Salih Coşkun: Umut hakkı şarta bağlanamaz

İnsan Hakları Derneği Wan Şube Başkanı Mehmet Salih Coşkun, "Umut hakkı Türkiye'de uygulanması elbette mümkündür ve uygulanması önünde yasal bir engel yoktur” dedi.

UMUT HAKKI

‘Umut Hakkı’ talebi ve tecrit politikalarını ANF'ye değerlendiren Wan İHD Şube Başkanı M.Salih Coşkun, umut hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) doğrultusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararla hayatımıza girdiğine dikkat çekti. 

Coşkun, "İlk olarak AİHM tarafından İngiltere aleyhine açılmış bir davada dile getirildi. Türkiye'de ise Abdullah Öcalan kararında umut hakkı gündeme geldi. Umut hakkı kişinin ömür boyu cezaevinde kalmayacağına dair karardır. AİHM kararları, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de bu konunun yasal mevzuat değişikliği için Türkiye'ye tavsiyede bulundu. 2025 yılının Eylül ayına kadar bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bu takvimi bu şekilde tanımlayabiliriz ancak AİHM tarafından AİHS 3. maddesinin ihlali sonucunda ortaya çıkmış bir kavramdır.” dedi. 

UMUT HAKKI ŞARTA BAĞLANAMAZ

Umut hakkının demokratik kamuoyu tarafından yıllardır dile getirildiğini hatırlatan Coşkun, “Ancak son zamanlarda Bahçeli'nin ekim ayında yaptığı umut hakkı açıklaması ile umut hakkı daha çok tartışılmaya başlandı. Türkiye'de uygulanması elbette mümkündür ve uygulanması önünde yasal bir engel yoktur” diye belirtti. 

Coşkun şunları ekledi: “Siyasi değerlendirmeler ve siyasi görüşmeler sonucunda umut hakkına ilişkin bir düzenlemenin yapılıp yapılmayacağı konuşuluyor. İHD olarak diyoruz ki; bu hak şarta bağlanamaz. Umut hakkı koşulsuz şartsız bir şekilde yasal mevzuatta yerini edinmeli. TBMM başta olmak üzere bütün kurumlara çağrımız umut hakkının düzenlemesidir.”

TECRİT BİTMEDİ, DEVAM EDİYOR

Cezaevlerinde tutsaklara yönelik tecridin devam ettiğini ifade eden Coşkun, şöyle konuştu: “Raporlarımızla bunu ortaya koyuyoruz. Bölge cezaevlerini ve diğer cezaevlerini İHD olarak ziyaret ediyoruz. Tutsakların beyanları doğrultusunda raporlar açıkladık. Sıkışmış bir toplumun yansıması ne yazık ki cezaevleridir. Tutsakların ulusal ve uluslararası yasal haklarından dahi mahrum edilmesi söz konusu. Özel olarak Sayın Öcalan olarak için şunu diyebiliriz; bazı heyetler gitse de ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemekte. DEM Parti İmralı heyetinin görüşmesi tecridi bitirmiş değil. Ne yazık ki tecridin bittiğini söyleyemiyoruz. Bunun yanında mahkemelerle AİHM içtihatlarıyla verilen kararlar doğrultusunda bütün yasal haklarının verilmesi ile İmralı'da tecrit son bulacaktır. Ancak bu durum henüz oluşmamıştır.”