YENİLENDİ

‘Tecride son ver eylemleri: Kaybedecek bir dakikamız bile yok

Wan, Mersin, Adana ve Mêrdîn'de gerçekleştirilen eylemlerde tecridin suç olduğu vurgulanarak, Türk Adalet Bakanı'na "Siz de adalet istiyorsanız annelerin isteklerini yerine getirin" çağrısı yapıldı.

İMRALI SOYKIRIM SİSTEMİNE KARŞI EYLEM

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük mutlak tecridin kaldırılarak, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talebiyle başlatılan eylem ve etkinlikler sürüyor.

WAN

Wan'da Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) ve tutsak yakınları "Tecride son ver" eylemi kapsamında DEM Parti Rêya Armûşê ilçe binası önünde açıklama yaptı. Eylemde "Zindanlara ses ver" pankartı taşındı.

Siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcilerinin de destek verdiği eylemde açıklama metnini TUHAY-DER yöneticisi İsmet Yakut okudu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve cezaevlerindeki tutsaklara dönük tecrit son bulmayana kadar eylemlerinde ısrar edeceklerini Yakut, “Biz her Cuma günü basın açıklaması gerçekleştiriyoruz. Hala sesimiz duyulmuş değil. 25 yıldır Sayın Abdullah Öcalan İmralı Cezaevi’nde tutuluyor. Yaklaşık 40 aydır herhangi bir görüşme sağlanamıyor. Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik bir tecrit var. Yine cezaevlerinde, tutsaklarımıza yönelik de bir tecrit hali var, bunlar derhal son bulmalı. Barış Anneleri iki defa Adalet Bakanının yanına gitti fakat bu görüşme sonucu hiçbir gelişme olmadı. Biz buradan Adalet Bakanına sesleniyoruz; siz de adalet istiyorsanız annelerin isteklerini yerine getirin. Biz bir an önce görüşmeler sağlansın istiyoruz. Tutuklu aileleri olarak çocuklarımızla görüşmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklama, “Bijî berxwedana zindanan”, “Bijî berxwedana gelê Kurd” sloganları ve 5 dakikalık oturma eylemi ile son buldu.

MERSİN 

Mersin'de tutsak yakınlarının AKP il binaları önünde, “Tecride son ver” şiarıyla başlattığı eylem 10’uncu haftasına girdi. Tutsak yakınları ile çok sayıda kişinin katıldığı eylemde, “Tecride son ver” pankartı açıldı. Eyleme katılanlar Türkçe ve Kürtçe “Tecrit insanlık suçudur” önlükleri giydi. AKP il binasına yürümeleri polislerce engellenen kitle, “Bijî berxwedana zindanan" ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları eşliğinde oturma eylemi başlattı. 

Burada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Parti İl Eşbaşkanı Reşat Aşan, AKP il binası önündeki ablukaya işaret ederek, "AKP il binası önüne gitmemizin sebebi sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması ve cezaevindeki bütün hak ihlallerine son verilmesi. Buna ilişkin eylem ve etkinliklerimiz devam ediyor. Fakat polisler AKP il binasını ablukaya almışlar. İmralı’da başlatılan ve cezaevlerine yayılan tecridi bir kez daha buradan lanetliyoruz” dedi.

ADANA

Adana'da tutsak yakınlarının “Tecride son ver” şiarıyla başlattığı eylem 10’uncu haftasını geride bıraktı. AKP Adana İl binası önünde açıklama yapmak isteyen kitleye polis izin vermedi. Polis, bina çevresini bariyerlerle kapatıp, yaya geçişini engelledi.

Polisin engelleme girişimine karşın Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Barış Anneleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEM Parti, Akdeniz  Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (AATUHAY-DER),   Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER) yöneticileri, AKP Adana binasının karşısında bulunan kaldırımda oturma eylemi gerçekleştirdi. Polis, "güvenlik" gerekçesiyle kitleye izin vermeyeceklerini, dağılmamaları durumunda müdahale edeceklerini belirtti.

