Serxwebûn gazetesinin Ekim sayısı çıktı

Serxwebûn'un 502. sayısı ‘Önderliğin Özgürlüğü İnsanlığın Özgürlüğüdür’ başlığıyla çıktı.

Serxwebûn gazetesi, Ekim ayı sayısında ağırlıklı olarak Kürt dostları tarafından 10 Ekim tarihinde Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için startı verilen ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm’ kampanyasına yer verdi. Ayrıca 25 Ekim 1992 yılında KDP ihaneti sonucu şehit düşen Bêrîtan’a (Gülnaz Karataş) ilişkin değerlendirmeler, 1 Ekim’de Ölümsüzler Taburu üyeleri Rojhat Zîlan ve Erdal Şahin’in Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlürlüğü giriş kapısı önünde gerçekleştirdikleri fedai eylemin ardından Türk devletinin Rojava’ya yönelik gerçekleştirdiği işgal saldırıları ile Hamas-İsrail savaşına yönelik değerlendirme yazılarına yer ayırdı.

ABDULLAH ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK KAMPANYASI

10 Ekim tarihinde ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük ve Kürt Sorununa Siyasi Çözüm’ hamlesinin başlatıldığı hatırlatılan Ekim ayı sayısında Kürt halkına düşen görevleri şöyle özetlendi:  “Dostlarımız, eğer Rêber Apo’ya, paradigmasına bu kadar çıkıyorlarsa, Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü için, Kürt halkının statüye kavuşması için mücadele edeceklerini belirtiyorlarsa, Kürt halkının da bundan bir sonuç çıkarması gerekir. Kürt dostlarının başlattığı bu kampanyayı Kürt halkının sırtlaması, her anlamıyla kampanyayı büyütmesi ve amacına ulaştırması gerekir. Kürt halkı ve dostlarımız böyle bir kampanyayı başlattı, bizler de bu kampanyanın bayrağını devralmalıyız. Bu yerinde bir karardır. Kürt halkının yapması gereken de budur.”  

PKK Merkez Komite Üyesi Nedim Seven, “İmralı Sistemini Oluşturanlar Kapitalist Modernist Güçlerdir” başlıklı yazısında, “Önder Apo, uluslararası komplonun nasıl sonuca götürülmek istendiğini derinliğine biliyordu. Fakat İmralı gibi bir sistem içerisinde çalışmak, düşünce üretmek, komploya karşı mücadele vermek imkan dahilinde olabilir miydi? Zamana yayarak çürütme politikası yenilgiye uğratılabilir miydi? Birçok çevre böyle bir şeyin olabileceğini hesap edemiyordu. ‘Tarihte benzeri yok’, ‘İmralı sistemi gibi bir ortamda mücadele edilemez’ diyenler oldu. Hatta ‘Önderlikten vazgeçin, böyle olursa PKK kendini tasfiye edecek’ diyenler de az değildi. Önder Apo tüm bunları değerlendiriyordu ve ‘Zor da olsa mücadele etmek durumundayız’ dedi.

EKİM AYI KADIN ŞEHİTLERİ

KJK Koordinasyon Üyesi Çiğdem Doğu, “30. Yılını Dolduran Kadın Ordulaşmamız ve Ekim Ayı Kadın Şehitlerimiz” başlıklı yazısında, “Ekim ayını Kadın Şehitleri ayı olarak nitelendiriyoruz. Hem Uluslararası Komploya, hem işgalci soykırımcı TC saldırılarına ve hem de KDP ihanetine karşı verilen mücadelede bu ay içinde çok büyük şehadetlerimiz yaşanmıştır. Bu nedenle ayrı ayrı yıllarda olsa da Ekim ayı bizim için aynı zamanda komploya, ihanete ve soykırımcı sömürgeciliğe karşı kadın mücadelesinin zirveleştiği ay anlamına gelmektedir. Uluslararası Komplo’ya, soykırımcı sömürgeci TC devletine ve ihanetçi KDP gerçekliğine karşı canlarını ortaya koyarak savaşan Ekim ayı kadın şehitlerimiz, bizim için büyük bir güç kaynağıdır. Her bir şehadeti anlamlandırmak, mücadelemize akıtmak ve zaferi yaratmak, onlara vereceğimiz esas cevap olacaktır. Anılarına ancak böyle bağlı kalabilir ve böyle layık olabiliriz” diyor.

ORTADOĞU’DA YAŞANAN YENİ GELİŞMELER

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, “Ortadoğu’da Yeni Gelişmeler ve Çözümün Yolu’ başlıklı yazısında, Arap milliyetçiliği (anti semitizm bağlamında) sorunu Yahudilerin Ortadoğu'ya dönüşünde, Yahudi milliyetçiliği (Siyonizm) ise sorunu Arapların varlığı olarak görmektedir. Buna göre birinin varlığı için diğerinin yok olması gerekmektedir. Bu son derece yanlış bir yaklaşımdır. Milliyetçilik ve ulus devletçi zihniyetin sonucu olan bu yaklaşımlar bugüne kadar sorunların daha da derinleşmesinden başka sonuç vermemiştir. Bunca acılı kayıpların nedeni bu yaklaşımlardır. Öte yandan devletçi zihniyetin ve onun ulus devlet versiyonunun bir sonucu olarak gelişen bu yaklaşım tek seçenek olarak sunulmaktadır. Fakat gerçekte halkların tek seçeneği bu değildir. Böyle bir tarihsel okuma da tamamen yanlış ve temelsizdir. Sorunu ne Yahudilerin Ortadoğu'ya dönüşü ne de Filistinlilerin varlığı olarak görmek doğrudur” diye belirtiyor.

Serxwebûn Ekim sayısında  Duran Kalkan'ın “Türkiye Stratejik Önemini Kaybetmiştir”; Dilzar Dlîok'un “Özgür Basının Dili Özgürlük ve Zafer Dilidir, Onun Pratiğidir”; Xebat Andok'un “Akademi Yoksa Demokratik Modernite İnşası da Yok”; Cemal Şerik'in “Devşirilme Devletleşme”; Aldar Xelîl'in, “Nêzîkatiya Rêbertiyê Ji Rojhilata Navîn Re” başlıklı yazılar yanında iki farklı anı yazısı da yer alıyor. 

Serxwebûn yazılarına serxwebun.org üzerinden de ulaşılabilir.

Serxwebûn'un hazırladığı 2024 takvimi ise Demokratik Kürt Kültür Merkezlerinden temin edilebiliyor.