Türk ordusu çaresiz kalınca kimyasala sarılıyor

Gerilla güçleri karşısında çaresiz kalan Türk ordusu, kimyasal silahlar kullanarak sonuca ulaşmak istiyor. Bu kadar yoğun kimyasal kullanması, çaresizliğini saklamanın tek çaresi olmuş.

Türk devleti, Özgürlük Hareketi’ni yok etme temelinde 2015’ten bu yana farklı tarihlerde farklı adlandırmalar yaparak gerçekleştirdiği çeşitli saldırılar sonuç almayınca 2021’den itibaren de çok yoğun kimyasal silahlar ve taktik nükleer bombalar kullanıyor. Kurdistan dağlarında Önder Apo’nun militanlarına karşı gerçekleştirilen yüzlerce hatta binlerce hava saldırısının yanı sıra kullanılan yasaklı silahlar, Türk devletinin çaresizliğinin en somut hali değil de nedir? Gerilla güçleri karşısında çaresiz kalan, göğüs göğüse çarpışmaya cesaret edemeyen faşist Türk devleti, kimyasal silahlar kullanarak sonuca ulaşmak istiyor.

Zap, Şehîd Delîl Batı Zap ve Metîna alanları başta olmak üzere Medya Savunma Alanları’nda savaş mevzileri ve tünellerine karşı kimyasal silah kullanan faşist Türk devleti, işlediği bu savaş suçu ile özgürlük gerillalarını teslim alabileceğini ya da gerillalarının eylemselliklerini durdurabileceğini zannediyor. HPG Basın İrtibat Merkezi’nin 30 Ocak 2024’teki resmi açıklamasında faşist ordunun 18 Ocak 2024’te Metîna’nın Girê Ortê Direniş Alanı’ndaki savaş mevzilerine karşı gerçekleştirdiği kimyasal saldırılarda 5 özgürlük gerillasının şehadete ulaştığı paylaşıldı. Yıllardır Kurdistan dağlarında kimyasal silahlar kullanarak gerillayı bitereceğini ya da teslim alabileceğini zanneden faşist Türk devleti, Önder Apo’nun fikrinin evrenselleştiğini ve gerillanın da bunun en yalın pratikçisi olduğunu hala anlamış değil. Zira özgürlük amacı taşıyan yüreklere kimyasal bile işlemez.

SAVAŞIN GİDİŞATINI BELİRLEYEN KAHRAMANLAR

İhanet çizgisinde tarihte olduğu gibi devam eden ve Başûrê Kurdistan’ın kapılarını sonuna kadar celladına açmaktan vazgeçmeyen işbirlikçi KDP güçleri, faşist Türk askerlerinin Başûrê Kurdistan’a yerleşmesine sessiz kaldığı gibi aynı zamanda yardımcı olmuştur. Bu gerçeklik onlarca kez belgelenmiştir. Kürt tarihine bakıldığı zaman tarih sayfalarının her birinde onlarca ihanetçi ve iş birlikçi yaklaşımları görülen KDP güçlerinin son yıllardaki pratiği, Kürt halkının sabrını taşıran son nokta konumuna gelmiştir.

İhanet ve işbirlikçi çizgiye rağmen özgürlük gerillalarının muazzam direnişi, her defasında beraberinde yeni başarılar getiriyor. Zendûra, Girê Hekarî, Girê Çarçel, Tepe Ortê ve Metîna’nın bir çok alanında HPG ve YJA Star gerillaları ‘‘İşgalciye Geçit Yok’’ diyerek Kurdistan topraklarına adım atmış her işgalciyi cezalandırma iddiasıyla savaşıyor. Zendûra’da Rêber ve Hêjarlar, Girê Hekarî’de Nûrî, Amara ve Azêler öncülüğünde yaşanan muazzam direniş, savaşın gidişatını belirlemişti. Oluşumunda bu yana bedeller vererek daha da güçlenmesini bilen PKK, yaşanan her şehadetten tecrübe aldığı gibi güç de almaktadır. PKK’de yaşanan her şehadet karşısında büyük yeniliklere adım atmak bir ilkedir ve değerlidir. Zira Önder Apo, PKK’yi Haki Karer yoldaşın anısına kurmuş, Egîd’in anısına ordulaşmayı, Bêrîtan’ın anısına ise kadın ordulaşmasını gerçekleştirmiştir. Önder Apo’yla başlayan bu gelenek, PKK saflarında hala ilk günkü gibi devam etmektedir. Bu temelde özgürlük gerillaları NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı varlık ve özgürlük savaşımında verdiği her bedelden daha da güç alıp büyük cevaplar vermektedir.

TÜRK ORDUSU İÇİN TEK ÇARE

Her defasında kimyasal silahlar kullanmasına rağmen bu gerçekliğini kabul etmeyen faşist Türk devleti, işlediği bu savaş suçlarına aldırış etmeden devam ediyor. Şimdi HPG Basın İrtibat Merkezi’nin paylaştığı resmi bilgilerden yola çıkarak bir ay içerisinde sadece Metîna alanında gerçekleştirilen kimyasal silahlar ve taktik nükleer bombalarının bilançosunu gördüğünüzde faşist devletin yenilginin eşiğinde olduğunu anlamak zor olmayacak. Kimyasal kullanmak çaresizliktir. Bu yenilginin belirtisidir. Metîna alanında sadece bir ay içerisinde toplamda 115 defa kimyasal silahlar, taktik nükleer bombalar ve yasaklı patlayıcılar kullanıldı. Bunlardan 110’u sadece Girê Ortê savaş tünellerine karşı kullanılmıştır. Türk devletinin bu kadar yoğun kimyasal kullanması, çaresizliğini saklamanın tek çaresi olmuş.

KÜRT HALKININ ASİL EVLATLARI

En son 18 Ocak 2024’te Girê Ortê direniş mevzilerinin savaş tünellerinde art arda kullanılan kimyasal saldırılarda 5 özgürlük gerillası şehadete ulaştı. İşgalcilere geçit vermeyen, aynı zamanda ihanet ve iş birlikçiliğe karşı sonuna kadar muazzam savaşarak cevap veren Berçem, Rüstem, Şahin, Ciwan ve Jiyan, ihanetin kazanmayacağını bir kez daha gösterdiler. Direnişleriyle tarih yazan bu onurlu halkın asil ve yiğit evlatları dönem görevlerini layıkıyla yerine getirerek Apocu çizginin en somut örneği oldular. Onlar Nûri, Amara, Azê, Çekdar, Roza, Serhed ve Rojhatlardan devraldıkları bayrağı layıkıyla taşıyarak kendinden sonraki yoldaşlarına bıraktı. Berçem, Rüstem, Şahin, Ciwan ve Jiyan… Onlar gerilla saflarında kendilerini adayarak yaşadı. Onlar bu değerli toprakları savunmak için canlarını siper ederek amansızca savaştı. Onlar her türlü saldırıya karşı çetin savaşarak, gülüşleriyle zaferi karşıladı. Onlar serkeftinin en güzel abidesi oldu…

ZAGROS DAĞLARININ BERÇEM'İ

Colemêrg’de dünyaya gelen Berçem, kadim Kürt geleneklerine göre büyüdüğü için toplum gerçekliğinin farkındadır. Toplumunun özgürlüğe ulaşması için silahlı mücadelenin gerektiğine inanan Berçem, 2014 yılında ait gördüğü dağlara gelir. Eteklerinde büyüdüğü Zagrosların göz kamaştıran heybeti onda asil bir Zagroslu kadın yapısını oluşturur. İlk eğitimlerini Zagrosların bir parçası olan Xakurkê alanında alır. Daha sonra Qendîl, Metîna alanlarında ve sonrasında Êzîdî halkını DAİŞ’ten kurtarmak için Şengal alanında aktif bir şekilde katılır. Savaş pratiğinde askeri anlamda tecrübe sahibi olan Berçem, Medya Savunma Alanları’na gerçekleştirilen saldırılara cevap olabilmek için ısrarları sonucunda savaşın yoğun olduğu alanlara geçme önerisinde bulunur. Bu temelde öncelikle ideolojik ve askeri eğitimlerden geçerek yeni dönem gerillacılığında kendini yeterince donatan Berçem, eğitim sonrası hareketli timlere dahil olarak, her fırsatta işgalcileri vurur. Yaşadığı yoğun ve başarılı pratiklerden sonra Girê Ortê direniş mevzilerinde yer alır. Zafere olan inancıyla direniş tünellerinde emek verir, bu temelde direnişin belirgin isimlerinden biri olur. Yaşama olan aşkı, yoldaşlarına olan bağlılığı ve güler yüzü ile direniş tünellerinde yoldaşlarının yüreğinde unutulmayacak bir yer edinir. Kıvrak zekası ile direniş tünellerine yaklaşmak isteyen düşmanı her seferinde boşa çıkarmasını bilir.

VİCDANININ SESİNİ DİNLEYEN RÜSTEM

Her biri birilerinin ardılıdır. Kimi ablasının, kimi abisinin kimi de çocukluk arkadaşının… O ardıllardan biri de Orhan Yakut, saflardaki adı ile Rüstem Arpêt. Wan’ın Westan ilçesinde yurtsever değerlere bağlı bir ailede dünyaya gelen Rüstem, yaşamı boyunca bu değerlere bağlı kalmasını bilir. Derin yurtseverlik bilincine varan Rüstem, düşman gerçekliğiyle erken yaşlarda tanışır. Bu gerçeklik ona özgürlük arayışlarına doğru yol aldırır. 1990’lı yıllarda ablasının gerilla saflarına katılması, gerillaya karşı daha büyük bir ilgi oluşturduğu gibi aynı zamanda özgürlük arayışlarını daha da derinleştirir. Ablası Bahar’ın 2011’de şehadetinden çok etkilenen Rüstem, faşist Türk devletinin Kürt halkı üzerinde gerçekleştirdiği saldırılar karşısında sessiz kalmayarak yönünü özgürlük mücadelesine verir. Feraşîn zozanlarından gerilla saflarına katılan Rüstem, kısa sürede Medya Savunma Alanları’na geçerek ilk eğitimini Metîna alanında alır ve daha sonrasında aktif bir biçimde pratik çalışmalara dahil olur. Yaşama karşı olan ilgi ve merakı, mücadele aşkı, coşkulu ve moralli oluşu yoldaşlarında ciddi anlamda bir güven duygusu oluşturur. Bu temelde üstlendiği her çalışmanın ağırlığının farkında oluşuyla birlikte, çalışmasını büyük bir ciddiyetle yerine getirir. Yaşanan yoğun savaş koşullarında devrimcilik görevini yerine getirmek için kendi önerisiyle tekrardan Metîna’ya geçer ve savaşın en kızgın demlerinde yoldaşlarına öncülük ederek kanının son damlasına kadar savaşır.

SERHED’İN DİRENGEN SAVAŞÇISI ŞAHİN

Aslen Mûş’un Gimgim (Varto) ilçesinden olan Şahin, düşmanın yoğun baskı ve saldırılarına karşı sessiz kalmayarak 2015’te gerilla saflarına katılır. İlk durağı Botan alanı olan Şahin Nuda, aynı yıl içerisinde Heftanîn’e geçer. Aldığı eğitimlerin yanı sıra üç yıl Heftanîn’de pratiğe dahil olan Şahin, birçok eyleme katılarak eylemci kişiliğini en güçlü şekilde açığa çıkarmasını bilir. Düşmanın Metîna’ya yönelmesiyle birlikte buraya geçer. Düşmanın savaş tünellerine karşın gerçekleştirdiği saldırılara cevap vermek için ilk olarak hareketli timlerde yer alır, burada da görev ve sorumluluklarını yerine getirerek düşmana karşı amansızca savaşır. Hareketli timlerde düşmana darbe üstüne darbe vurur, tıpkı bir şahin gibi önce hedefine odaklanır, sonra müthiş bir saldırıyla hedefi yok etmesini bilir. Son olarak Girê Ortê savaş tünellerinde yerini alan Şahin, yoldaşlarıyla birlikte tıpkı kendinden önceki kahramanlar gibi direnişleriyle tarih yazdı.

