‘Sincar davasında asıl failler 30 yıl boyunca korundu’

1993 yılında katledilen Mehmet Sincar cinayeti için açılan davanın zaman aşımı tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken ailenin avukatı Şaneşin Aydın, “Esas failler 30 yıl boyunca, zaman aşımı süresi dolana kadar korundu” dedi.

DEP Mêrdîn Milletvekili Mehmet Sincar, “faili meçhul” cinayetleri araştırmak için gittiği Êlih'te (Batman) 4 Eylül 1993 tarihinde Êlih DEP il yöneticisi Metin Özdemir ile birlikte katledildi. Sincar'ın vücuduna sekiz kurşun isabet etmişti. Cinayeti Türk İntikam Tugayı üstlendi ve akabinde dönemin devlet bakanları Necmettin Cevheri ve Mehmet Gökhan katilin yakalandığı yönünde açıklamalar yaptı. Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu ise bu açıklamaların doğru olmadığını, katilin yakalanmadığını söyledi.

TETİKÇİYE ‘İYİ HAL’ İNDİRİMİ YAPILDI

Ailenin tüm girişimlerine ve siyasi partilerle, sivil toplum örgütlerinin çağrılarına rağmen Sincar cinayetine dair etkili bir soruşturma yürütülmediği için cinayet konusunda herhangi bir dava açılmadı.

1996 yılında meydana gelen Susurluk Kazası, derin devlet ve mafya ilişkilerinin açığa çıkması açısından Türkiye tarihinde önemli bir sayfayı açtı. Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Kutlu Savaş Susurluk Kazası ile ilgili hazırladığı raporda, Sincar cinayetinin “Yeşil” kod adlı  Mahmut Yıldırım ile itirafçılar Alaattin Kanat, İsmail Yeşilmen ve Mesut Mehmetoğlu tarafından tasarlandığı bilgisine yer verdi. Kutlu Savaş raporda geçirdiği bu bilgiye dayanak olarak 1994 yılında Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan Muhsin Gül'ün ifadesini gösteriyordu.

28 Ocak 2000 tarihi, Sincar cinayetinin davalaştırılması açısından dönüm noktası oldu. Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun emniyetle girdiği çatışmada öldüğü Beykoz'daki Hizbullah evi baskınında birçok belge gün ışığına çıktı. Evde bulunan belgelerde cinayeti Hüseyin kod adlı tetikçi Cihan Yıldız'ın işlediği bilgisi yer alıyordu. 31 sanığın yargılandığı Hizbullah ana davası ortaya çıkan bu belgeler sonrasında açıldı.

Tetikçi Cihan Yıldız, 15 Ağustos 2008 tarihinde Avusturya tarafından Türkiye'ye iade edildi, 10 Eylül 2008'de tutuklandı. Mehmet Sincar cinayeti dahil 6 cinayet ve iki silahlı yaralama eyleminden sorumlu tutularak yargılandı. Dava 26 Nisan 2013 tarihinde sonuçlandı. Cihan Yıldız ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı ancak mahkeme "iyi hal" indirimi yaparak cezayı müebbete çevirdi. Ceza 24 Haziran 2014 tarihinde Yargıtay tarafından onandı. Cihan Yıldız'ın avukatının 2019 yılında yaptığı itiraz üzerine mahkeme, Cihan Yıldız'ın tutuksuz olarak yeniden yargılanmasına kararı verdi. Yargılandığı süre boyunca cinayet işlediğini inkar eden Cihan Yıldız, savunmalarında Hizbullah üyesi olduğunu kabul etti ancak hiçbir silahlı eyleme karışmadığını ve yalnızca tecvitli Kur'an okuma dersleri verdiğini söyledi.

Sincar'ın görünürdeki katili Hizbullah tetikçisi Cihan Yıldız'ın tutuksuz yargılandığı dava devam ediyor ve Yıldız duruşmalara Êlih'ten SEGBİS ile katılıyor. Ancak Sincar cinayetine dair esas davanın zaman aşımı süresi suçun işlendiği tarihin 30. yıl dönümü olan 4 Eylül 2023'te doluyor.

Sincar ailesinin Avukatı Şaneşin Aydın, esas dava için zaman aşımı durumunu ve tetikçi Cihan Yıldız'ın yargılandığı davadaki son durumu ANF'ye değerlendirdi.

