MLKP Türkiye ve Kurdistan meydanlarında birleşmeye çağırdı
MLKP Merkez Komitesi 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada “Türkiye’de ve Kurdistan’da meydanlarda birleşmeye, İstanbul’da Taksim’i zapt etmeye” çağırdı.
MLKP Merkez Komitesi 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada “Türkiye’de ve Kurdistan’da meydanlarda birleşmeye, İstanbul’da Taksim’i zapt etmeye” çağırdı.
Yazılı bir açıklama yapan MLKP Merkez Komitesi işçi ve emekçilere yönelik sömürü ve saldırılara dikkat çekerek, “1 Mayıs 77’nin ve tüm 1 Mayıs ölümsüzlerinin anısını yükseltmek için 1 Mayıs meydanlarında birleşelim” dedi.
İşçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta meydanlara çağıran MLKP Merkez Komitesi şunları ifade etti:
“Faşist sömürgeci Tayyip Erdoğan diktatörlüğü, yaz döneminde Kurdistan’ı kan gölüne çevirmek, işgal alanlarını yaymak, soykırımcı katliamlar yapmak için hazırlıklarını tamamlamış bulunuyor. Yoksulluk memleketi kasıp kavuruyor. Gencecik öğrenciler ekonomik güçlükler, barınma sorunları nedeniyle üniversitelerde, yurtlarda canlarına kıyıyor. Emekli maden işçileri geçim sıkıntısını hafifletmek için ihtiyar halleriyle girdikleri madenlerde can veriyor. Fakirlik işçi-emekçi evlerini huzursuzluğa, gerilime ve acılara boğuyor. İşsizlik insanları nefes alamaz hale getiriyor. Borç batağı milyonlarca insanı çaresiz kılıyor. Emekçilerin en zorunlu yaşam ihtiyaçları yeni zamlarla iyice karşılanamaz hale getiriliyor. Kiralar, doğalgaz ve elektrik giderleri yoksulların uykularını bölüyor. Kent içi ulaşım masrafı, sokakta bir öğün karnını doyurmak bile, cıgara parası, başta gençler olmak üzere emekçi, yoksul milyonları en çaresiz durumlarda bırakıyor. Devletin yıkıcılığını artırdığı depremin ölüme ve kedere boğduğu kentlerde binbir güçlük insanlarımızın yaralarını kanatıyor.
Bütün bunlar dururken ve işsizliğin, yoksulluğun, pahalılığın acısı dört bir yanı sarmışken, faşist şef ve suç ortakları parayı faşist sömürgeci savaşa, bombaya, mermiye, silaha harcayacak. Tayyip Erdoğan Türkiye’nin Hitleri, Netenyahusu olarak, Irak, Suriye, İran ve Türkiye devlet sınırlarına hapsedilmiş, ulusal demokratik haklarından yoksun bırakılmış; daha da ötesi Türk burjuva devletinin varlığını inkar etme ırkçılığı sergilediği, nüfusu on milyonlarla sayılan Kürt halkını soykırımdan geçirmek, kazanımlarını yok etmek istiyor.
Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Alevi, Êzidî din ve inançlarından Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkes, Gürcü, Boşnak, Ermeni, Pomak, Roman, Rum, Süryani, Keldani, Türkmen, Arnavut işçilere ve ezilenlere yönelik yoksullaştırma, hayatın çilelerini artırma saldırısı; “aile yasası” adı altında kadınlara yönelik saldırı hazırlığı ve nafaka hakkını budama planı; Kürt halkına karşı NATO ve bölge gericiliğinin desteğiyle yürütülecek Kürt düşmanı ırkçı, faşist, sömürgeci soykırım saldırısı karşısında susmak, seyirci kalmak Tayyip Erdoğan’ın faşist şeflik rejimini güçlendirecek, ezilenleri ve emekçileri daha ağır kölelik koşullarına itecektir. Faşist diktatörlüğün başarısı halklarımızın demokratik hak ve özgürlük kırıntılarını bile kaybetmesine yol açacak; bölge halkları arasında yeni düşmanlık tohumları ekecek, bölgesel savaş tehlikesini güncelleştirecektir.
Susmayalım, seyretmeyelim, işçi sınıfının ve halklarımızın gücünü gösterelim. 15-16 Haziranlar, DGM’ler Kapatılsın eylemleri, 1 Mayıs 77’nin Taksim’e sığmayan kitle denizi, Faşizme İhtar gösterileri, ‘90 sonbaharında dört bir yanı saran ve Zonguldak-Ankara yürüyüşüyle zirveye çıkan işçi kitle dalgası, ‘90’lı ve 2000’li yıllarda Kuzey Kurdistan’ı nice kez baştan başa saran ve serhildanlar, Gazi ayaklanması, Gezi-Haziran ayaklanması, 6-8 Ekim Kobanê serhildanı, 31 Mart seçimlerinden sonra kayyumcu faşistlere karşı Wan’da boy veren halk isyanı esin ve cesaret kaynağımızdır."