‘İktidar, Kürtlerin batıda söz sahibi olmasını istemiyor’

DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, AKP iktidarının, Kürtlerin batıda söz sahibi olmasını, kentlerin yönetiminde yer almasını hazmedemediğini, istemediğini söyledi.

Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasının en önemli sebebinin ‘Kent uzlaşısı’ ve Kürtlerin söz sahibi olmasına tahammülsüzlük olduğunu belirten DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, “Kürt’ün varlığını, diline, kültürüne, oradaki politik yansımasına yapılan bir darbedir“ dedi. 

DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, iktidarın kayyum politikalarını ve DEM Parti’nin İstanbul’da kayyuma karşı çalışmalarını ANF’ye anlattı. Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasının ‘kent uzlaşısı’na darbe olduğunu; artık batıda da bir kayyum politikası uygulandığını belirterek, şunları söyledi: “Kürdistan’da daha önce iki dönem kayyum atanmıştı, bu üçüncü dönemdir. Önce Colemêrg’e kayyum atandı, sonrasında Esenyurt, Elih, Mêrdîn ve Xelfeti ile başlayan üçüncü dönem var. Devletin Esenyurt üzerinde bu kadar durmasının temel nedenleri vardır; orada ‘kent uzlaşı’sının uygulanmasıdır. İrade gaspının burada geliştiğini görüyoruz. Bir diğeri de ilk defa İstanbul’da Kürtlerin de söz sahibi olduğu bir belediye vardı.Yine özellikle Ahmet Özer’in orada yürütmüş olduğu belediyecilik anlayışına yönelik bir müdahaledir. Bir de Esenyurt’ta yürütülen belediyecilik anlayışının halk tarafından benimsendiği görüldü.”

BATIDAKİ VARLIĞINI HAZMEDEMİYOR

İktidarın, özellikle batıda Kürtlerin söz sahibi olmasını, kentlerin yönetiminde yer almasını hazmedemediğini söyleyen Kalmaz, “Öncelikle iktidar medyasının seçimden hemen sonra yoğun olarak işlediği haberler sürekli terörize etmeye çalışıldı. Kürtlerin ‘kent uzlaşısı’ ile birlikte hareket etmesine bir müdahaledir. Kürtlerin batıda başka partilerle yan yana gelmesini hazmetmeyen bir iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu kayyum politikasıyla birlikte şunun da önü açıldı; artık kayyumu batının herhangi bir ilinde görebiliriz. ‘Kent uzlaşısı’ ve Kürtlerin söz sahibi olmasına karşı bir tahammülsüzlük var ortada. Orada yapılan Kürtçe konserlerin, farklı kültürel etkinliklerin, kadın politikalarına yönelik atılan adımların karşısında yapıldı kayyum darbesi. Kürt’ün diline, varlığına, oradaki politik yansımasına yapılan bir darbedir.“

CHP’NİN KAYYUMA TEPKİSİ YETERSİZ

CHP’nin kayyumlar karşısında yetersiz bir tepki verdiğini savunan Kalmaz, şöyle devam etti: “CHP son seçimlerde bu ülkenin birinci partisi olmuştur. Buna karşı yapılan tepkiler, karşı koyuş çok zayıf. Yeterince bir tepki konulmamıştır. Sadece eleştirisini yapmak yetmez. Bir belediyesine kayyum atanmıştır, cumhuriyetin kurucusu olan partiye kayyum atanmıştır, yeterince bir karşı duruş sergilenmemesi iktidarın yeni kayyumlarının yolunu açar. DEM Parti olarak genel anlamda bir mücadele hattımız vardır. Bu süreçten sonra da bu mücadeleye sürdüreceğiz. Esenyurt’ta emek, barış ve demokrasi güçleriyle iki buluşma gerçekleştirildi. Aralık ayının 8’inde bir miting düzenleyeceğiz Ana konularından biri de kayyuma karşı mücadele olacaktır.”

KAYYUM ATANMASI, TECRİTTEN BAĞIMSIZ DEĞİL

DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, son olarak şunların altını çizdi: “Hem Sayın Öcalan’a yapılan çağrı hem ardından atanan kayyumlar hem de bugün verilen görüş yasağı şunu gösteriyor; kendine göre bir barış, kendine göre bir süreç dayatması var. Kayyumlar da bu dayatmada bir şantajdır. Tecrit politikaları da Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı koz olarak kullanılıyor. Bu şantaj politikası, Türkiye’ye bir yararı yoktur. Sayın Öcalan üzerinde yürütülen tecrit politikasıyla sonuç almak istiyorlar ama olmadı, olmayacak. Bu politikalar Türkiye’yi giderek zora soktu, çoklu bir krizin içerisindedir. Kayyum ve tecrit politikalarıyla bir sonuç alacağını düşünmek nafiledir. Bir an önce Türkiye’nin barışı için muhataplarıyla oturup konuşmaları gerekiyor.”