Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bir dizi temaslarda bulunmak üzere geldiği Mersin'de son olarak halkla bir araya geldi. Mersin'in Akdeniz ilçesinde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Akdeniz İlçe Örgütü binası önünde toplanan halka seslendi.
Hatimoğulları'na HDP Mersin İl Eşbaşkanları Bedri Kuş ve Hoşyar Sarıyıldız ile HEDEP Emek ve Sosyal Politikalar Komisyonu'ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sevtap Akdağ, milletvekilleri Kamuran Tantan ve Ali Bozan ile Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Canan Yüce eşlik etti. İlçe örgütü önünde toplanan kalabalık Hatimoğulları'nı alkışlarla karşıladı.
Kitleyi selamlayan Hatimoğulları, Türkiye ile Kürdistan arasında büyük bir köprü olan HEDEP olarak yola devam ettiklerine değindi.
'BAĞIMSIZ BİR YARGIYI HEP BİRLİKTE TESİS EDECEĞİZ'
Yargı krizine değinen Hatimoğulları, "Kobanê ile Türkiye’de dayanışma içinde olan, mücadele eden insanlar hakkında davalar açıldı, partimiz hakkında kapatma davası açıldı. Kobanê Kumpas Davası hala devam ediyor. AİHM kararlarına rağmen bu davada yargılanan Eş Genel Başkanlarımız sevgili Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve bütün tutsak arkadaşlarımıza selam olsun. Gültan Kışanak dışarıda olması gerektiği halde hala Kobanî kumpas davasından dolayı 7 yıllık süresini doldurmuş olmasına rağmen içeride tutuluyor. Buradan Kışanak’a cezaevinde rehin tutulan bütün yoldaşlarımıza selamlarımızı gönderiyoruz zılgıtlarımızla. Yargı darbesini AKP iktidarı her fırsatta bu ülkenin emekçilerine, sosyalistlerine, yurtseverlerine, muhaliflerine karşı yargıyı sopa olarak kullanıyorlar. Buradan sözümüz olsun ki; bizler onların koltuk değneği haline olan yargı sistemini paramparça edecek bağımsız bir yargıyı hep birlikte tesis edeceğiz" diye konuştu.
'HUKUKTA YERİ OLMAYAN TECRİT UYGULANIYOR'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam ettirilen tecride işaret eden Hatimoğulları, "Kürde düşman olan bu anlayış, bu ülkede demokratik yollarla çözülmesini engellemek için tecridi daha derinleştirilmiş durumdadır. İmralı tecridinde ısrar ediyorlar, yıllardır ne ailesi ne de avukatlarıyla görüştürülmüyor Sayın Öcalan. Buradan bir kez daha diyoruz ki; CPT derhal görev başına. Uluslararası insan hakları kuruluşları derhal görev başına. Bugün bir insana özgü bir infaz kanunu dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bu iktidar Sayın Öcalan'a dönük anayasada olmayan, uluslararası hukukta olmayan tecrit yöntemini uygulamaya devam ediyor. Buradan bir kez daha diyoruz ki derhal tecrit son bulmalıdır, Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü derhal sağlanmalıdır" dedi.
'KAYYUM ATADIKLARI BÜTÜN BELEDİYELERİ TEK TEK ALACAĞIZ’
Önümüzdeki 31 Mart Yerel Seçimleri’ne işaret eden Hatimoğulları, genel seçimler sonrası bir muhasebe yaptıklarını ve buna bir yol izleyeceklerini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Önümüzde yerel seçimler var. Yerel seçimlerde özellikle Mersin bizim için çok önemli. Mersin’de gözbebeğimiz olan Akdeniz Belediyesi Kürt halkı, Arap halkı için, burada yaşayan bütün halklar için çok önemli. Bu dönemde sözümüz olsun ki kaybettiğimiz bütün belediyeleri tek tek alacağız. Kayyum atadıkları bütün belediyeleri tek tek alacağız. Akdeniz Belediyesi’ni alacağız. Diğer belediyeleri mutlak ve mutlak alacağız. Toroslar Belediyesi'ni almaya o kadar yakınız ki. Alacak mıyız değerli halkımız? Bu ceberrut iktidar kayyım rejimi ile HEDEP’lilere demiş oldu ki sizlerin seçme seçilme hakkı yok. Kürde demiş oldu ki senin seçme seçilme hakkın yok. Seçim olduktan sonra “ben seçilmişlerle değil, halkın iradesiyle değil, atadığım vali ve kaymakamla bu belediyeleri yöneteceğim” dediler bize ama bunu bile yapamadılar. Bunlar hırsız, bunlar hizmet düşmanı, bunlar halk düşmanı, bunlar Kürt düşmanı, bunlar kadın düşmanı. Bunların atama usulü ile demokrasiyi kalbinden hançerleyen bir yöntemle kayyım atama sistemiyle bu ülkeyi yöneteceklerini zannediyorlar ama yok öyle yağma. Asla onlara pabuç bırakmayacağız, kayyım ile gasp edilen belediyelerimizi halkın iradesiyle söke söke alacağız.
