekonomik gücü yok.

Hatay'da deprem sonrası yapılan ilk acele kamulaştırma bu değil. Temmuz ayında Dikmece Mahallesi'nde yapılan acele kamulaştırma ile zeytinlik olarak kullanılan mülk araziler kamulaştırılmış ve halk tarım arazilerinin kamulaştırmaya açılmasına tepki göstermişti.

Şehir genelinde acele kamulaştırma durumuna dair ANF'ye açıklamada bulunan Hatay Baro Başkanı Avukat Cihat Açıkalın, depremzedelere çağrıda bulundu. Hatay Barosu'nun depremin ilk günlerinden itibaren tüm birimleri ile depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için çalışma yürüttüğünü kaydeden Açıkalın, "Hatay'da en kolay ulaşılan kurum Hatay Barosu'dur. Depremin olduğu süreçten beri bu böyledir. Mağduriyetler bireysel girişimlerle, yaşanan sorunu tek başına çözmeye çalışmakla giderilemez. Depremzedelerin yaşadıkları her hukuksuzlukla, her mağduriyette mutlaka baronun ilgili birimlerine ulaşmaları gerekiyor” diye konuştu.

DEPREMZEDELER MUTLAKA BAROYA BAŞVURMALI

Hatay genelinde yaz başından beri acele kamulaştırma yoluna giden arazilerin sayısının günden güne arttığını söyleyen Açıkkalın, depremzedelerin çadır ve konteyner kentler kurdukları alanlara yönelik kamulaştırmaların ciddi boyutta mağduriyete yol açtığını vurguladı. Yaşanan hukuksuzluklarda Baro'ya başvuru yapılması gerektiğini ve kendilerinin müdahil olabilmesi için bunun elzem olduğunu ifade eden Cihat Açıkalın, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Çekmece Mahallesi'ndeki konteyner yaşam alanına sabah baskın düzenlendiğinde beş kişi gözaltına alınmıştı ve bu esnada darp da edilmişlerdi. Baro haberdar edildi ve gözaltı sürecinin takipçisi olduk. İçlerinde Eğitim-Sen’li öğretmenler de vardı. Konteyner kentlerin tamamının valiliğin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ve AFAD'ın denetiminde olması gerekiyor.

İsteyenler kendi özel mülklerine de konteyner kurabiliyor veya Çekmece örneğinde olduğu gibi mülk sahipleri depremzedelere yaşayabilmeleri için kendi arazilerini açabiliyor. İnsanlar buraya kendi konteynerlerini getirip yerleştirmişler. Arazi sahiplerinin bilgisi olmaksızın kendilerine böyle bir karar iletilmiş. Ancak şu ana kadar bize ulaşmış bir şikayet yahut başvuru yok. Müdahil olabilmemiz için mağduriyet yaşayanların Baro'ya ulaşması gerekiyor. Bu yapılmadığında biz de işimizi yapamıyoruz. Bir hukuksuzlukla karşılaştıklarında mutlak surette bize ulaşmaları gerekiyor."

Yaşadıkları alanlardan çıkılması istenen depremzedelerin ödeme güçlerinin üzerinde nakliye masrafı ile karşı karşıya kaldıklarını, acele kamulaştırma usulüne dair uygulama yanlışlarının yaratacağı sorunlarla bireysel olarak mücadele etmenin yetersiz olduğunun altını çizen Açıkalın, "Yeniden bir çevre düzenlemesi yapılırken veya geçici konutların inşası ile ilgili acele kamulaştırma uygulanırken konteyner ya da çadır alanlarının yerlerinin değiştirilmesinin önünde kanunen engel yok. Ancak depremzedeye, 'Bunun maddi külfetini siz karşılayın' deniliyorsa biz bu noktada devreye girer ve resmi makamlara başvururuz. Kaymakamlıklar üzerinden bunların taşınmasını ve vatandaşa mali külfet çıkartılmamasını sağlayabiliriz. Bir kez daha çağrımızı yineliyoruz, yaşanan mağduriyetler bireysel şikayetlerle çözülmez. Depremzedelerin mutlaka Baro'nun ilgili birimlerine ulaşmaları gerekiyor."