“Kayyum siyaseti iktidara kaybettiriyor. 2016’da atanan kayyumlara 2019’da cevap verildi. 2019’da atanan kayyumlara 2024’te cevap verildi. 2024 ve 2025 yılında atanan kayyumlar iktidara daha büyük bir bedel ödetecek” diyen Halkların Demokratik Partisi (DEM Parti) Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, demokrasinin sadece seçimle gelmeyeceğini, toplumsal muhalefetin çok daha fazla yan yana durması gerektiğini kaydetti.

Son olarak DEM Partili Qers’in Qaxizman ilçe belediyesi sömürgeci kayyum tarafından gasp edildi.

Halkların Demokratik Partisi (DEM Parti) Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki ANF’nin sorularını yanıtladı.

AKP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde, ilk kez birinci parti olma unvanını kaybettiğine vurgu yapan Tiryaki, daha öncesinde DEM Parti’nin izlediği politikayla 2019 seçimlerinde İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Bursa ve Mersin gibi büyükşehirleri de kaybettiğine dikkat çekti. AKP’ye kaybettiren politikanın muhalefetin ortak siyaseti olduğunu belirten Rüştü Tiryaki, seçimden hemen sonra Wan belediyesinin gasp edilmek istendiğini ve halkın direnişiyle gasp girişimin engellendiğini fakat iktidarın kayyum siyasetine devam ederek, kent uzlaşısıyla kazanılan belediyeler dahil olmak üzere il ve ilçe belediyelerine kayyum atadığını hatırlattı. İktidarın amacını sorduğumuz Tiryaki, kayyum siyaseti iktidara kaybettiriyor ve buna dayanak olarak da 2016’da atanan kayyumlara 2019’da cevap verildiğini, 2019’da atanan kayyumlara 2024’te cevap verildiğini söyledi. Tiryaki, 2024 ve 2025 yılında atanan kayyumların iktidara daha büyük kaybettireceği ve iktidarın büyük bir bedel ödeyeceği öngörüsünde bulundu.

‘SADECE SEÇİMLE BİR ÜLKEYE DEMOKRASİ GETİREMEZSİNİZ’

Kayyumlar eliyle halkın iradesinin gasp edilmesine sadece seçim ve sandık yoluyla cevap vermenin yeterli olmayacağı görüşünü paylaşan Tiryaki, “Elbetle sadece seçimlere katılarak bir ülkeye demokrasi getiremiyorsunuz. Demokrasi aynı zamanda bir mücadeledir. Maalesef bu konuda çok iyi bir yerde durduğumuzu söylemek mümkün değil. Cevabı sandıkta vermeyi tercih eden bir halk kitlesi olduğunu görüyoruz” diye konuştu. Fakat kayyumlara karşı her yerde direnişin de sürdüğünü hatırlatan Tiryaki, tüm toplumsal kesimlerin iktidarın haksız ve hukuksuz politikalarına karşı ‘hayır’ diyenlerin arttığını, dolayısıyla bu politikalara karşı bir sessizlik olmadığını belirtti. Henüz toplumsal mücadele ile kayyum politikalarında geri adım attıramadıklarını ekledi.

‘İKTİDAR ZOR AYGITI İLE İSTEDİĞİNİ YAPTIRMAK İSTİYOR’

Tiryaki, AKP ile MHP arasında sürece dair bir yaklaşımın olduğu yönündeki değerlendirmeleri hatırlatarak şöyle konuştu: “Fakat işin bir başka ölçüsü daha var. Siyasi iktidarın biraz da bu süreci zorlayarak, tehdit ederek, baskı altına alarak istediğini yaptırma yaklaşımı var. Ama buradaki en önemli soru ve sorun şu; dünya örneklerinde görüyoruz ki, barışın toplumsallaşması çok önemli. Barış süreçlerinin toplum tarafından kabullenilip, kabul görmesi çok önemli.”

