Tülay Hatimoğulları: Görüşme yetmez, İmralı’nın kapıları açılmalı

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “İmralı kapıları açılmalıdır, Sayın Öcalan’ın sadece Türkiye barışı değil bütün Ortadoğu barışı için de çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerekir” çağrısında bulundu.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 12 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştireceği 7’nci Olağan Kongresi için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Amed’de kitlesel halk toplantısı gerçekleştirdi. Toplantı halaylarla başladı. 

Sık sık “Bijî Serok Apo” sloganlarının atıldığı toplantıya çok sayıda siyasi ve sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldı. 

TÜM SALDIRILARA RAĞMEN KÜRT KADINLARI DURMADI

Toplantıda bir konuşma yapan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti ) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Paris ve Şirnex’te katledilen kadın devrimci ve aktivistleri andı. 

Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ı anaan Tülay Hatimoğulları,  “Kürt kadınlar, devletin faşist otoriter rejiminin her daim hedefi oldu. Kadın hareketini bitirmeye dönük sayısız operasyonlar gerçekleştirdiler. Ama kadınlar durmadı, Kürt kadınlar Türkiye kadın hareketiyle birlikte güçlü bir mücadele yürüterek; ‘jin, jiyan, azadî’ şiarını bütün dünyaya hep birlikte mal etmeyi başardı.” dedi. 

Tülay Hatimoğulları, katledilen Amed Baro eski Başkanı Tahir Elçi davasında yargılanan polislere verilen beraat kararının onanmasına da tepki gösterdi. 

DEM Parti Eş Genel Başkanı, “O katiller hakkında alınan kararları asla kabul etmiyoruz. Tahir Elçi’lere sıkılan kurşun barışa sıkılan bir kurşundur ve sizlerin huzurunda sevgili Tahir Elçi nezdinde barış mücadelesinde yitirdiğimiz bütün yoldaşlarımızı, canlarımızı saygıyla anıyorum” dedi. 

KOBANÊ DÜŞMEDİ, DÜŞMEYECEK!

İşgalci Türk devletinin Rojava’ya dönük saldırılarını hatırlatan Tülay Hatimoğulları, şunları ifade etti: “Bütün dünya izliyor. Bu sadece Ortadoğu’yu değil tüm dünyayı etkileyen gelişmelerdir.  Orada rejim değiştikten sonra bir demokrasi gelmedi. Beterin beterini yaşıyoruz. Başta Kuzey ve Doğu Suriye, Rojava toprakları Türkiye imalatı olan SMO tarafından ve onların beslemesi çeteler tarafından birçok operasyona maruz kalıyor. Şimdi ‘Kobanê düştü düşecek’ diyenlerin bir kez daha iştahları kabardı. Kobanê’yi düşürmek için de ellerinden geleni yapıyorlar. Ama Kobanê halkı IŞİD’in barbarlığına karşı geçmiş dönemde nasıl mücadele ettiyse şimdi de mücadele ediyor. Kobanê düşmedi, düşmeyecek. Bu da onu düşürmek isteyenlere ders olsun.

ÖZERK YÖNETİM RESMİ STATÜYE KAVUŞMALI

Suriye için çözüm modelinin Rojava öncülüğündeki demokratik özerk yönetim olduğunun altını çizen Tülay Hatimoğulları, “Özellikle Rojava’da kurulmuş olan Özerk  Yönetim’in resmi bir statüye kavuşması için mücadelemizi daha çok yükseltmeliyiz. Biliyoruz ki; Suriye’deki tek çare Kürt halkı başta olmak üzere oradaki yaşayan bütün farklı halkların ve inançların temsiliyetini sağlayan demokratik bir Suriye’nin inşası dışında bir seçenek yoktur. Bu seçeneğin içinde de Rojava modeli hayata geçmiş bir modeldir ve bütün Ortadoğu'ya ve dünyaya örnek olmuştur. Bu modelin hayata geçerek resmileşmesinin elzem olduğunu altını çiziyoruz. Elbette bu gelişmeler sadece Suriye ve Rojava’da değil. 4 parça Kürdistanı etkileyen çok önemli gelişmeler oluyor. Dört parça Kürdistan’ın bulunduğu dört devlete buradan sesleniyoruz; demokratikleşme sağlanmadığı sürece emperyalist güçlerin bölgede oyun kurmasının önünü açmış olursunuz. O nedenle Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Umut ediyoruz ki bu ülkeler ne demek istediğimizi iyi anlar ve buna uygun bir biçimde ciddi şekilde yol alırlar.” şeklinde konuştu.

İMRALI’NIN KAPILARI AÇILMALI

DEM Parti Heyetinin İmralı’da tecrit altındaki Önder Apo’yu ziyaret ettiğini hatırlatan Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın heyetimize söylediği bir iki noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. 7 maddelik açıklamayı yaptık onları elbette izlediniz. Sayın Öcalan şunu söylüyor; ‘Suriye’deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir. Filistin’deki Gazze’deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir. Bugün emperyalist güçlerin bölgede oynamak istediği oyunlara baktığımızda; Türkiye Kürdistanı’nı da diğer bölgeleri de her yeri Gazze’ye çevirmek istiyorlar. O nedenle Kürt sorunu çözülmelidir. Bu nedenle onurlu bir barışa imza atılmalıdır’ diyor. Bizler de bu sözlerin arkasındayız. Bir şey daha iletti bizler de elçi olarak onu sizlere iletmek isteriz. ‘Dışarıda onurlu halkımıza, mücadeleden asla vazgeçmeyen İmralı kapılarının açılmasına vesile olan değerli halkımıza selam ve sevgilerimi iletiyorum’ dedi. Kürt halkı 40 yılı aşkın devam eden saldırılara, savaşa ve çatışmalara rağmen 4 parça Kürdistan’da varlık mücadelesini sürdürdü, mücadelesini büyüttü. Şimdi Özerk Yönetim’ini Rojava’da oluşturabilecek seviyeye geldiyse; burada Kürt halkının çok önemli bir başarısı vardır. Tarihsel bir kırılma anından geçiyoruz. Bu tarihsel kırılmada ya pozitif bir şekilde kırılma gerçekleşecek ve barışı inşa edeceğiz ya da negatif yönde kırılmalar gerçekleşecek ve her yer Gazze olacak. O nedenle devlet aklına biz buradan seslenmek istiyoruz; İmralı’da gerçekleşen bu görüşme yetmez, İmralı kapıları açılmalıdır, Sayın Öcalan’ın sadece Türkiye barışı değil bütün Ortadoğu barışı için de çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerekir. Burada Kürdistan’ın kalbinden Amed’ten halkın iradesini temsil eden bu salondan bizler hep birlikte İmralı’ya selamlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz.”