Sekiz cezaevinde ‘tecrit’ ve ‘insanlık dışı muamele’ tepkisi

Wan'daki hukuk ve sivil toplum örgütleri sekiz cezaevine ilişkin ihlal raporunda üst seviyeye çıkan tecrit uygulamalarına tepki gösterdi.

Wan Barosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile Wan-Colemêrg Tabip Odası, sekiz cezaevine ilişkin ihlal raporunu açıkladı. 

Rapor, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli, Van Yüksek Güvenlikli, Van T Tipi, Ahlat T Tipi, Patnos L Tipi, Iğdır S Tipi, Kalkandere L Tipi ile Beşikdüzü T Tipi Kapalı cezaevlerini kapsıyor. 

PATNOS L TİPİ MUTLAK SURETLE KAPATILMALI

Wan Barosu Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Cevat Yılmaz, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nin eski, rutubetli ve nemli olduğuna vurgu yaptı.

Yılmaz şunları ifade etti: 

"Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi'nin mutlak suretle kapatılması gerekmektedir. Kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. En temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır.” 

İNSANLIK DIŞI MUAMELE

Özellikle Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinde tutulan tutsakların sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmaması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, şunları ekledi:

“AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu anlamda sosyal aktivitelerin önemini bir kez daha vurgulamak gerekir.” 

HABER ALMA HAKKI ENGELLENMEMELİ

Kitap, dergi ve gazetelere erişimde yaşanan ihlallere işaret eden Yılmaz, "Mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanalları mahpuslara derhal verilmelidir” diye belirtti.

SAĞLIĞA ERİŞİM SAĞLANMALI

Yılmaz, hasta tutsakların durumuna da dikkat çekerek, "Ağır hasta tutukluların tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır” dedi. 

Yılmaz şöyle noktaladı: “Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, mahpusların sağlığa erişimi sağlanmalıdır. Ceza infazının hapishane koşullarında sürdürülmesi uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi, geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır. Hapishane idarelerinin yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması çağrımızı yineliyoruz.”