Tişrîn direnişinin her aşaması, direnişçilerin hayatına dokunan destanlarla şekilleniyor. Şu an, QSD-YPJ savaşçılarının direnişinin canlı bir tanığıyım. Bu, tarihi bir an olduğu için bu destanları ve savaşçıların direniş öykülerini anlatmam gerektiğini hissediyorum.
Evet, bir grup QSD-YPJ savaşçısı, direnişin tünellerinde beraberlerdi. Son zamanlardaki bu direniş günlerinde, birbirlerine bu zorlu mücadeleleri anlatıyorlar. Ben de o savaşçıları izliyor ve dinliyorum. Savaşçılar arasında geçen sohbetlerden, çetelerle yoğun bir çatışma içinde olduklarını anlamak mümkün. O günler çetin geçmiş. Ancak burada dikkat çeken, savaşçılar birbirlerine çatışma ve direniş günlerini anlatırken gözlerindeki direnmenin ve savaşmanın verdiği heyecanı, mutluluğu görebiliyorsunuz. O anın heyecanı ve adrenalini ağızlarından çıkan kelimelere yansıyor. Aynı zamanda, sohbetlerinde ve tartışmalarında, “düşmana karşı nasıl bir strateji geliştirebiliriz” diye de yoğunlaşıyor ve öneriler sunuyorlar.

Savaşçıların direnişinde bu husus, artık daha açık bir şekilde gözlemleniyor. Ne olursa olsun her bir savaşçı, halkın devrimci mücadelesinin stratejisiyle, farklılıkları ve taktiksel zenginlikleriyle, tecrübeleriyle bu direnişe katkıda bulunuyor. Bu durum, savaşçıların kendi yaşamlarında savaşın amacına ve tarihsel hedeflerine odaklanarak nasıl bir strateji geliştirdiklerini net bir şekilde gösteriyor. Savaşçılar, yalnızca fiziksel bir mücadelenin içinde değil, aynı zamanda tarihsel bir misyonu gerçekleştirmek için de kararlı bir şekilde hareket ediyor. Onların bu stratejik yaklaşımı sadece savaşın değil, aynı zamanda özgürlük ve adaletin gerçekleşmesi için de kritik bir rol oynuyor. Kendilerini bu odak noktasına kilitlemişler.
Savaşçıların sohbetlerini dinlerken, onların cesaretleri, kararlılıkları ve azimleri beni de motive ediyor ve etkileniyorum. QSD-YPJ savaşçıları, zorluklar ve düşman çetelerinin saldırıları karşısında her engeli aşarak direnişlerini sürdürüyor. Bu direniş ve savaşçıların kararlılığı, umudu ve inancı gösteriyor. Bu yüzden savaşçıların direnişi, azim ve kararlılıkla tarihi bir evreye ulaşma amacı taşıyor.

Savaşçılar, o gün ağır geçen bir mücadelenin ardından dinlenmeye çekildi ve şimdi birbirleriyle anılarını, deneyimlerini paylaşıyorlar. Çetelerin, işgalci Türk devletinin savaş ve keşif uçakları desteğine rağmen, savaşçıların direnişi karşısında güçlerinin yetmediğini söylüyorlar. Türk işgalci ordusu dağılmış ve geri çekilmek zorunda kalmış. Bu, savaşçılar için büyük bir moral kaynağı ve onları daha da motive eden bir durum oldu. Zorlu şartlar altında, direniş tünellerinde savaşçılar için fırsatlar oldukça sınırlı; küçük bir tüp var. Savaşçılar, kahve yapmak için çareler arıyor. Ama kahve cezvesi yok, hatta bulmak neredeyse imkânsız. Bu yüzden savaşçılar, mevcut imkanlarla zor da olsa kahvelerini buldukları herhangi bir şeyde hazırlıyorlar. Ben de onları izliyorum. Yaşamın güzel ve anlamlı bir anı olarak ortaya çıkıyor. Küçük bir tüpün üstüne yerleştirilen kahve, bir süre sonra tüpten çıkan buharla karışıp bir kahve kokusu yayıyor ve bir süre sonra da köpükleniyor. Savaşçılar, özellikle çetelerin geri püskürtüldüğü günlerde kahvelerini içiyorlar. Ben ilk defa kahve içmenin bu denli keyif verdiğine tanık oldum. Bu yüzden ben de kendimi tutamayıp bir fotoğraf çektim. Kesinlikle çok özel bir andı.

Bu kahve anısı örneğini anlatmamın bir sebebi var. Neden? Savaş ve mücadelede anlamlı ve derin bir söz vardır: “İnsan yaşamında nasılsa savaşta da öyledir.” İnsanın duruşu, fikri, pratikleri, karakter özellikleri yaşamın içinde nasılsa, savaş alanına da tesir ediyor. Yani, bireyin yaşam tarzı ve kişiliği, kriz anlarında ya da savaş gibi aşırı durumlarda da kendini gösteriyor.
Kahve hazırlığı için savaşçılar çok çaba harcadı ve ellerinden geleni yaptı. Tişrîn direniş tünellerinde kahve bulmak hiç de kolay değildi. Bir tarafta savaşçılar, küçük bir tüpü tünelin içine taşıdı, diğer tarafta ise bir kadın savaşçı kahve getirdi. Cezve olmadığı için bir lalîk (şişe) kullanıldı. Nihayetinde iyi bir sonuç ortaya çıktı. QSD-YPJ savaşçıları, savaşta da bu şekilde hareket ederler. Yani savaşçıların direnişi de oldukça çeşitli ve güçlüdür. Örneğin, bir tünelin bir tarafından Türk askerlerinin çeteleri saldırmaya başlamadan önce, manevra yaparak diğer tünelin diğer tarafından onlara saldırırlar. Bir silah kullanırlar, etkili olmazsa başka bir yöntemle devam ederler. Sonuçta savaşçılar, hedeflerine ulaşana kadar ellerinden geleni yaparlar. Onların savaşla iç içe geçmiş yaşam tarzları, güçlerini birleştirerek bir bütün oluşturuyor. Bu yüzden QSD-YPJ savaşçıları, Tişrîn direniş tünellerinde başarılı olmuşlardır.