Sentas: Uluslararası toplum harekete geçmeli

Sydney UNSW Hukuk ve Adalet Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Vicki Sentas, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a özgürlük kampanyasına katılarak görüntülü bir mesaj yayınladı.

Dünyanın 74 merkezinde aynı gün başlatılan “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası büyüyerek devam ediyor. Sydney UNSW’den Dr. Vicki Sentas da yayınladığı mesajda, PKK'nin ‘terör örgütleri listesi’nde tutulmasının çözümü önünde engel olmaya devam ettiğini belirterek, bunun durması için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

Sydney UNSW Hukuk ve Adalet Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Vicki Sentas’ın mesajı şöyle: "9 Ekim, Kürt hareketinin tanınmış lideri Abdullah Öcalan'ın kaçırılmasının ve hapse atılmasının 25. yıl dönümü. Bu hukuka aykırı uluslararası teslim eyleminin Kürt halkı açısından vahim, pratik sonuçları devam ediyor. Uluslararası düzeyde gerçekleştirilen çok sayıda protesto, Abdullah Öcalan'ın onlarca yıldır devam eden silahlı çatışmanın çözümü açısından ne kadar temel bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Sayın Öcalan, 25 yıldır aşırı ve hukuksuz olağanüstü tecrit koşulları altında tutuluyor. Abdullah Öcalan son üç yıldır neredeyse tamamen tecrit altında tutuluyor, avukatları dahil dış dünyayla her türlü iletişimi yasaklanıyor. Bu, Türk hukukunun ve uluslararası hukukun sürekli ihlalidir. Tekrarlanan bu ihlaller, BM İnsan Hakları Komitesi tarafından Türkiye'ye yapılan taleplerle kabul ediliyor, ancak herhangi bir işlem yapılmıyor.

Ben de Sayın Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşmesine izin verilmesi çağrısına katılıyorum. Nihayetinde, Türkiye'nin onlarca yıldır devam eden Kürt ihtilafına adil ve demokratik bir siyasi çözüm bulunmasında rol oynamasına olanak tanıyan koşullar altında serbest bırakılmalıdır. Tarih bize çatışma çözümünün ancak tüm tarafların gerçek katılımıyla mümkün olabileceğini söylüyor. Sayın Öcalan geçmişteki barış süreçlerinin başlatılmasında önemli rol oynadı. Onun devam eden tutukluluğu, yeni bir barış süreci ihtimalinin önünde somut bir engel teşkil ediyor.

Abdullah Öcalan'ın hapishane yazıları Kürtlerin siyasi iddialarının merkezinde yer aldı; Kürtlere ayrı bir devlet kurmanın dışında taban demokrasisini geliştirmeleri için bir yol sağladılar. Sayın Öcalan'ın demokratik konfederalizm hakkındaki fikirleri, Türkiye'nin güneydoğusundan Suriye'deki Rojava'ya kadar Kurdistan'da yeni nesil feminist, çevre yanlısı öz örgütlenmeyi teşvik etti. Sayın Öcalan'ın desteklediği bu demokratik fikirler, Kürtlerin ve PKK'nin, DAİŞ’i bölgeden atmasındaki kritik rolünden sonra da uzun süre varlığını sürdürüyor.

Abdullah Öcalan'a yönelik muamele, diğer ciddi insan hakları ihlallerinin yanı sıra devam eden yargısız infazlar, işkence ve kayıplar da dahil olmak üzere Türkiye'deki Kürt halkına karşı işlenen aşırı insan hakları ihlallerini yansıtıyor. On binlerce sıradan Kürt, sıradan konuşma eylemleri veya siyasi kimlik ifadeleri nedeniyle terörizm suçlarıyla suçlanıyor. Bu, Avustralya dahil uluslararası toplumun Kürdistan İşçi Partisi'ni (PKK) de ‘terör örgütü’ olarak listelemesi ve bu listeden kaynaklanan zararların devam etmesi sayesinde mümkün oluyor. PKK'nin uluslararası alanda ‘terörist’ olarak listelenmesi, çatışmanın çözümü önünde engel olmaya devam ediyor. Bunun durması için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerekiyor."