Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Amed’de partisinin il ve ilçe örgütleriyle toplandı.
“Kazanmak için yeniden HEDEP” pankartının dikkat çektiği buluşmada gündeme dair konuşan Tuncer Bakırhan, özellikle kayyım politikası ve yeninden harekete geçirilen paramiliter yapılara dikkat çekti.
BU COĞRAFYANIN HER DAKİKASI ÖNEMLİ
“Kayyımları bir kez daha göndereceğiz” diyen Bakırhan, şöyle devam etti:
“Yaşadığımız coğrafyanın her dakikası, her saniyesi çok önemlidir. Emperyalist ülkelerin, bölgesel güçlerin, sömürgeci ülkelerin ilgisini çeken, politikaların uygulandığı bir laboratuvar gibi. Böylesi bir coğrafyada biz Kürtlerde, her zaman daha örgütlü, bizi yok sayan bu sistemlere karşı örgütlülüğümüzü korumakla karşı karşıyayız. Bazen sayısal olarak çok olmak, haklı olmak, kazanmak anlamına gelmiyor. Öyle olsaydı dünyada yaşayan milyonlarca Kürt’ün statüsü olması gerekiyordu. Demek ki öyle olmuyor. Demek ki bizler örgütlü olmalıyız.
KÜRTLER HER ZAMAN MAZLUM HALKLARIN YANINDADIR
Dilimizi, kimliğimizi sadece yok saymıyorlar, aynı zamanda değerlerimizle, gençlerimizin geleceği ile oynuyorlar. Çok pervasızca siyasetlerini Amed başta olmak üzere Kurdistan’da harekete geçiriyorlar. Halklarımızın acısını omuzlarında birinci derecede hisseden ve yönetimlerimizde yer alan arkadaşlarımızın çabasını biliyorum. Daha fazla insana ulaşmamız gerekiyor. Bu sisteme karşı her Kürdü, insanı kazanmak gibi çabamız olması gerektiğini söylüyorum. Bu tekçi, Türkçü anlayışa bizi mahkûm etmek isteyecekler. Siz de şahitsiniz Filistin için gözyaşı dökenler, söz konusu Kürtler olunca ceberut anlayışından vazgeçmiyorlar. Gazze halkı, Filistin halkı ile birlikteyiz. Kürtler her zaman mazlum halkların yanındadır. Ama Amed’de Filistin halkı için döktükleri timsah gözyaşlarını, oradaki çocukların katledilmesini başarı gibi sunan sistem Kürt karşıtıdır, bu sistemin ne dinle, ne inançla ne de insanlıkla alakası olmadığını ifade etmek istiyorum. Bu coğrafyanın başkentinde bir arada olmak üzerimize sorumluluk yüklüyor. Yeniden yapılandığımız, örgütlendiğimiz bu süreçte bunları teşhir ederek başarıya ulaşacağımızdan eminiz.
Dün hep beraber izledik. Ermeniler sadece soykırıma uğramadı. Geriye kalan Ermeniler yaşamaya çalıştı. Hrant Dink katledildi, onu katleden şahıs dün serbest bırakıldı. Selahattin Demirtaş fikirlerinden, Selçuk Mızraklı kayyım icraatlarını söylediği için içerde, Gültan Kışanak içeride ama Hrant Dink’i katleden elini kolunu sallayarak çıktı. Demokrasi ve gerçek hukukun bu topraklarda olması için elimizden geleni yapacağız.
CHP LİDERİNE TEPKİ
CHP’de bir kongre süreci başladı. Ama takip ediyoruz, çok bir şey değişmeyecek gibi. Bu devletçi kodlarla, bu ulusalcı milliyetçi anlayış devam ettiği müddetçe isimlerin değişmesinin bir anlam ifade etmediğine şahit olduk. CHP Genel Başkanı Kürt halkının iradesini, milyonlarca insanın irade olarak gördüğü Sayın Öcalan hakkındaki ifadeleri kabul etmiyoruz. Bu meseleyi çözmek iddiasında olan bir partinin genel başkanı Kürtleri karşı karşıya getirerek, karşılaştırma yapması ne etiktir ne ahlakidir ne de siyasete bir katkı sunar. Kendi içlerine baksınlar, adaletsizliği dile getirsinler. Bu ceberut sistem karşısında sokaklara çıksınlar, dirensinler. Bu ayrıştırıcı dili terk etsinler. Bir kez daha bu konuşmayı eleştiriyoruz, Kürtler üzerinden bir kavga yürütülmesini, Kürt aktörlerin karşılaştırılmasını doğru bulmadığımızı belirtmek istiyoruz.