SİNCAR AİLESİNİN VE AVUKATLARININ TÜM TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Sözlerine Cihan Yıldız'ın yargılandığı dava için zaman aşımı durumunun söz konusu olmadığını belirterek başlayan Sincar ailesinin avukatı Şaneşin Aydın, zaman aşımı durumunun Mehmet Sincar cinayetinde esas tasarlayıcılar olan JİTEM ve kontrgerilla yapılanması ile cinayetin doğrudan devlet içerisindeki planlayıcıları açısından geçerli olduğunu söyledi.

Ailenin ve avukatların Sincar cinayeti sonrasında fail isimlere dair tüm yargılama taleplerinin reddedildiğinin altını çizen Şaneşin Aydın, şunları belirtti: "Dosyaya dair yapılan ilk işlem Mehmet Sincar'ın katledilmesine ilişkin yürütülen Cihan Yıldız yargılaması ile başlamıyor. Ailenin tüm taleplerine, Susurluk  raporuna ve Hizbullah itirafçılarının beyanlarına rağmen Mehmet Sincar'ın 4 Eylül 1993 tarihinde öldürülmesinden sonra geçen 7 yıl boyunca yürütülen herhangi bir soruşturma yok. 28 Ocak 2000 tarihinde Hizbullah örgüt evi baskını ile süreç başladı. Bu baskında Mehmet Sincar cinayetinde kullanılan silah da ele geçiriliyor ve yargılama süreci bu gelişme ile 7 yılın ardından başlıyor. Tüm yargılama süreci boyunca cinayetin aydınlatılması için perdenin arkasındaki asıl faillerin yargılamasını talep ettik. Tabii bu taleplerimiz dikkate alınmadı."

ETKİLİ BİR YARGILAMA YAPILMADI

Mehmet Sincar cinayetinin bir Hizbullah tetikçisi olan Cihan Yıldız'ın yargılanması ile aydınlatılamayacağını, ancak senelerdir cinayete dair yargılamanın tek bir isim etrafında yürütülmesinin asıl failleri görünmez kılmak ve korumak anlamına geldiğini vurgulayan Şaneşin Aydın, Yıldız'ın yargılandığı davanın da bilinçli bir şekilde zamana yayılarak sürünceme haline getirildiğini söyledi.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başka Hizbullah sanıklarının da yargılandığı bir dosya olduğunu belirten Şaneşin Aydın, “Bu dosyanın sanıkları yeniden yargılamalar öncesi Hizbullah ana davasında Cihan Yıldız’la birlikte yargılanmış ve aynı eylemleri birlikte gerçekleştirdikleri sabit görülüp ceza almış sanıklar. Yeniden yargılamayı talep eden her sanıkla ilgili ayrı dosyalar açılmış ve yargılamalar farklı dosyalarda yürütüldü. Fakat mahkeme diğer sanıklara ilişkin dosyaları Mehmet Sincar davası için bekletici mesele haline getirdi. Mehmet Sincar dosyasını atıl hale getirip dosyada aktif bir yargılama yürütmedi."

4 Eylül 2023 tarihinde zaman aşımı süresinin dolmaması için etkin bir yargılama yürütülmesi gerektiğini, ancak tüm taleplerine rağmen mahkemenin esas failleri koruyucu tutumundan kaynaklı yargılamanın yalnızca bir tetikçiye indirgendiğini söyleyen Şaneşin Aydın, şunları ekledi: "Cinayet üzerinden geçen 30 yıllık süre dolduğunda, zaman aşımı söz konusu olacaktı. Tetikçi Cihan Yıldız açısından bu sürenin işlememesinin nedeni, hakkında yeniden yargılama kararı oluşudur. Bu karar zaman aşımı sürecini yeniden başlatmış oluyor. 17 Temmuz tarihli son celsede heyet dosyayı savcıya tevdii edip, esas hakkında mütalaasını hazırlaması yönünde ara karar kurdu. Fakat tabi tüm bu süreç boyunca etkili bir yargılama yapılmadığı için yalnızca bir Hizbullah üyesi etrafında yürütülen bir durum söz konusu. Dolayısıyla esas failler 30 yıl boyunca, zaman aşımı süresi dolana kadar bu şekilde korundu."