TEV-ÇAND: Yeminli Kürt düşmanlarına karşı birleşelim

İşgalci Türk devletinin saldırıları ve KDP ihanetine tepki gösteren TEV-ÇAND Avrupa, "Yeminli Kürt düşmanlarına karşı birleşelim, aktif direnişe geçelim" dedi.

TEV-ÇAND Avrupa, işgalci Türk devletinin saldırıları ve KDP ihanetine karşı yazılı açıklamada bulundu.

"Kucaklaşarak Yeminli Kürt Düşmanlığı Yapan Soykırımcı Sisteme Karşı Birleşelim" başlıklı açıklamada, "24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile Kürt halkı üzerinde başlatılan fiziki ve kültürel soykırım politikaları yüzüncü yılını geride bırakırken bugün bu politika özel savaşın her türlü insanlık dışı uygulamaları ile devam etmektedir. Bu soykırım uygulamalarına karşı Önder APO etrafında gelişen Kürt özgürlük hareketinin 50 yıllık destansı mücadele geçmişi de İngiltere, Fransa ve Türkiye’nin yüzyıl önce Lozan’da başlattığı soykırımcı politikalarını yine Lozan’da boşa çıkardığını tüm dünyaya göstermiştir" denildi.

'KDP ROLÜYLE KÜRT DEĞERLERİ HEDEF ALINIYOR'

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:

"Soykırım antlaşmasının yüzüncü yıl dönümünde işbirlikçi, ihanetçi çizgide ısrar eden KDP dışında, özgürlük talebi ile 'em hene û livirin' diyen tüm Kurdistanî örgüt, kurum ve şahsiyetler Lozan konferansında buluşmuştur. Lozan’da yapılan Kürt konferansı ile Kürtler, bütün soykırım saldırılarına karşı bir ve birlik olduklarını göstererek, demokratik siyasi statülerini haykırmıştır. Dünyanın birçok yerinde Kürt halkının bu haklı talepleri, aydınlar, sanatçılar, siyasetçiler, bilim insanları, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve daha listesini uzatabileceğimiz, demokratik toplumun tüm duyarlı kesimleri tarafından güçlü bir şekilde destek bulmuştur.

 AKP-MHP faşizmi de Cumhuriyetin yüzüncü yılında Kürt soykırımını tamamlamak için dünyanın her tarafından destek istemektedir. Bunun için ülkenin bütün maddi ve manevi zenginliklerini, doğasını ve toplumunu talan etmekten de geri durmamaktadır. Kimyasal silahları da kullanarak, her türlü hukuk ve ahlak dışı yol ve yönteme başvurarak Kürt halkının özgürlük değerlerine saldırmaktadır. Bu uğurda Kürdün işbirlikçi-ihanetçi kesimlerinden de faydalanarak, tarih boyunca bu kesimlere oynattığı uğursuz rolü, bugün bir kez daha KDP yetkilileri eliyle, yeniden daha kötü bir biçimde oynatma çabası içindedir. KDP yetkilileri de bu yeminli Kürt düşmanlarını kırmızı halılar ile karşılayıp kucaklayarak, kendi çıkarları uğruna her türlü desteği sunmaktan geri durmamaktadır. Hatta KDP bu desteğini bir adım daha ilerleterek, Türk devletinin Zap, Avaşin ve Metina başta olmak üzere tüm medya savunma alanlarına ve Rojava'ya dönük geliştirdiği saldırılara da ortak olmuş, fiilen savaşa katılma aşamasına gelmiştir. Böylesi bir çatışma ortamının Kürtlerin çatışan taraflarına zarar vermekten başka bir sonuç vermeyeceği ortadadır.
Şimdiye kadar Kürt özgürlük hareketi, KDP’nin her türlü provokatif girişimine rağmen bu çatışmalı durumun yaşanmaması için sürekli duyarlı yaklaşmış, açıklamalarda bulunmuş, Kürt halkının ulusal çıkarlar etrafında birleşmesinin yollarını aralayan çağrılar yapmıştır. Bu açıklamalar duyarlı demokratik tüm çevreler de destek vermiştir. Ancak KDP tüm bu duyarlı yaklaşım ve çağrıları görmezden gelerek Türk devletiyle geliştirdiği kirli ilişkilerine devam etmektedir. Bunun en son örneklerinden biri de 5 Ağustos'ta MİT ve KDP istihbaratının birlikte geliştirdiği bir saldırı sonucunda Maku doğumlu İsmail Por'un (Çiya Agirî) şehit edilmesi olmuştur. Mesud Barzani Ailesi ve KDP’sinin Kurdistan’ın dört bir yanında bu tür provokatif komplocu saldırıları sonucunda birçok özgürlük savaşçısı şehit edilmiş, birçoğu da yaralanmıştır. KDP bugün bu tutumunu bir adım daha ileri götürerek, Ali Avni isimli yöneticisinin açıklamalarıyla bir kez daha resmen soykırımcı AKP-MHP faşizmine destek vermiş, özgürlük gerillaları ve yöneticilerine yönelik hava saldırılarının yapılması için Türk devletine medya üzerinden açıkça çağrıda bulunmuştur.