AKDENİZ'DE KENDİ ADAYIMIZI GÖSTERECEĞİZ
Bu direnişin karşısında hiçbir faşist güç ve diktatör duramaz. Bunu bir kez daha göstereceğiz sevgili halkımızla beraber. Bu seçimlerde bir karara vardık o da belediye eş başkan adaylarımızı ön seçimle ve halkın iradesiyle belirleyeceğiz. Belediye eş başkan adaylarımızı siz belirleyeceksiniz, kadınlar belirleyecek, halk belirleyecek. Tabi de batıda nasıl bir siyaset izleyeceğimiz, nasıl bir seçim stratejisi izleyeceğimiz merak konusu. Biz 2019 seçimlerinde kaybettirme üzerine bir strateji geliştirdik ve Türkiye’nin umudu olduk. En son cumhurbaşkanlığı seçimde aday çıkarmadık ve Türkiye’ye bir kere daha umut olmanın kapılarını açtık. Bu seçimlerde ise bizler açık, şeffaf, ilkeli, demokratik zeminde bir oluşum olmadığı sürece kendi durduğumuz yerde duracağız. Şayet bir ittifak olacaksa batıda açık, ilkeli, demokratik bir zeminde olacağız. Halkımızın karşısına şu anda nasıl çıktıysak aynı biçimde herkes bu halkın karşısına çıkacak, ilkelerini bu halka tek tek açıklayacak. İşte bizim önümüzdeki dönemde batı ile ilgili stratejimiz budur. Batı derken burada elbette biraz önce gözbebeğimiz olan Akdeniz Belediyesi’ni bundan ayrı tutuyorum. Akdeniz Belediyesi burada bizler tarafından yönetilmiş bir belediyelerdir.
‘AKDENİZİMİZİ ALACAĞIZ’
Biz belediyeciliğin nasıl olacağını burada gösterdik. Belediye demek kadınların yönetime katılması demektir. Belediye demek bizim evimiz halkımız evi demektir, gençlerin kültürel faaliyetleri yürüteceği yer demektir, belediye demek istihdam alanları yaratmak demektir, o ilçenin kaynaklarının halk için eşit ve adil şekilde paylaşılmasını sağlayan sistem demektir. İşte biz tam da böyle bir anlayışla Akdeniz Belediyemizi alacağız, Toroslar’a talibiz, diğer pek çok kazanabileceğimiz belediyelere talebimiz. Var mısınız değerli halkımız?
‘BARIŞI BU COĞRAFYADA MUTLAKA TESİS EDECEĞİZ’
Başlarken sözlerime demiştim ki bizler çok acı çektik bu coğrafyada, çok kanımız aktı, şu anda meydan bulanan annelerimiz hepimizin elinden öpüyorum. Arkada bulunan gençler, bütün yurttaşlarımız halkımız her biri ağır bedeller ödemiş ailelerden geliyor. Ya bir yakınını şehit vermiş ya da bir yakını cezaevinde. Bizler barışı çoktan hak ettik, bu coğrafya barışı çoktan hak etti. Barışı bu coğrafyada mutlaka tesis edeceğiz. Bizler bu ülkede bedel ödemiş olanlarız, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın Kaypakkaya’nın, Mahirlerin Denizlerin, Mazlumların, Sêvêlerin, Sakinelerin, Leyla Şaylemezlerin yoldaşlarıyız. Bizler Jin Jiyan Azadî sloganını Ortadoğu ve bütün dünyaya duyuran Jîna Emînî’nin kız kardeşleriyiz. O yüzden köklerini Anadolu ve Mezopotamya'nın en derinlerinden alan bizleri asla yenemeyecekler, özgürlük kazanacak, barış kazanacak, adalet ve kardeşlik kazanacak."