‘İKTİDARIN UYGULAMALARI TOPLUMDA KUŞKU YARATIYOR’

İktidarın söz konusu uygulamaları sebebiyle, toplumun süreç tartışmalarına kuşku ile yaklaştığını belirten Tiryaki, halkın tutumunu “Kuşkudan kastettiğim şu; toplum böyle bir gelişmenin olabileceğine inanmıyor. Siyasi iktidarın adım atabileceğine inanmıyor. Halkımız bize ‘Biz AKP’ye inanmıyoruz, siz niye inanıyorsunuz?’ diye soruyor. Kayyum atıyorlar, bir yandan Kürtlerin yaşadığı coğrafyayı bombalıyorlar, Kürtlerin kazanımlarına saldırıyorlar, tutuklama ve gözaltılar yapıyorlar. Bu koşullar altında bu siyasi iktidarın gerçekten Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmesi mümkün görünmüyor” diye konuştu. İktidarın mevcut tutumunu ‘iki yüzlü siyaset’ olarak nitelendiren Rüştü Tiryaki, çözümden bahseden iktidarın olumlu adım atmıyorsa bile olumsuz adım atmaması gerekliliğine dikkat çekti.

‘İKTİDAR MUHALEFETİ SÜREÇ TARTIŞMALARININ DIŞINA ÇEKMEK İSTİYOR’

DEM Parti’yi merkezine alan ve AKP’li olmayan tüm kesimlere yayılan saldırı ve baskıları hatırlatan Tiryaki, muhalefet partileri arasındaki yakınlaşmanın iktidarın hedefi olduğunu ifade etti, iktidarın muhalefeti sindirmek istediğini söyledi.

DEM Parti dışındaki muhalefetin süreç tartışmalarına dönük olumlu yaklaşımı sonrası bu saldırıların arttığını ve AKP’nin bu saldırılarla CHP’yi bu tartışmaların dışına çektiğini sorduğumuz Tiryaki, “Siyasi iktidarın amacı bu olabilir. Haklısınız, fakat pratik olarak gerçekten böyle bir sonuç doğurduğu konusunda emin değilim. Bunu söylemekte yarar var. Fakat siyasi iktidar muhalefetin bu konuda daha aktif, daha belirleyici olmasını engelledi mi? ‘Bu da tartışmaya açık bir konu’ demek mümkün. Elbette siyasi iktidarın amaçlarından bir tanesi de buydu. Çünkü muhtemel bir çözüm sürecinde muhalefetin aktif olarak yer alması, siyasi iktidarı zorlayabilirdi. Bu konuda siyasi iktidarın attığı adımların amaçlarından bir tanesini, ana muhalefet partisini ve muhalefet partilerini etkili olmaktan uzaklaştırmaya çalışmak olduğunu söylemek elbette mümkün. Ama başarıya ulaştığından emin değilim” diye konuştu.

Tiryaki, AKP’nin kaybetmeye doğru gittiğini, bu yüzden kendi hikayesini yazmak ve topluma bir gelecek vaat etmek yerine muhalefet partilerinin içine oynamayı tercih ettiğini söyledi.

‘MUHALEFET ORTAK HAREKET ETMELİ’

Muhalefetin ortak tutumunun güçlenerek devam etmesi gerektiğini söyleyen Mehmet Rüştü Tiryaki, “Uzunca süredir attığımız ‘Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz’ sloganı var. İktidarın saldırılarına karşı muhalefetin birlikte durması dışında bir seçenek yok” diye konuştu. Türkiye’de demokrasinin kırıntılarının kaldığını ifade eden Tiryaki, kayyum politikalarına karşı muhalefetin ortak tutumunun sürdürülmesinin önemine atıfta bulundu.

Muhalefet kesimlerini iktidarın saldırgan politikalarına karşı dikkatli olmaya çağıran Tiryaki, “Bize karşı saldırıları zaten para etmiyor. Bunu herkes görüyor. Bütün gözaltılara, tutuklamalara, saldırılara, kayyumlara rağmen Kürt halkı dimdik ayakta mücadele etmeye devam ediyor. Sokaklarda tepki göstermeye devam ediyor ve emin olun dostlarını artırıyor. AKP'nin ve siyasi iktidarın her geçen gün muhalefet edeni arttığı halde partimizin ve halkımızın ülke içinde ve bütün dünyada dostlarını arttırıyor” değerlendirmesinde bulundu.