Bu tutumuyla KDP yöneticileri ve Mesud Barzani Ailesi, dar aile çıkarlarını ve iktidarlarını tamamen Türk devletine endeksleyerek, Kurdistan halkına karşı düşman politikası izlemektedir. Başûrê Kurdistan'ın ovasını, dağını, taşını neredeyse her tarafını Türk devletinin askeri işgaline açmıştır. Elbette bu tür uygulama ve açıklamaları yapan hiçbir parti ve şahsiyetin Kürt halkının haklı davası ile hiçbir şekilde ilgilerinin olmayacağı açıktır. O nedenle Kurdistan’ın tüm aydın ve sanatçılarının da Kürt halkının haklı özgürlük talepleri ile birlikte tarihsel ve toplumsal görevlerini yerine getirerek, KDP'nin bu düşmanca politikalarına karşı 'artık yeter' diyerek, tavır alıp her yerde harekete geçmesi kaçınılmaz olmuştur.

Kürt halkının bütün kültürel değer yargılarına karşı, Türk devletinin, yüz yıldır hiçbir ahlaki kural tanımadan geliştirdiği kültürel soykırım saldırılar ve KDP eliyle geliştirilen kanlı komplolar görülmeden, bu uygulamalara karşı aktif tavır almadan, Kürt halkı üzerinde uygulanan bu toplum kırım politikalarının son bulması mümkün değildir. Çünkü doğru ve haklı şeyler söylemek ve bunları talep etmek, soykırım politikalarını sona erdirmek için yetmemektedir. Haklı talepleri elde edebilmek için, bulunduğumuz her yerde son derece planlı ve örgütlü bir şekilde sürekli çalışarak mücadele etmek gerekir. Kaybedilen, yok edilen, yitirilen her şey ancak çalışarak ve mücadele ederek kazanılır. Bu mücadele de Kurdistan özgürlük mücadelesine dayanırsa başarılı olabilir. Faşist-soykırımcı düşman da bu gerçeği bildiği için, Barzani Ailesi'nin bugünkü yöneticilerini de evlerinde kucaklayarak yanına alıp, tüm gücüyle, Kurdistan’daki örgütlü mücadele güçlerine, Önder Apo’ya, özgürlük gerillasına ve halka yönelik, hiçbir hukuki ve ahlaki kural tanımadan yüzyılın en ağır ve vahşi soykırım saldırısını yürütmektedir.

 'AKTİF ROL ALARAK DİRENECEĞİZ'

Tüm bu toplum kırım uygulamalarına karşı TEV-ÇAND olarak, başta Kurdistan toplumunun özgür düşünen aydın ve sanatçıları ile birlikte, Kürt halkının direnen, onurlu, özgür emekçi halkının yanında yer alarak, başta soykırımcı faşist Türk devleti ve tüm ihanetçi işbirlikçi güçlere karşı demokratik mücadelede aktif rol alacağımızı belirtiyoruz. Bu temelde özgürlükten yana olan bütün aydın ve sanatçıları, Kürtlerin tek umudu olan Önder Apo’ya, Özgürlük Hareketi ve gerillasına sahip çıkmaya, yeminli Kürt düşmanlarıyla kucaklaşan işbirlikçi-ihanetçi çizgiye karşı, her yerde ulusal değerler etrafında birleşerek, her türlü haksızlıktan hesap sormak için aktif mücadeleye çağırıyoruz."