PARAMİLİTER UYARISI
Katlederek sistem kazanamadı, ‘şahin–güvercin’ ile ayrıştırarak kazanamadı. Şimdi daha kirli yöntemlerle bu demokratik, hak arayan, barış arayan zemini, geçmişteki paramiliter güçleri kullanarak kazanmak istiyor. Keşke dediğimiz anlayış yurtsever olsaydı, tamamen coğrafyamızda bu topraklarla uyumlu olmayan, halkımızın talepleriyle uyumlu olmayan, onları savunmayan, Kürtler için, Kürtlük için, Kurdistan için tek laf etmeyen, Rojava’daki katliamlara dur demeyen, Filistin’i de ağzından düşürmeyen bu paramiliter, devlet odaklı güçler karşısında da siz arkadaşlarımızı bir kez daha uyarmak istiyorum. Bu topraklar, bu coğrafya bizim, emek veren biz. Dilimiz, kültürümüz için defalarca ayağa kalkan, idam edilmemize, hapsedilmemize rağmen yine bundan vazgeçmeyen bizlerin, sistemin bu topraklara ektiği bu güçlerine karşı duyarlı olmalıyız.
Biz sokaklarda olmalıyız, sıkmadık el bırakmamamız gerekiyor. Bizim mahallelerde, sokaklarda olmamız gerekiyor. Özümüzde bizi var eden, halkla iç içe siyasetimizi, yeni dönemde daha fazla örgütlememiz gerekiyor. Bizim olmadığımız yeri bu Kürt karşıtları dolduruyor. Parti yöneticisi arkadaşlarımız, bu tehlikeli anlayışla daha fazla mücadele etmesini belirtmek istiyorum.
KAYYIM SEVİCİLERE UYARI
Başta Amed olmak üzere bu kentler kayyımlarla yönetiliyordu, buna da son vermemiz gerekiyor. Toplum içerisinde tekrar kayyım atanacak propagandasını yaymak istiyorlar. Kayyım atanan belediyeleri ve daha fazlasını alacağız. İktidar ve onun küçük ortağına seslenmek istiyorum; bu halkın canıyla kanıyla elde ettiği mevzileri gerekirse, canımızı siper ederek kayyımların Kürt halkın iradesini ele geçirmesine izin vermeyeceğiz. Buradan iktidarı ve kayyım sevicileri uyarmak istiyorum.
Yapmış olduğumuz toplantılarda sizin eleştiri ve önerilerinizle yeniden örgütlendik. Partimiz daha genç, dinamik arkadaşlarımızla birlikte bu yeni süreci karşılamaya çalışacağız. Bu toplantımızın amacı da yeni süreçteki politik hattımızı netleştirmek ve önümüzdeki eylem ve etkinliklerin güçlü geçmesini sağlamaktır.
AHMET KAYA VE SEYİT RIZA’YI ANDI
Ahmet Kaya’nın ölüm yıl dönümü onu da anmak istiyorum. Kürtlere bu topraklarda ya ölümü ya sürgünü ya cezaevini gösteren sistemi kınıyorum. Bu sistemi mücadelemizle bir gün kıracağımızı belirtmek istiyorum. Seyit Rıza’nın da ölüm yıldönümüydü onu da anıyorum. Seyit Rıza Pir’in dediği gibi asla pes etmeyeceğiz, dilimizi kültürümüzü yok sayan, katliam ve mahpushane dışında bir yol bırakmayan sisteme karşı Seyit Rıza’nın yol gösterdiğini söylemek istiyorum.”
Tuncer Bakırhan’ın konuşmanın ardından toplantı basına kapalı devam etti.