Protestolar büyüyor: Kentlerimizi gaspçılara teslim etmeyeceğiz

Gasba karşı devam eden protestolarda, “Gaspçılara ve kayyumculara kentimizi teslim etmeyeceğiz” mesajı verildi.

AKP-MHP faşist iktidarının, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mêrdîn Büyükşehir, Êlih ve Riha/Xelfetî (Halfeti) belediyelerine 4 Kasım'da el koymasına karşı başlatılan protestolar bugün de devam etti. 

 MUŞ

Mûş merkezde irade gaspına karşı yürüyüş ve esnaf ziyareti gerçekleştirildi. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli'nin de aralarında olduğu kitle, esnaf ziyareti sırasında sık sık “Hırsız kayyum, işbirlikçi AKP” sloganı attı. Çarşıda bulunan halk da alkışlarla destek verdi. 

 Kobanê Meydanı'nda yapılan açıklamada konuşan Temelli, "Kürtler benim kardeşimdir’ diyerek bu halkla alay eden bu zihniyeti ve kayyumları kabul etmiyoruz. İrademizin gaspını kabul etmiyoruz. Belediyeler bizimdir, halkındır, toplumundur. O yüzden Türkiye’nin her yerinde hep birlikte sokaklardayız. Sokağımıza, mahallemize, kentimize sahip çıkıyoruz. Gaspçılara ve kayyumculara kentimizi teslim etmeyeceğiz” dedi.

Kürt sorunu demokratik bir şekilde çözülmediği sürece ülkenin de demokratikleşemeyeceğini vurgulayan Temelli, "Türkiye demokratikleşmek istiyorsa Kürt meselesini hukuk ve siyaset zemininde çözmek zorundadır. Kayyumdan ve şiddetten beslenerek ayakta duran bir iktidar açlık getirir, sefalet getirir, yoksulluk getirir, gasp ve talan getirir. Kayyum kentlere çöken bir zulümdür" ifadelerini kullandı.

İmralı’nın kapılarının açılması gerektiğini vurgulayan Temelli, "Açın İmralı’nın kapılarını Sayın Öcalan konuşsun. Bu meselenin çözümü İmralı’dan geçiyor. Bunu artık herkes idrak etmiş durumda ve herkes orayı işaret ediyorsa artık gereğini yapmak iktidarın sorumluluğundadır. Eğer bu ülke özlemini duyduğu barışa, demokratik çözüme kavuşacaksa bu ancak muhataplarıyla olur. Bu anlamda da baş müzakereci olarak Sayın Öcalan’ın artık konuşma zamanı çoktan gelmiştir" diye vurguladı.

 ÎDIR

Îdir'de DBP binası önünde yapılan açıklamaya çok sayıda partili katıldı. “Kayyum darbedir, irademe dokunma” yazılı siyah pankartın açıldığı açıklamada, DEM Parti Milletvekili Yılmaz Hun bir konuşma yaptı. Kayyumlarla halkın iradesinin gasp edildiğini söyleyen Hun, "Kayyumlarla halkların ortak iradesine ipotek konuluyor. Bu yapılan bir sömürge hukukudur ve bunu kabul etmiyoruz" dedi.

Açıklama sonrası Karadeniz, Cumhuriyet ve İrfan caddelerindeki esnaflar ziyaret edilerek, Agirî’nin Bazîd (Doğubayazıt) ilçesinde irade gaspına karşı yapılacak yürüyüşe katılım çağrısı yapıldı. Kitle, esnaf ziyareti sırasında sık sık “Direne direne kazanacağız” ve “Kayyuma geçit vermeyeceğiz” sloganları attı.

AMED 

DEM Parti, DBP ve TJA, irade gaspına karşı Rojava Parkı’nda eylemlerini sürdürdü. Siyasi parti temsilcileri ve belediye eşbaşkanlarının da katıldığı eylemde direniş halayları çekildi.

Burada konuşan Yenişehir Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ergün, halka seslenerek, “Kayyumları tanımıyoruz” dedi. 