DEM Parti İl Yöneticisi Yaşar Demir, polisin tutumunu kınayıp, İmralı tecridinin son bulması için burada olduklarını vurgulayarak, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü talep etti. Demir,  "Bizim tek bir sorunumuz var. Bu ülkede tecridin suç olduğunu ifade etmek için buradayız. Bu anlamıyla mevcut iktidar ve Adalet Bakanlığı'nın bu konuda kulaklarını tıkamaması ve buna cevap olması için buradayız" dedi.

Açıklama “Bijî berxwedana zindanan" sloganlarıyla sona erdi.

MÊRDÎN 

Mêrdîn’in Artuklu ilçesinde gerçekleştirilen açıklamaya tutuklu yakınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile beraber çok sayıda kişi katılırken, DEM Parti milletvekilleri Kamuran Tanhan ve Saliha Aydeniz de destek verdi.

İlk sözü Barış Anneleri ve tutsak yakınları adına Hasibe Mengirkaon aldı. Dünyanın tüm hapishanelerinin incelenmesi durumunda 5 yıldan fazla kimsenin tek başına bir hücrede tutulmadığının görüleceğini kaydeden Mengirkaon, yıllardan bu yana Abdullah Öcalan’ın ne ailesi, ne avukatları ne de dünyayla ilişki kurmasına izin verilmediğine dikkati çekti. Abdullah Öcalan’ın insanı ihtiyaçlarının dahi yerine getirilmediğini kaydeden Mengirkaon, “Abdullah Öcalan ile beraber tüm çocuklarımız tecrit altında. Bizler de onlarla beraber tecrit altındayız. Bizler çağrı yapıyoruz ama bu devlete sesimiz ulaşmıyor! Sesimiz AKP ve yöneticilerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gitmiyor! Annelerimizin sesini duymaları gerekiyor. Bizler tecridin gayri ahlaki olduğunu dile getiriyoruz. Siz isteseniz de istemeseniz de Kürt halkının direnişi devam ediyor. Abdullah Öcalan da bir halkın, bir milletin Önderidir. Bu halka saygı duymak istiyorsanız, Abdullah Öcalan'a da ona göre yaklaşacaksınız. Buradan çağrı yapıyoruz; İmralı’daki tecridi sona erdirin. Bu topraklara huzur gelsin, özgürlük gelsin, barış gelsin, birlikte yaşayalım bu ülkede” diye konuştu. 

TANHAN: TECRİT KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL 

DEM Parti milletvekili Kamuran Tanhan da, yüz yıldır devletin politikasının inkar ve asimilasyon politikası şeklinde devam ettiğini dile getirerek, “100 yıldır bu ülkede, bu topraklarda binlerce insan katledildi, yaşamını yitirdi. Milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi. Köyler boşaltıldı, adeta bir soykırım yaşatıldı. 100 yıllık bir problemde güvenlik politikaları ile sonuç alınmayacağını iktidar ve devletin yetkilileri biliyor” dedi. 2013-2015 yılları arasında Öcalan ile yapılan görüşmeler sonucunda başlatılan “Demokratik çözüm Süreci”nde özgürlük ve eşitlikler anlamında önemli kazanımlar elde edildiğini hatırlatan Tanhan, “Devlet yetkilileri ve iktidar yetkililerinin de Kürt sorununda baş müzakereci ve muhatap olarak gördüğü ve öyle olan Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit kabul edilebilir bir durum değildir” dedi. 

‘KAYBEDECEK BİR DAKİKAMIZ YOK’

Abdullah Öcalan şahsında bir halka, bir ulusa tecrit uygulandığını kaydeden Tanhan, Kürtlerin talebinin ulusal ve uluslararası hukuka uygun olduğunu belirterek, yetkililere şu çağrıda bulundu: “Sayın Öcalan bu ülkede Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için bir şans. Her geçen gün bu ülkede gözyaşı ve kan akıyor. Dolayısıyla bu gözyaşının akmaması, bu kanın akmaması Abdullah Öcalan ile 2015 yılında bitirilen müzakerelere yeniden başlanılması ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için iradesinin esas alınması gerekir. Kaybedecek bir dakikamız bile yok.”

Ardından sloganlar eşliğinde oturma eylemi gerçekleştirildi.