MINBIC’DEN CİWAN BİR YOLDAŞ

Ciwan, kendi kültürüne bağlı bir aile gerçekliğinde şekillendi. DAİŞ çetesinin Minbic’i işgal etmesi üzerine uzun bir süre ailesi ile birlikte tüm insanlık dışı saldırılarına şahitlik eder ve bu da onda özgürlük arayışlarını geliştirir. 2016’da Rojava özgürlük güçleri sayesinde Önder Apo’nun fikirleri ile tanışır ve ailesi ile birlikte özgürlük güçlerine büyük bir sempati duyar. Minbic’i özgürleştirme hamlesi sürecinde ve özgürleştirildikten sonra Arap halkının Önder Apo’nun fikirlerini daha yakından tanımasıyla Ciwan gibi yüzlerce Arap genci Özgürlük Hareketi’ne katıldı. Önder Apo’nun tüm halkları benimseyen paradigması onu da en çok etkileyen konulardan biriydi. Uzun süre Rojava özgürlük güçlerinde yer alan Ciwan Minbic, faşist Türk devleti tarafından Kurdistan dağlarında gerçekleştirilen saldırılara cevap olmak için yönünü Kurdistan dağlarına verir. Gerilla yaşamına çok çabuk adapte olur. Girê Ortê savaş mevzilerine geçer. Yaşama olan sevgi, merak ve heyecanı ile gerilla yaşamında çok çabuk etkinleşir. Savaş mevzilerindeki başarılı eylemleriylede düşmana ağır darbeler vurur. Düşmanın her saldırısına her seferinde daha yaratıcı bir biçimde cevap verir. Fedai yaşam tarzı ile direniş mevzilerini yıkılmaz özgürlük kalesine dönüştüren savaşçılardan oldu.

ADI GİBİ YAŞAYAN JIYAN

Jiyan, Êlih’te yurtsever bir ailede dünyaya gelir. Ailesinin Özgürlük Hareketi’nde verdiği bedellerden dolayı kahramanların hikayeleri ile büyür. Gençlik dönemlerinde parti çalışmalarına dahil olur. Dahil olduğu toplumsal alan çalışmalarında kadın gerçekliğini daha yakından tanıyan Jiyan, kadının dağlarda özgürlüğüne ulaşacağına inanarak 2015’te Garzan’da gerilla saflarına katılır. Eğitimler sonucu açığa çıkan derin yoğunlaşmaları kişiliğinde müthiş değişimler açığa çıkarır. Her zaman savaşın yoğun olduğu alanlarda olmayı isteyen Jiyan, bir YJA Star gerillası olarak Şengal’e geçer. Savaşta her zaman aktif bir rol oynayan Jiyan, bu alanda ciddi anlamda askeri tecrübeler edinir. Sonrasında Medya Savunma Alanları’nda Avaşîn’e geçen Jiyan, dört yıl savaşır. Edindiği bu tecrübeler sonrasında Metîna’ya geçerek yaşanan yoğun savaşa cevap olmak ister. Girê Ortê savaş tünellerinde büyük bir moral ve coşkuyla direnişin ortasında yerini alır. İddialı ve kararlı oluşu, fedakarla ve içtenliğiyle bütünleşir. Düşmanın saldırılarını her defasında boşa çıkarmayı başarır.