 Eylem, açıklama ve sloganlarla sona erdi.  

İSTANBUL

Kartal İlçe Örgütü Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Genel Meclisi üyesi ve İstanbul Milletvekilli Cengiz Çiçek’in yanı sıra siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla açıklama yaptı. Eylemde, “Kayyum değil darbe” pankartı açılırken, “Asla boyun eğmeyeceğiz”, “ Faşizme karşı omuz omuza” dövizlerinin yanı sıra “ Kayyumlar gidecek biz kalacağız”  ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.  

Burada konuşan Çiçek, iktidarın “çöktürme planı” adı altında Türkiye ve Kürdistan'ın demokratik özgürlük mücadelesine dönük sürekli darbe yaptığını söyledi. Kayyumların AKP-MHP’den bağımsız olmadığını belirten Çiçek, “Bugün yüzleştiğimiz kayyum darbesini, AKP-MHP iktidarının darbeci zihniyetinin bu ülkede kalıcı bir baskı sistemini yerleştirme çabalarından bağımsız değerlendiremeyiz. Her fırsatta dile getiriyoruz: Bu ülkenin halkları yüz yıldır, anti-demokratik cumhuriyet anlayışına karşı demokratik bir cumhuriyet mücadelesi vermektedir. Demokratik bir cumhuriyet için neden mücadele ediyoruz, bu ülkenin tüm kimlikleri, kültürleri adil ve onurlu bir birliktelik içinde var olabilsin diye mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İktidara seslenen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sesleniyoruz; “Kürt halkını kardeş olarak görüyorsanız, Kürt halkının haklarına, kültürüne ve değerlerine saygı göstermek zorundasınız. Kardeşlik, eşitlik temelinde kurulur. Kürtlerin haklarının tanınmadığı bir yerde Türkiye halklarının haklarından söz edilemez. Daha dün ‘İmralı bu ülkenin bir parçasıdır’ diyordunuz; o halde neden İmralı’da hukuk askıya alınıyor? Kürt sorununu çözümsüzlüğe mahkum ederek nereye varabilirsiniz? Madem İmralı ülke sınırları içindedir, orada hukukun geçerli olmasını sağlayın. Hukuku hiçe sayarak, barıştan söz etmeniz halk için kölelik, kendiniz için özgürlük talep etmekten öteye geçmez. Biz her fırsatta söyledik: Bu ülkenin halklarının kaderi ortaktır. Bu halkları bölmek isteyenler bellidir. Asıl bölücüler, sermaye için doğayı, yaşamı peşkeş çekenlerdir. Gerçekten kardeşlik istiyorsanız, adil ve eşit bir toplum inşa edin.”

Açıklamayı yapan DEM Parti il yöneticisi Mehmet Şener ise, kayyumların yenilginin bir sonucu olduğunu belirtti. Şener, “AKP-MHP iktidarının 31 Mart yerel seçimlerini ezici bir şekilde kaybettiği belediyelere kayyum darbesi ile adeta çökmeyi hedeflediğini tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır. Hedef açıktır. Tüm toplum iradesinin gasp edilmesine alıştırılmak, kayyum darbeleri olağan hale getirilmek istenmektedir” dedi.

DEM Parti Avcılar İlçe Örgütü, irade gaspını parti binası önünde protesto etmek istedi. DEM Parti milletvekilleri Halide Türkoğlu, Kezban Konukçu, Özgül Saki’nin yanı sıra çok sayıda partili katıldı. Eylem için ilçe binası önüne çıkan kitle polis ablukasına alındı. Polis gerekçe olarak kaymakamlığın eylem etkinlik yasağını gösterdi. Polis tarafından ablukaya alınan kitle alkış ve zılgıtlarla durumu protesto ederek, “Kayyumlar gidecek biz kalacağız” sloganını attı.

Saldırıda bulunan kitle, ilçe binasının içine sokuldu. Kitle durumu alkışlarla protesto etti.